Ercüment Züngür yazdı: Leviathan!
“… Kendi keyfi için her şeyi yapacak bir kimse, ona bağlı bütün ıstıraplara da katlanmalıdır ve bu ıstıraplar, iyilikten çok kötülüğün başlangıcı olan hareketlerin doğal sonuçlarıdır. İşte böyledir ki, ölçüsüzlük doğal olarak hastalıkla cezalandırılır; acelecilik, tersliklerle; adaletsizlik, düşmanların şiddetiyle, gurur yıkımla; korkaklık, zulümle; kralların kötü yönetimi, isyanla; ve isyan, katliamla.” Thomas Hobbes, Leviathan, 2013, s.272
Leviathan, Tevrat ve İncil’de geçen ve kötülüğü temsil eden bir deniz canavarının adıdır. Thomas Hobbes’un 1651’de yayınlanmış ünlü kitabının adı da Leviathan’dır (Leviathan: Bir Din ve Dünya Devletinin İçeriği, Biçimi ve Kudreti.) Hobbes, kitabında Leviathan’ı mutlak güç ve yetkilere sahip egemen bir devleti ve dolayısıyla onu yöneten egemeni (hükümdar) tanımlamak için kullanmıştır. Burada kısa pasajlarla Leviathan’ın içeriği ve manası ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım.
“… İnsan doğasında üç temel kavga nedeni buluyoruz. Birincisi rekabet; ikincisi, güvensizlik; üçüncüsü de, şan ve şeref.” Leviathan, Thomas Hobbes, 2013, s.101
“…Dünyanın veya dünyanın ruhunun Tanrı olduğunu söyleyen filozoflar ona saygısızlık etmişler ve varlığını inkâr etmişlerdir. Çünkü Tanrı dünyanın nedenidir veya dünya Tanrı’dır demek, onun hiçbir nedeni yoktur, yani Tanrı yoktur demektir.” Thomas Hobbes, Leviathan, 2013, s.268
Hobbes’a göre insan, doğası gereği kendi iyiliğini arar ve bu insanlar arasında karşılıklı bir mücadele yaratır. Yani insan insanın kurdudur (homo homini lupus.) Bu yaklaşımın sonucu doğal olarak insanları sürekli birbirleriyle savaşa götürür ki bu da sürekli güvensizlik içinde yaşamak anlamına gelir. Bu durum sürdürülemez olduğu için insanların huzur ve barış içinde yaşamaları karşılıklı olarak bazı haklarından vazgeçmesiyle mümkün olabilir. Hobbes bu karşılıklı vazgeçmeye ‘toplum sözleşmesi’ adını veriyor. Toplum sözleşmesiyle bireyler zora başvurma yetkisini ve gücü daha üst bir güç olarak boyun eğecekleri kişiye yani Leviathan’a bırakmak üzere aralarında anlaşırlar. Bu şekilde sözleşme yapan insanların bir araya gelmesi ile oluşan şey devlettir. Hobbes’un deyişiyle bu Leviathan’dır. Bu gücü elinde bulunduran kişi egemen, diğerleri onun tebaası konumundadır. Bu Egemen bir çeşit ölümlü Tanrı’dır. Ölümlüdür çünkü yaratıcısı insanlardır, Tanrı’dır çünkü onu yaratan insanlar gücünü tartışamaz. Böyle bir sözleşme ile yaratılan egemenin yetkileri arasında şunlar vardır: Tebaa yönetim biçimini değiştiremez. Çoğunluk tarafından yaratılan Egemeni hiç kimse adaleti çiğnemeden tanımazlık edemez. Egemen, yönetilenler tarafından suçlanamaz ve cezalandırılamaz. Yargı ve uyuşmazlıkları karara bağlama hakkı, savaş ve barış ilan etme yetkisi, danışman ve bakanları seçme hakkı, ödüllendirme ve cezalandırma yetkisi Egemen’e aittir.
“Korkulacak genel bir güç olmasaydı hayatın nasıl olacağı, önceden barışçı bir yönetim altında yaşamış olan insanların bir iç savaş durumunda içine düştükleri hayata bakarak anlaşılabilir.” Leviathan, Thomas Hobbes, 2013, s.102 “Dünyevi ve ruhani yönetim, insanlar çift görsünler ve yasal egemenlerini bilmekte yanılsınlar diye icat edilmiş iki kelimeden ibarettir.“ Thomas Hobbes, Leviathan, 2013, s.345
“Devletin amacı bireysel güvenliktir. Doğal olarak özgürlüğü ve başkalarına egemen olmayı seven insanların, devletler halinde yaşarken kendilerini tabi kıldıkları kısıtlamaların nihai nedeni, amacı veya hedefi, kendilerini korumak ve böylece daha mutlu bir hayat sürmektir. Yani insanları korku içinde tutacak ve onları, ceza tehdidiyle, ahitlerini ifa etmeye ve doğa yasalarına uymaya zorlayacak belirgin bir güç olmadığında, insanların doğal duygularının zorunlu sonucu olan o berbat savaş durumundan kurtulmaktır.” Leviathan, Thomas Hobbes, 2013, s.133
Hobbes, güçler birliği ilkesine inanıyordu ve ona göre güçler ayrılığı ilkesi yetkilerin paylaşılması anlamına gelirdi. Güçler ayrılığı ilkesi devamında anarşiyi, güvensizliği, kavgayı ve yok olmayı getirecektir. Bu görüşü savunduğunda dünya 17’nci yüzyılı yaşıyordu. Aradan geçen yaklaşık 350 yılda pek çok şey değişti. Mutlakıyet gözden düştü, gücün paylaşımı ön plana çıktı. Mesela Hobbes’un ülkesi İngiltere demokrasinin ve güçler ayrılığının şampiyonlarından birisi oldu.
“Yazılı olmayan yasalar doğa yasalarıdır. İlk olarak, eğer istisnasız bütün uyrukları bağlayan ve yazılı olmayan veya insanların görebileceği bir yerde ilan edilmemiş olan bir yasa varsa, bu bir doğa yasasıdır. Çünkü insanların, başka insanların söyledikleri temelinde değil, kendi akıl ve mantıklarına dayanarak yasa olarak bildikleri bir şey her insanın akıl ve mantığı için uygun olmalıdır; bu da ancak bir doğa yasası olabilir. Dolayısıyla doğa yasaları için herhangi bir ilan veya duyuru gerekmez; herkesçe kabul edilen şu sözde olduğu gibi: Başkası tarafından sana yapılmasını uygun bulmadığın bir şeyi sen de başkasına yapma.” Thomas Hobbes, Leviathan, 2013, s.205
“Devletlerin çöküşü, kusurlu yapılarından kaynaklanır. Ölümlülerin yaptığı hiçbir şey ölümsüz olmasa bile; eğer insanlar, sahip olduklarını iddia ettikleri aklı kullanabilselerdi, devletleri, en azından dahili hastalıklar yüzünden yok olmaktan kurtulurdu.” Thomas Hobbes, Leviathan, , 2013, s.239
“Doğal hak, kendi doğasını, yani kendi hayatını korumak için kendi gücünü dilediği gibi kullanmak ve kendi muhakemesi ve aklı ile, bu amaca ulaşmaya yönelik en uygun yöntem olarak kabul ettiği her şeyi yapmak özgürlüğüdür.” Leviathan, Thomas Hobbes, 2013, s.103
“Gelecekten kaygı duymak, insanı, şeylerin nedenlerini araştırmaya yöneltir: çünkü bu nedenleri bilmek, insanın, şimdiki zamanı kendi avantajına uygun olarak daha iyi bir şekilde düzenlemesini sağlar.” Leviathan, 2013, s.86
“…Bir insan kendine ne kadar yüksek bir değer biçerse biçsin, onun gerçek değeri başkalarınca takdir edilenden fazla değildir.” Leviathan, 2013,s.74