Ülke genelinde olduğu gibi Van’da da yüksek enflasyon ve geçim derdi işçinin belini büküyor. Ekonomik krizin etkilerini derinden hisseden Van’da birçok sektörde çalışanlar işçiler bu sorunla birlikte ciddi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Van gibi en düşük milli gelire sahip illerden birinde ciddi sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalan işçiler toplu iş sözleşmesi, ücret kaybı, sosyal güvenlik sistemi, kıdem tazminatı tavan miktarı gibi pek çok konuda da sorunlar yaşıyor. Yıllardır devam eden sıkıntıları son dönemlerde daha da artan işçiler çalışma şartları ve ücretleri ile ilgili çözüm beklerken, Vanlı işçiler adına Şehrivan’a konuşan Türkiye Yol-İş Sendikası Şube Başkanı ve Türk-İş Sendikası İl Temsilcisi Salih Çalımlı, işçilerin zor günlerden geçtiklerinin altını çizerek, “Vanlı işçiye bir dokunan bin ah işitiyor” dedi.
BAŞKAN ÇALIMLI: VANLI İŞÇİNİN SEFALETİ ARTIYOR
Başkan Çalımlı, yaşadıkları sorunları dile getirerek, “Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımız şeyi aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Van da kiralık ev tutmak neredeyse imkânsız hale geldi. Vanlıların en çok şikâyet ettiği konuların başında bu yüksek ev kiraları geliyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz her ay zam geliyor. Kışa çok az bir süre kaldı. Van da kış memleketi. Vanlı işçi ve emekli kara kara kışı nasıl geçireceğini düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor” dedi.
YOKSULLUK ARTTI, İŞÇİLER HİÇ BU KADAR MAĞDUR OLMADI!
Vanlı işçilerin yüksek enflasyondan etkilendiğini belirten Çalımlı, “Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler bu kadar mağdur olmadı. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
VANLI İŞÇİYE BİR DOKUNAN BİN ‘AH’ İŞİTİYOR
Çalımlı, Vanlı işçilerin tek derdinin geçim olduğunu aktararak, “İşçi arkadaşlarımızla sürekli birlikteyiz. Onların sorun ve taleplerini dinliyoruz. Arkadaşlarımızın bütün derdi geçim derdi. Ekonomik anlamda arkadaşlarımız sorunlar yaşıyorlar ve bunu bize dile getiriyorlar. Bütün sitemleri, dertleri, şikâyetleri geçinememek. Bir dokunup bin ah işitiyoruz. Sanki çok lüks bir hayat yaşadıkları algısı var. Bu asla böyle değil. Tam tersine çok az maaş alan arkadaşlarımız var. Toplumun her kesiminde bir sıkıntı, huzursuzluk, ekonomik anlamda problemler yaşanıyor. Van’ın gelir seviyesinin düşük olması, farklı iş alanlarının olmaması, iş yapma olanağının olmaması bizim için dezavantajdır. Bu da çalışanların üzerine farklı bir yük bindirmektedir” şeklinde konuştu.
“TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNDE SIKINTI YAŞIYORUZ”
Toplu iş sözleşmelerinde sorun yaşadıklarının altını çizen Çalımlı şunları söyledi: “Kamu kesimi olarak toplu iş sözleşmelerinde sıkıntı yaşıyoruz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Acilen ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık. Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.”
“ENFLASYON ARTIŞINDAN DOLAYI ÜCRET KAYIPLARIMIZ GİTTİKÇE ARTTI”
Çalımlı, ücret kayıplarının olduğunu dile getirerek, “Çalışma hayatıyla ilgili sorunlarımız bir hayli arttı. Özellikle 2 sene içerisinde hak kayıplarımız oldu. İki sene önce toplu iş sözleşmesi ve protokolü ilk 6 ay için kazanımlarımız iyiydi. Fakat sonraki aylar hayat pahalılığı, enflasyon artışından kaynaklı ücret kayıplarımız gittikçe arttı. Geldiğimiz noktada toplu iş sözleşmemizin son 6 ayındayız. Ücret kayıplarımız artık tabiri caizse canımıza tak etti. Vergi adaletsizliği ile ilgili sıkıntılarımız var. Temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın yıl içerisinde neredeyse 2.5-3 aylık aidatları, maaşları vergi yüksekliğinden dolayı vergiye gidiyor ve kayıpları oluyor” diye konuştu.
ÇALIMLI: AZ KAZANANDAN AZ ÇOK KAZANANDAN ÇOK VERGİ ALINMALIDIR
Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması gerektiğini aktaran Çalımlı, “Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar... İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığı vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var” dedi.
“İŞÇİLERE YAPILAN SOSYAL AMAÇLI ÖDEMELERDEN VERGİ KESİLMEMELİDİR”
İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini belirten Çalımlı, “Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15'de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir” diye aktardı.
ÇALIMLI’DAN TALEP: İŞÇİNİN HAK KAYBINA UĞRAMASININ ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR
Çalımlı, sosyal güvenlik sisteminde yaşadıkları sorunlara çözüm talep ederek, “Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir” diye belirtti.
“KIDEM TAZMİNATI TAVAN MİKTARININ BRÜT ASGARİ ÜCRETİN 7,5 KATI OLMASI GEREKMEKTEDİR”
Kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerektiğini vurgulayan Çalımlı şunları aktardı: “Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır. İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda "kızımın çeyizi oğlumun düğün parası" dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.”
FIRSATÇILIĞA VE DENETİMSİZLİĞE TEPKİ!
Çalımlı, taleplerini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Önümüzdeki toplu iş sözleşmesi görüşmesinde sesimizin duyulmasını istiyoruz. İnsani bir hayat sağlanacak şekilde ücret artışlarının yapılmasını talep ediyoruz. Piyasada fiyat istikrarının sağlanması da çok önemli. Fırsatçılık baş göstermiş durumda. Geçen hafta aldığınız bir şeyin bu hafta zamlandığını görüyorsunuz. Denetimsizlik var. Bu da bizi olumsuz etkilemektedir. Sesimizin duyulmasını istiyoruz. Bu sıkıntıların giderilmesi için gereken gayretin gösterilmesi lazım. Açlık sınırının altında yaşayan insanlar var. İnsanca yaşamanın hakkının verilmesini talep ediyoruz.”