Ercüment Züngür yazdı: Gaz lambası tekniği!

Okuduğunuz kitabı masanın üzerine bırakıyorsunuz ve biraz zaman geçtikten sonra eşiniz kitabı alıp başka yere bırakıyor. Siz daha sonra kitabınıza ulaşmak isterken yerinde bulamıyorsunuz ve eşinize sorduğunuzda, eşiniz nerede olduğunu bilmediğini söylüyor. Fakat biraz zaman geçtikten sonra kitabı bıraktığınız yerde buluyorsunuz. Bu durumu eşinize açtığınızda, eşiniz kitabın hep orada olduğunu söylüyor. Bunu evin içerisinde başka eşyalar üzerinden de eşinizin sürekli yaptığını düşünün, bunun devamında siz kendinizi nasıl hissedersiniz? Bağlamından kopmamak için bunun cevabını yazının içerisinde vermeye çalışacağım. 

Kendisini çok seven ve kendisi için yapmayacağı hiç bir şey olmayan bir insana akla hayale gelmeyecek bir acımasızlığa imza atılabilir mi? Evet, yapan birisi var ve buna zamanla gaz lambası tekniği (gaslighting) denilmiştir. Sizi çok seven ailenizden herhangi birini zamanla kendinize çok sıkı bir şekilde bağlayıp ve yaptığınız her yanlışı affedecek konuma sokup devamında değersizleştirme ve kabul ettirme. Buradaki her adım aşama aşama gerçekleşmektedir ve bir noktadan sonra psikolojik, sosyolojik ve devamında insan haklarına aykırı bir örüntü oluşturulmaktadır. Burada geçen her adım aslında yaşanmış bir olayın sahnelenmesiyle ortaya çıkmıştır. 1930 lu yıllarda bir film çekiliyor ve bu film bilerek veya bilmeyerek yıllarca yaşanmış bir gerçeği göz önüne sermektedir. İsmini bu filmden alan gaz lambası tekniği-işkencesi sonralarda da sıkça kullanılmaktadır. Filmin önemli bir bölümünde bir ev var ve bu evde Jack ve Bella adında bir çift yaşamaktadır. Bella, eşi Jack’ı çok sevmektedir ve ona her ne olursa olsun mantığı ile bağlanmış durumdadır. Bu koşulsuz sevgiye karşı çokta iyi niyetli olmayan Jack, eşi için karanlık planlar peşindedir.

Evleri gaz lambası ışığı ile aydınlanan bu çiftimizden Jack gaz lambasının ışığı ile sürekli oynamaktadır ve bunu yaparken de eşinden gelecek konu ile ilgili yorumlara sabit cevaplara vermeye kendisini odaklandırmaktadır. Bir gün odaya giren Bella gaz lambasının ışığının eskiye nazaran azaldığını dile getirmektedir fakat Jack, ısrarla ışığın eskisi gibi olduğunu iddia etmektedir. İkisi arasında geçen diyalogu kısaca şu şekildedir:  

"Artık gaz lambası eskisi kadar aydınlatmıyor mu?"                                                                                     Ve her seferinde Jack diyor ki, "sen delirmeye başladın sen saçmalıyorsun garip şeyler yapıyorsun" diye aslında bile bile yaptığı şeyde Bella’nın psikolojisini bozmak için gerçekliği saptırıyor.’’ İşte Gaslighting'in hikayesi buradan geliyor.

Kendisine koşulsuz bir sevgi bağı ile bağlanan bir insana karşı yapılan bu acımasızca davranış bir insanlık suçudur. Karşı tarafı kendinden şüphe ettirilerek yapılan ve psikolojisinin bozulmasına sebebiyet veren bu tekniğin aklanılacak hiçbir tarafı yoktur. Fiziksel zarar karşı verebileceğimiz her türlü itirazı bu uygulamaya karşı da vermek insanlığın önemli sorumluluklarındandır.

Gaslighting kapsamında ve karşı tarafı sindirip kendinden şüphe ettirecek duruma getiren bu kişiler kimlerdir? Bu insanlar aslında narsist, psikopat özelliklere sahip insanlardır. Ve ne yaptıkları konusunda gayet bilgilidirler. Narsist kişi öncelikle sizin hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunur ve siz bu yanlış davranışa karşı ufak bir itirazda bulunursunuz fakat karşınızdaki kişi bu ufak itirazınızı inanılmaz boyutlara taşıyıp sizi konuştuğunuza pişman ettirecektir. Bu durumun başka vakitlerde tekrar etmesi sonucu artık yapılan yanlışlara itiraz edemeyecek duruma gelirsiniz çünkü karşıdan gelen tepkiler sizi artık korkutma düzeyine gelmiştir. Bu durum sizin gerçekçi, küçük veya büyük sorunlara karşı susmayı tercih etmenize sebebiyet verecektir. Çünkü bir yandan korku varken bir yandan da sizden ayrılma sizi yalnız bırakma paronayası içerisinde olursunuz.

Gaslighting uygulamasına başvuran kişilerin dikkat çeken davranışlarından birisi de söyledikleri ile yaptıklarının birbirini tutmamasıdır. Bu kişiler bir şeyi ‘’söylediği zamanlar, konuştuğu zamanlar, dünyanın en iyi insanı, en iyi sevgilisi, en iyi eşi, en iyi patronu bile olabilir. Ama iş icraata geldiği zaman, söylediğinin tam tersi şeklinde davranabilir, seni aşağılayabilir, sana kötü davranabilir. Bu aynı zamanda kendi hayatı için de böyledir. Mesela; görünüşte inançlarına çok bağlıdır ama hayat açısından baktığımız zaman çok ahlaksızca davranabilir, çok hak yiyebilir. Bambaşka şekilde bu karşına çıkabilir. O yüzden Gaslighting uygulayan insanlarda söze değil, davranışa bakmak gerekir.’’ Bu kişiler bununla sınırlı kalmayıp kişinin kendinden şüphe duyması için başka kişileri referans olarak ta gösterebilmektedir. Tamamen insanlık dışı bir uygulama olan bu davranışın insan hakları ihlali olarak görüp tanık olduğumuz kişilere karşı gerekli tavrımızı gösterip yetkililere haber vermek insanlık görevimiz olmalıdır.