Önceki yazılarımın birinde belediye başkanlığı adayı konusunda halkın beklentisine yönelik çeşitli saptamalarda bulunmuştum. Halkın beklentisine yanıt bulmaya çabalarken—ne yazık ki—pek çok parti gönüllüsünün bu beklentilerden çok, ferdi menfaatler peşinde olduğunu ilerleyen günlerde öğrenmiş olduk. Şimdilerde, özellikle büyükşehir adayları açıklandıktan sonra, ilçe belediyelere talip olan aday adaylar gündem konusu. Aslında gündem konusu artık günlük olmaktan çıkmış, saatlik dedikodulara dönüştürülmüş durumda. Her tarafta hayali söylentiler, “ütopik” il ve ilçe toplantıları, Kemal Sunal’ın (Şaban’ın) filmlerini andıran ‘Ankara’daki DAYIM’ mevzusu… Doğrusu bu konuyu bilhassa vurgulamak istiyorum; çünkü dedikodular o kadar pervasız ki aday adayı olmamış isimlerin bile Ankara’dakilerle ‘dayı-yeğen’ macerasına atıldıkları, onların şakşaklığını yapan isimler tarafından masabaşında, telsizlerle (ya da ayaklı fısıltı gazeteleri aracılığıyla) ilan ediliyor…
Saatli dedikoduların birinci güldürü konusu: GENEL MERKEZDEN ÇAĞIRDILAR.
Doğru ya en kabul görecek ifade bu. Genel Merkez de, akan sular dursun! Koskoca Genel Merkez çağırmış beyzademizi!
Kesssinnn aday o!
Arkadaş yok böyle numara! On numara! Yahu kim çağırdı sizi? Bırakın bu ucuz kurnazlıkları! Genel Merkez’den çağrılan isimlere soruyorum: Asayiş berkemal mı? Ne oldu? Parti Genel Merkezi isminizi beğendi mi? Yoksa soyaddan mı çizik yediniz? Yoksa Ankara’daki dayının aslı Şaban’ın dayısı gibi bir dayı mı?
Yahu büyükşehire takılıp kaldıysanız, Osman hoca bir istisnaydı. Başbakan kadirşinaslığını gösterip davrandı. Rahmetli Ebubekir Gülaçar’ın manevi desteğine yanıttı o. Başarılı olur ya da olmaz; Başbakan Erdoğan vefasını ortaya koydu.
***
İkinci güldürü konusu: OLMAYAN ADAY ARANIYOR…
Aday adayı olmaya müracaatı bile olmamış bir aday konuşuluyor. Temayüle katılmamış, halkın duymadığı, parası çok getirisi yok bir aday adayı…
Yani bir isim var ki sonucu muamma:
TEMAYÜL=0
KAMUOYU=0
BEKLENTİ=0
Yahu sormazlar mı size varolan aday adaylarının nesi eksikti diye? Madem kendine güveniyordu katılsaydı ya bu turnuvaya! Yoksa parası ismini halka tanıtmaya engel mi oldu? Parasız aday var mı ki? Halka sordunuz mu ki bu ismi geçen zat kimdir, nedir, ne iş yapar, uygun mudur değil midir diye?
Yok.
Halka sormadık, öyle buyurdular! Genel Merkez mi yine? Genel Merkez muhtarlara mı emanet yoksa? Ben de bir çayını içiyim bu Genel Merkez’in (geçerken)! Gerçeği sorsanız ne çıkar!
Tanıyan yok, bilen yok.
***
Üçüncü güldürü konusu: TEŞKİLAT…
Partilerin il ve ilçe teşkilatlarını oluşturan üyeler, partiye hizmetlerini, parti binalarında ya da parti başkanlıklarında kendilerine ‘Eyvallah’ diyecek aday adaylarını bekleyerek, onları konuşarak mı ifa ediyorlar?
Benim bildiğim, il ve ilçe teşkilatı üyelerinin asli görevi partilerinin yıpranmasına sebep olan pürüzleri, eksikleri, hataları, şahıs ve kurumları denetim altına alma çabasıdır. Bu ne teşkilat aşkıdır ki fokur fokur çay başında aday adaylarını belirleme yolunda ellerinde not defteri ‘Teşkilatımızı A adayı 8, B adayı 11, C adayı 15, D 18 (… liste devam ediyor) kez ziyaret etti’ o yüzden ‘En sadık aday D’dir’ hesabındalar.
Kardeşim!
Bukalemun olmaya gerek yok. Bir kere size çok gelen şâhısı sorgulayın önce: Niçin halkın içinde değilsin, niçin hep buralardasın diye! Size ‘Eyvallah’ diyecekse bence hiç başkan olmasın zaten! Sizin isteklerinizi değil, milletin isteklerini yapması için seçilecek nihayetinde!
Eğer ‘Xalo xatır qalmasın’ diye halka gülüp arkadan ‘Hep bana, hep bana!’ diyecekseniz kendi aranızdan birini seçin, kendi kendinize oy bölüşün, o zaman sen sağ ben selamet devam ederiz!
***
Son güldürü konusu: ESRARENGİZ KABULLER…
‘Kimin eli kimin cebinde’ye döndü mevzu. Biri çıkıp ben bunları şunları ayarladım diyor, ötekisi ben bunun adamıyım diyor, bir diğeri şu kadar muhtar ‘olur’ verdi diyor, ötelerden Ankara vurgusu yapanlar, Antep’ten (Göl ötesinden) ‘onay’ bayrağı taşıyanlar…
Yahu biriniz çıkıp ‘temiz siyaset’ yapmaktan bahsediyorsa neden ona kulak vermiyorsunuz? Diğerlerini karalamadan siyaset yapmaktan bahseden biri varmış diyecek bir zat yok mu şu Genel Merkez’de?
***
Ey vekiller, şayet Van’ın stratejik varlığı sizin saptamalarınızla yön bulacak, şayet siz Başbakan’ın dediği gibi ‘halkın hizmetkârlığını amaç edindiniz’, naçizane önerilerimize kulak verip her kesimin ‘evet’ dediği şahıslardan yana olun.
O zaman hepimiz kazanırız. Ancak o zaman memleket gül açar. Ancak o zaman adil olunur!
Teşkilatı önemsemeyin demiyorum, ancak halkı daha çok önemseyin.
Sokakta söylenenler potansiyel ‘olurlar’ ya da ‘olmazlar’dır…