Malum ister Müslüman’ın çocukları ister gayri Müslimlerin olsun 15
yaşına kadar çocuklar günahsızdır, şayet ölürlerse cennete giderler.
Bir baba çocuğunu beslemekle, eğitmekle yükümlüdür. Resulüllah
Aleyhiselam; “7 yaşına kadar çocuklarınızı sevin, 14 yaşına kadar
eğitin, ondan sonra da onlarla danışın” buyurmaktadır. Ağaç yaşken
eğilir diyen atalarımız çocuklarımızın küçük yaştan başlamak üzere
eğitilmesi gereğine işaret etmektedirler.
Maalesef cahiliye döneminde doğan kız çocuklarından babaları utanç
duyuyorlardı, hatta onları öldürüyorlardı, İslam bu sapık düşünceleri
ortadan kaldırdı.
Peygamberimizin ifadesiyle “Bir insan iki kızını besler, yetiştirir,
edep üzerinde evlendirirse cehennemin ateşinden kurtulur”
buyurarak kız evlada sahip çıkmanın faziletine işaret etmektedir.
Bu meyanda çocuklarımıza karşı borçlu olduğumuz ortadadır.
İslam’ın değerlerini, dünyanın gerçeklerini onlara anlatmakta
zorlanıyoruz.Çocuklarımıza yaptığımız harcama, sevabı yüksek hayır sınıfta
olduğunu unutmayalım.
Devlet olarak bütçeden yeteri derecede çocuklarımıza bir pay
ayıramıyoruz. 22 milyon çocuklarımız, ülke nüfusunun %25’inden fazla
fakat çocuklarımıza bütçeden ayırdığımız pay %5 bile değil, artık gerisini
siz düşünün.
Çocuklarımızın rahat oynayacağı parklar yok, bisiklet yolları yok,
kapalı spor salonları yok, onları hayata hazırlayacak öğretmenlerimiz yok…
yok, yok, yok.
Daha düne kadar ne kadar laik, dinden bağımsız, ibadeti aksesuar
olarak yerine getiren birilerinin istediği kadar Müslüman nasıl
yetiştirebiliriz diye mücadele ediliyor, uğraş veriliyordu, bu niyetle eğitim
öğretim yapıyorduk, mutlu çocuk yetiştirmek kimin umurundaydı?
Yapılan son araştırmalara göre 22 Milyon çocuğun 7 Milyonu yoksul
yaşıyor, 6-14 yaşları arasındaki çocuklar zoraki zoraki çalıştırılıyor. İşin acı
tarafı dilenciliğe alıştırılıyor. Bu konuda iş icabı belediye zabıtası emniyet
müdahale etse de, bu yanlış olduğu gibi devam ediyor.
Çocukların yarısı ailesinden şiddet görüyor, malum şiddeti bir türlü
hayatın içinden çıkaramadık. Amir memura, memur eşine, eş çocuklarına,
çocuk evin kedisine zincirleme şiddete devam.
Bu sorun Öğretmen niteliği sorunudur, özellikle sınıf öğretmenleri ve
Eğitim müfredatı sorunudur. Sosyal imkanlar ve ortak yaşam alanı
sorunudur, kirli politikaların getirdiği bir beladır.
Bir düşünüp, pir düşünerek bu sorunun çözümü için iyi kafa yormak
lazım. Ben çocuklarımı hemen hemen hiç çalıştırmadım şiddet
uygulamadım. Hepsi üniversite mezunu kendi sahasında hayata verimli
olmaya çalışıyorlar. Belki istediğim gibi bir başarı onlardan elde edemedim
bu da baba evlat farkı olsun deyip teselli olmaya çalışıyorum.
Sevindirici olan şu ki, çocuk ölümlerinin azaldığıdır. Fakat bu sıkıntılı
hayatta, hayatta kalmak iyi mi kötü mü onu da bilemeyiz.
Dünyanın bütün çocuklarını seviyorum, gelin hepimiz çocukları
sevelim yarın ahrette bir sermayemiz daha olsun e mi?