Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos'ta Kuran kursuna gitmek üzere evden ayrılan ancak bir daha geri dönmeyen Narin Güran'ın cansız bedeni, tam 19 gün sonra bulunmuş, olay tüm Türkiye'yi hüzne boğmuştu. Bir derede çuval içinde, üzerine taşlar yerleştirilmiş şekilde bulunan Narin’in ölümüne dair sır perdesi aralanmaya çalışılıyor.
TUTUKLU SAYISI 11'E YÜKSELDİ
Soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen anne, ağabey ve diğer şüphelilerle birlikte toplamda 8 kişi tutuklandı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A da savcılıktaki sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Narin Güran'ın amcası Salim Güran'ın işçisi olduğu öğrenilen R.A ile birlikte soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 11'e yükseldi.
Narin’in tutuklu amcası Salim Güran, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla T tipi kapalı cezaevinden Diyarbakır adliyesine getirildi. Yeniden savcı tarafından ifadesi alınan Güran, ifadesinin ardından tekrar cezaevine gönderildi.
Ayrıca, soruşturmanın gidişatını etkileyebilecek önemli bir gelişme olarak, Salim Güran’ın telefon kayıtlarına da ulaşıldı.
"NEVZAT BAHTİYAR'IN ALEYHİME SÖYLEMİŞ OLDUKLARI YALANDIR"
Yeniden ifadesi alınan Amca Salim Güran’ın, cesedi dereye çuval ile götürüp gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın “Ben Arif'in kızını öldürdüm. Sen de bu cesedi alıp yok edeceksin” ifadesi soruldu. Sorulan soruya Amca Salim Güran ise şu cevabı verdi: “Nevzat Bahtiyar’ın aleyhime söylemiş olduğu tüm hususlar yalandır. Kesinlikle olay günü ben Nevzat’a seslenmedim. Ben Nevzat Bahtiyar’ı sormuş olduğunuz 15:00-16:00 saatleri arasında kesinlikle görmedim. Sadece saat 20:00'dan sonra köyün içine evime doğru ilerlerken bir kalabalığın içerisinde gördüm. Bunun haricinde kesinlikle söylemiş olduğu olay gerçekleşmemiştir. Bu beyanlarını kabul etmiyorum. Yeğenim olan Narin Güran’ı öldürerek cesedini arabama yükledikten sonra kendisine teslim etmedim. Ben Nevzat’a ‘Arif’in kızını öldürmüşüm’ demedim. Dolayısıyla aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum." Amca, Nevzat Bahtiyar’ı tanıyor musun sorusuna ise“Kendisi benim arkadaşım olur, aramız iyidir. Köylümüz olur” cevabını verdi.
"HAYAT KADINLARIYLA GÖRÜŞTÜĞÜM İÇİN ARAMA KAYITLARINI SİLDİM"
‘Cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporunda 23/08/2024 gününden önceki tüm normal arama ve Whatsapp arama kayıtları sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz’ sorusu sorulması üzerine Salim Güran, “Ben hayat kadınları ile görüşme sağladığımdan ve bu hususun açığa çıkmaması adına bu kayıtları sildi. Başka bir amacım yoktur. Çünkü ben sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin’in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum” dedi.
Salim Güran'ın ifadesi şu şekilde: "Ben bu beyanı kabul etmiyorum. Olay günü kızları da tarladaydı. Kızlarını ben olay günü eve götürmüştüm dedi. Ramazan ile tarlaya aynı istikametten geri döndük. Yolda geri dönerken kimse ile konuşup konuşmadığımı hatırlamıyorum. Zaman öğleden sonraydı saati hatırlamıyorum. Tekrardan Ramazan ile kanal bölgesine geldik. Yolda gelirken, köyümüzün arka kısmında su kanalının sonuna doğru kanala sıfır olan olan yerde kayınbabama ait çiftliğe gittik."
OLAY GÜNÜ
"Çiftlikte pislikler kanala bırakılıyor. Bu nedenle fışkiyeler kitlenmektedir. Mahfuz oradaydı. Mahfuz'a durumu anlattım. Mahfuz ile telefonla da konuşmuş olabilirim. Hatırlamıyorum. Öncesinde Abdurrahim Kaya'yı da aramıştım. Çiftliğin atıklarından dolayı fışkiyelerin tıkandığını söylemiştim. Çiftlikte bize kazma kürek getirdiler. Saati hatırlamıyorum. Kazma kürek ile Mahfuz ile birlikte kazdık. Hanımı bize çay getirdi ve çay içtik. Epey burada kaldık. Kazma kürek ile hat açtık. Çayımızı içtikten sonra Ramazan Atasoy ile birlikte tekrardan tarlaya döndük. Döndüğümüzde hava aydınlıktı, karanlık değildi. Pisliği kesmeseydi su borusunu çiftliğe getirecektik. Ramazan'ın babasını arayıp pisliği kesip hattı değiştirdik dedim."
"JANDARMA KOMUTANINI ARAYIP 'KARDEŞİMİN KIZI KAYIP' DEDİM"
"Sonra Mehmet Selim Atasoy'un yanına gelip ona yardım ettik. Yardımdan sonra yukarı da sondajın oraya geldik. Saat 20:00 sıralarında bana telefon geldi. Bana Narin kayıptır dediler. Beni arayan kızım Gizem'di. Gizem beni ya kendine ait telefonla ya da İbrahim'e ait hat ile aramıştı. Ben sondaj oradayken telefonla konuşmuştum. Telefon geldikten sonra Mehmet Selim'e durumu anlattım kardeşimin kızı kayıp gitmem lazım dedim. Mehmet Selim'de benimle birlikte geldi. Köyün içine arabayla gittiğimde bütün köy kapıdaydı. Ben telefonla jandarma komutanını arayıp "kardeşimin kızı kayıptır" dedim. Kendisi bana "ben izindeyim ekip göndereceğim" dedi. Sonra ekip geldi. Okul görevlilerini aradım ve okulu açtırdım. Ben yürüyerek aramaya katıldım. Sabaha kadar arama yaptık. Sabah Berat Kaya ve Imran Kaya ile arabayla geldik."