Bakan Yusuf Tekin öğrenci devamsızlığı noktasında kararlı oldukları vurgusunu henüz göreve başladığı günlerde vurgulanmıştı.
Nihayetinde dönem boyunca öğretmenler de bakan Tekin'in cümlelerini aktardılar öğrencilere.
Devamsızlık yada sınıf geçmeye yönelik afların maalesef MEB'den çok ülke siyasetine göre şekillendiği açıktır.
Bakan Tekin bu kararlılığı sürdürüp bundan sonraki süreçte bu kangrene dönmüş konunun çözümünde ilk tuğlayı sağlam bir şekilde koyabilecek mi birlikte göreceğiz.
Bu yılın seçim yılı olması bakan Tekin'in sınavını zorlaştırsa da imkansız değildir.
Bu gerçeklikten hareketle bu yılın da seçim yılı olmasına bağlı olarak özellikle üniversite sınavlarına hazırlanan 12.sınıf öğrencilerinde beklenti söz konusudur.
Geçmişte de yazdığımız üzere;
- Ders yılı başından itibaren sorulan devamsızlık affı sorusunun cevabının bakanlık makamının iki dudağı arasına ve yıl sonuna bırakılması asıl sorunu oluşturmaktadır.
- Yıl sonu yapılan açıklamalar ile zamanında okula gelen öğrenciler adeta cezalandırılır hale gelmektedir.
- Okul ve üniversite sınavlarına hazırlık arasında mekik dokuyan sorumluluk sahibi öğrenciler yıl sonunda gelen aflar sonrasında haklı olarak "ben neden bu kadar sıkıntı yaşadım, rapor- izin peşinde koştum. Bunca zamanı neden sınava hazırlık için ayıramadım" cümlelerini kurarlar haklı olarak.
MEB'in bu konuda yeni bir açıklama yapması ve son noktayı koyması gerekir. Okullar açıldıktan sonra örneğin seçim yaklaşırken bir açıklama yapılırsa bu öğrencilerden yeniden 2 aylık süre çalınmış olacaktır.
Bu noktada bir başka sorun ise öğrenci devamsızlık hakkını doldurunca "artık kaldın okula gelmene gerek yok" diyoruz mevzuat gereği. Öğrenci de doğal olarak gelmiyor okula. Sonra affediyoruz devamsızlıklarını. O zaman biz bu öğrencileri okuldan neden gönderdik? Haklı sorusu ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak 12.sınıflarda devamsızlık affı ya şimdi açıklansın ya da af hiç gelmesin. Her halükarda MEB bir açıklama ile son noktayı koysun.