ŞEHRİVAN ÖZEL: FATMA NUR POLATCAN
Türkiye’de kırsal yerleşimleri refah düzeyinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar devam etse bazı küçük yerleşim birimleri bu hizmetlerden mahrum kalmaya devam ediyor. 1 milyondan fazla nüfusu olan Van’ın da kalkınması için çeşitli proje ve çalışmalar yapılırken bazı bölgelerdeki vatandaşlar zaman zaman ilginç eksikliklerden yana dert yanıyor. Kimi yerlerde alt yapı kimi yerlerde ise üst yapı eksikliklerine dair çağrılar yapılırken Van’ın Saray ilçesine bağlı olan ve kent merkezine 102 kilometre uzaklıktaki Keçikayası Mahallesi’nde ise vatandaş tüm bu hizmetlerden yana dert yakınıyor. Kapıköy Sınır Kapısı’na yakınlığıyla bilinen mahalle sakinleri hiç temel hizmetten yararlanmadığını söylüyor. Mahalle sakinleri en temel ihtiyaç olan su, elektrik ve şebeke hizmetlerinin birçoğunu alamadığını ifade ediyor.
KEŞİKAYALILAR: BİZ HİZMETE LAYIK DEĞİL MİYİZ?
Saray’a 55 kilometre uzaklıktaki mahallede yıllardır şebeke sorunu yaşanıyor. Mahalle muhtarı defalarca kez müracaat etmesine rağmen sorunun çözülmediğini ve köyün dünyayla bağlantısının olmadığını dile getiriyor. Bunun yanı sıra köyde sular sadece 2 saat akarken, elektrikler ise sık sık gidip geliyor. Bu sorunların yanı sıra köyün en büyük sorunu ise 2014 yılında yapılan ve 2 sene sonra meydana gelen selle yıkılan, mahallenin tam ortasında bulunan DSİ tarafından yapılan kanal. 2016 yılından beri bozuk halde bulunan kanal, mahalle için tehlike yaratırken, mahalle muhtarı bir yağmur yağdığında mahallelilerin korkudan evlerine giremediğini söylüyor. Bunun haricinden birçok problemi bulunan mahalle ile ilgili konuşan muhtar Ubeydullah Erciçek, “Biz hizmete layık değil miyiz” diyerek sitemde bulunuyor.
BU KÖYDE HİÇBİR ŞEY YOK!
Yaşanan problemlerle ilgili Şehrivan’a konuşan mahalle muhtarı Ubeydullah Erçiçek, “Yaklaşık 14 yıldır Keçikayası Köyü’nün muhtarlığını yapıyorum. Köyümüzün yıllardır çözülmeyen sorunları var. Neredeyse köyde hiçbir şey yok. Ben bu sorunlardan dolayı dışarı çıkmaya utanıyorum. Defalarca kez gerekli yerlere müracaat ettim ama hiçbir çözüm bulunmadı. Köyün nüfusu binden fazla iken 500’e düştü. Yaşanan sorunlardan dolayı kimse köyde durmuyor. Köyümüz sınırda ve biz de burada unutulduk. Bizim diğer insanlardan ne farkımız var? Biz hizmete layık değil miyiz? Buradan yetkililere sesleniyorum; bizim sorunlarımızı görün” dedi.
“21’İNCİ YÜZYILDA YAŞAMAMIZA RAĞMEN KÖYÜMÜZDE ŞEBEKE SORUNU YAŞANIYOR”
Erçiçek, yaşanan şebeke sorununa değinerek şunları söyledi: “Bakın biz 21’inci yüzyılda yaşamamıza rağmen köyümüzde şebeke sorunu yaşanıyor. Köylüler yüksek yerlere çıkıp şebeke bulmaya çalışıyor. Yıllardır bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Hastamız oluyor ambulansı arayamıyoruz. Bir sıkıntımız oluyor arama yapamıyoruz. Teknoloji çağında geçmiş yılları yaşıyoruz. İnternete erişimimiz yok. Çoğu köylü bu yüzden göç etti. Başımıza bir şey gelse kimsenin haberi olmayacak. Defalarca kez müracaat ettim, dilekçeler verdim ama maalesef bir çözüm bulunmadı.”
“KÖY İÇİNE ÇIKACAK YÜZÜM KALMADI”
Su ve elektrik sorununu dile getiren Erçiçek, “Keşke bir tek sorun şebeke olsaydı. Köyde sular sadece 2 saat akıyor. Sabah ve akşam 1 saat. Bunun için çok kez VASKİ’ye gittim ama maalesef çözüm bulunmadı. Köylülerin hepsi bidonlarla su alıyor. Elektrik sıkıntısı yıllardır köyde var. Elektrikler sürekli gidip geliyor. Akşam pat diye elektrikler gidiyor, saatlerce karanlıkta kalıyoruz. Köylüler bana şikâyet ediyor ama benim elimden de bir şey gelmiyor. Köy içine çıkacak yüzüm kalmadı. Gerekli yerlere de müracaat ettim ama sorunlarımız yerinde sayıyor” diye konuştu.
“BU KANAL TEHLİKE SAÇIYOR”
Erçiçek, köyün içinde yapılan DSİ kanalının tehlike yarattığını vurgulayarak, “Köyümüzün içinde 2014 yılında DSİ tarafından sel suyunun geçmesi için bir kanal yapıldı. Yapıldığında bize bu kanal 100 yıla kadar dayanır dediler ama ne yazık ki kanal 2 sene geçmeden selle birlikte yıkıldı. Duvarları yıkıldı ve sel suyu kanalın yanındaki evleri aldı. 3 köylüyü sel götürdü, köylüler onları kurtardı. 2016 yılında meydana gelen selden sonra defalarca kez başvurmama rağmen kanal duvarı yapılmadı. Yıkık halde köyün içinde bir enkaz olarak duruyor. Köylüler bir yağmur yağdığında nereye gideceklerini bilmiyorlar. Bir kanalı yapmak bu kadar mı zor? Bir sel gelse köylüler nereye gidecek? Köylülerin canı tehlikede. Buradan seslenmek istiyorum; bu kanal tehlike saçıyor. Ya gelin yıkın hepsini ya da yapın” dedi.
ERÇİÇEK: BAKACAĞIZ DEDİLER AMA HALA BAKIYORLAR
Köyde yaşanan diğer sorunlara da değinen Erçiçek, “Okulumuzun duvarı yıkılmış. Kaç defa başvurmama rağmen yapmadılar. Birkaç defa dilekçe verdim ama dönüş yapılmadı. 8 derslikli bir okulun projesi var ama ödenek yok diyorlar. Ortaokula giden çocuklar taşımalı eğitim istiyor. Köyün girişindeki 4 kilometrelik yol harabe gibi. Yol Daire Başkanlığı’na başvurdum. Bakacağız dediler ama hala bakıyorlar. 2020 yılında meydana gelen depremden köyümüz de etkilendi. 5-6 kişi halen konteynerde kalıyor. Herkese yapıldı da bu insanlara neden bir ev yapılmadı?” diye aktardı.