ŞEHRİVAN HABER- FATMA POLATCAN
Yazar Şeyhmus Diken, geçtiğimiz günlerde müzisyen Udi Yervant ile birlikte bir imza, söyleşi programına katılmak üzere Van'a geldi. Diken ve Yervant, programdan önce Bahçesaray'a giderek orada konuk oldu ve oranın tarihi yerlerini gezdi. Tarihi Akdamar Adasını da gezen Diken ve Yervant, Kumbara Kültür ve Sanat Merkezinde Vanlılarla bir araya geldi. Yazar Şeyhmus Diken, Van'dan ayrıldıktan sonra kent üzerine bir yazı kaleme aldı. Diken, yazısında Van'ın güzelliğe vurgu yaptı fakat yazıda kentin sahipsizliğinden de dert yandı.
VAN BU İSİMLERE SAHİP ÇIKMIYOR!
Diken, yazısında "Üç isim telaffuz edeceğim; Yaşar Kemal, Feqîyê Teyran ve Ruhi Su. Van’ın görünür sicilinde yoklar biliyor musunuz? Ne garip, ne tuhaf ne büyük eksiklik! Bu üç büyük şahsiyetin Vanlı olduğunu dünyaya anlatmak için, Van kimden icazet bekler ki! Van’ı ne kendine getirmeli. Kuşlarla konuşan Feqîyê Teyran nasıl anlatılmalı" ifadelerini kullanarak Vanlı olan isimlerin kent tarafından sahiplenmediğine dikkat çekti.
İşte Diken'in Van'ı ele aldığı yazısı:
Mealen yorumlanır ki üstat Bediüzzaman Saidî Kurdî demiştir ki; “Öyle taşlar vardır ki; bağrından nehirler çağlar…”
Ve dahi kuşların diliyle konuşan Feqîyê Teyran Ey av û av şiirinde; “Miksî dibê avê we bû / Pêxemberan aqil hebû / Qet hewceyê pirsan nebû / Wan dest gihabû su`hbetê”.
Ve devamla; “ey av û av, ey av û av
ma tu bi ‘işq û muhbetê
mewc û pêlan tavêy belav
bê sekne û bê rahetê” (Ey su ve su, sen aşkın ve muhabbetin için mi, böyle hırçın akarsın, neden durulmuyor rahata ermiyorsun).
Uzun zamandır gidip göremediğim bir saklı cennetin konuğu oldum önceki hafta. Van’ın uzak ilçelerinden şimdiki adı Bahçesaray olan; Müküs, Moks, Miks’teydim.
Hem üstad Feqî’nin bir ceviz ormanı içindeki mezar ve türbesini ziyaret ettim. Hem de kutsal kitaplarda yer alan dört nehirden biri olan Dijle’nin kaynaklarından Müks çayının bir mağara oyuğundan adeta fışkıran gözesine gittim.
Size Müks’le ilgili sanırım söyleyeceğim tek şey şu olacak; insan bir şehrin her yerinden gürül gürül akıp giden suyun sesine sahiden aşık olur mu?