Şehrimizde, tarihin geçmiş günlerinden bu yana yapılagelen en büyük ekonomik faaliyet ve şehir ekonomisinin direği sayılabilecek geçim kaynağı hayvancılık olup, bu sektörde kentimizin ülkede genelinde de hatırı sayılır bir yerde olduğu varsayılmaktadır. Hayvancılık alanında ülke istatistiklerine bakıldığında şehrimizin hayvan üreticiliği konumunda ilk sıralarda yer aldığı bir gerçektir.
Son yıllarda ülke genelinde olduğu gibi, şehrimizde de et fiyatlarında aşırı bir artış meydana gelmiştir. Geçmiş zamanlarda da ülke geneline yansıyan zamlar şehrimizde de hissedilir, fakat diğer şehirlere nazaran şehrimizdeki et fiyatları daha düşük seviyelerde kalırdı. Fakat son zamanlarda şehrimizdeki et fiyatları ile ülkenin hayvancılıkla uğraşmayan bölgelerindeki et fiyatları arasında ki fark ortadan kalkmış, bir kilogram etin fiyatı 500-600 TL aralığında satılmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak şehrimizdeki et satışları %90 lardan, %10’ lara kadar düşmüştür. Orta ve aşağı geliri sahip ailelerin bu fiyatlarla sofralarında et görmeleri bir hayal olmuştur. Hayvancılık alanında ülke sektöründe söz sahibi olabilecek şehrimizde et fiyatlarının bu denli yüksek olması kabullene bilinir bir durum değildir. Örneğin, zeytin ya da çay üretimi yapılan şehirlerde bu ürünlerin satış fiyatı diğer şehirlere nazaran daha aşağıda olup, Bu şehrin ahalisi üretilen ürünlerin nimetlerinden faydalanabiliyorken, şehrimizde ise üretiminde söz sahibi olduğumuzu iddia ettiğimiz bir alanda dahi bu garabete düşmemiz düşündürücüdür.
Ülke genelinde, tarım, turizm, eğitim, sağlık gibi sektörlerde iddiası bulunmayan şehrimizin tek iddialı alan olabileceği hayvancılığı dahi layığıyla yapamadığı et fiyatlarının üreticiye yansımasından belli olmaktadır. Şehrimizdeki hayvan yetiştiriciliği her geçen gün geriye gitmekte, şehrimizin kırsal bölgelerinde bu işle meşgul olan hemşerilerimiz, üretimi bırakarak il merkezine veya başka şehirlere göç etmekte, ya da modern hayvan yetiştiriciliğine yeterince rağbet etmeyerek ilkel anlamda yetiştiriciliğe devam edilmesi sektörün her geçen gün geriye gitmesine sebep olmaktadır.
Van YYÜ Ziraat Fakültesi tarafından, Yapılan araştırmalarda; şehirdeki hayvan üreticilerinin eğitim seviyelerinin düşük olduğu , %48 gibi bir oranının ilkokul seviyesinde eğitim aldığı, kırmızı et üretiminden para kazanan alım satımcıların Van bölgesinde de yoğun bir şekilde (%41) faaliyet gösterdikleri belirlenmiştir. Bölgede işletmelerin çoğunun; işletme başına 1-5 baş hayvana sahip işletmelerden oluştuğu, üretim miktarlarının bir göstergesi olan hayvan sayılarının düşük olduğu, işletmelerin önemli bir kısmının (%69) günde ancak bir hayvan satabilecek kapasitede olmadıkları görülmüştür. Aynı zamanda, Hükümetin et politikalarına etkisi (et fiyatlarını düşürmek için yapılan et ithalatı vb.) üreticilerin yaşam doyumlarını negatif yönde etkilediği buna bağlı olarak, yaşam doyum ölçek değerinin düştüğü görülmüştür.
Kurban bayramı yaklaşırken ülkedeki et enflasyonu daha da belirginleşmiştir. Yurt dışı kurban hissesi 4000-5000 TL arasında iken, yurt içinde ise bu fiyat 15000-20000 TL aralığında belirlenmiştir. Görülmektedir ki; hayvan yetiştiriciliği ile bir zamanlar dünyada parmakla gösterilen ülkemiz, yaşam kaynakları açısından dahi sıkıntılı olan bir çok ülkenin gerisine düşmüştür. Protein tüketiminin hayati önemi düşünüldüğünde ve bu tüketiminde en büyük kaynağının et olduğu göz önüne alındığında ülkedeki et üretiminin azalması tıpkı ilerde oluşabilecek su kıtlığı gibi gelecek nesiller için büyük tehlikeler arz edecektir. Bu bakımdan et üreticisini kendi kaderine terk etmek, devlet eliyle et ithalatı yapma yerine, üretici desteklenmeli ve modern hayvancılık yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır. Özellikle şehrimizin hayvancılık potansiyeli göz önüne alınarak endemik bir tür olan Norduz koyununun üretimi için çaba gösterilmeli ve üreticimiz maddi ve manevi olarak cesaretlendirilmelidir. Böylece şehrimizin o eski günlere, hayvancılık alanında yine sektörün gözdesi olacağı günlere döneceğini hayal ve ümit ediyoruz.