ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-ORHAN SAĞLAM

2011 yılında yaşanan 2 depremle yıkılan Van da depremin ilk gününden itibaren deprem bölgesi için kenetlendi. Gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine Van’da herkes deprem bölgesi için seferber oldu. Kurum ve kuruluşların yanı sıra Van’da onlarca gönüllü, depremi yaşayan kentlere giderek oradaki vatandaşların yaralarını sarmaya çalıştı. Bu gönüllülüğü gösterenlerden biri de Vanlı Recep Serek. Depremin 2’inci gününde Adıyaman’a doğru yola çıkan ve 3’üncü günde bölgeye ulaşan Serek, kendi imkanları ile deprem bölgesine gidip on binlerce kişiye çay dağıttı. 2020 yılında yaşanan Van Başkale merkez üssü depremde evi ağır hasar gören Serek, kendisi bile bir eve kavuşmazken deprem bölgesinde on binlerce insanın yüreğini ısıtırken fedakârlığı ile de örnek oldu. Tek dileği korkmadan içinde yaşayacağı bir yuva olan Serek, “Ben bu hasarlı evde daha fazla yaşamak istemiyorum, yetkililer bana yardımcı olsun” diyerek talebini dile getirdi.

Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm Türkiye deprem bölgesi için kenetlenirken, Van’dan da birçok kişi gönüllü olarak deprem bölgesine giderek büyük fedakârlık gösterdi. Bunlardan biri olan Vanlı Recep Serek, deprem bölgesi Adıyaman’a giderek on binlerce kişiye sıcacık çay dağıttı. Serek, yaptığı fedakârlıkla göz doldururken, 2020 yılında yaşanan depremle ağır hasar gören evinde yaşamaya da devam ediyor. Serek, Şehrivan aracılığıyla yetkililere seslenerek bir yuva talebinde bulunuyor.

VANLI SEREK, 12 GÜN BOYUNCA DEPREM BÖLGESİNDE ÇAY DAĞITTI…

Kurum ve kuruluşların yanı sıra Van’da onlarca gönüllü, depremi yaşayan kentlere giderek oradaki vatandaşların yaralarını sarmaya çalıştı. Bu gönüllülüğü gösterenlerden biri de Vanlı Recep Serek. Depremin 2’inci gününde Adıyaman’a doğru yola çıkan ve 3’üncü günde bölgeye ulaşan Serek, on binlerce kişiye çay dağıttı. 2020 yılında yaşanan Van Başkale merkez üssü depremde evi ağır hasar gören Serek, yaptığı fedakârlıkla örnek olurken, kendi yaralarının da sarılmasını istiyor. Tek dileği korkmadan içinde yaşayacağı bir yuva olan Serek, “Ben bu hasarlı evde daha fazla yaşamak istemiyorum, yetkililer bana yardımcı olsun” diyerek talebini dile getiriyor.

AĞIR HASARLI EVDEN ÇIKIP GÜVENLİ BİR EVE SAHİP OLMAK İSTİYOR…

Tuşba ilçesine bağlı Karaağaç Mahallesi'nde yaşayan Recep Serek, 2020 yılında merkez üssü Van’ın Başkale ilçesi olan depremi yaşadı ve evi ağır hasar gördü. Depremin acısını kalbinde hisseden Serek, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından minibüsüyle gittiği Adıyaman'da, 12 gün boyunca depremzede ve arama kurtarma ekiplerine ücretsiz çay dağıttı. 7 çocuk babası Serek, 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından evleri yıkılan, yakınlarını kaybeden vatandaşların yardımına koştu. 2020 yılında yaşanan depremde evi ağır hasar gören, gündüzleri evde, akşamları ise AFAD'ın verdiği konteynerde kalıyor. 13 nüfusa bakan Serek, hasarlı evden çıkıp yeni bir yuvaya sahip olmak istiyor.

13 NÜFUSA BAKAN SEREK, YILLARDIR AĞIR HASARLI EVDE YAŞIYOR!

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşların yardımına koşmak için erkenden hazırlıklara başladığını anlatan Serek, “Daha önce Van'da birçok kez deprem oldu. Depremlerin nasıl bir felaket olduğunu ve nasıl acılara yol açtığını biliyorum. Bu nedenle depremin olduğu gün Adıyaman'a gitmek, oradaki depremzedelere hizmet etmek istedim. Bu felaketi bizde yaşadık ve yine yaşayabiliriz. Depremin ilk gününden bu yana ülkede ciddi bir dayanışma örneği var. Bu yardımlaşma ve empati örnekleri çok güzel. Bende bu dayanışma da olmak istedim. Elimden başka yardımlarda gelmiş olsaydı onları da yapardım. Herkes elinden gelen yardımı yapmaya çalışırken, kendi yerimde oturup olanları izleyemezdim. Bu duruma yüreğim el vermezdi.”

“ACILARINI PAYLAŞMAK İSTEDİM”

Çay ocağı kiralayıp çay ve şeker aldığını belirten Serek, şunları kaydetti: “Bütçemin yettiği kadar hazırlık yaptım. Plastik bardak ve 4 tüp aldım. 12 gün boyunca aracımda çay yaptım. 57 bin çay dağıttım, 160 kilogram şeker ve 65 kilogram çay harcadım. Malzemeler bitince ekiplerden destek aldım. Daha önce depremi yaşamıştım, nasıl bir şey olduğunu, bu süreçte çayın büyük bir ihtiyaç olduğunu da biliyordum. Hava soğuk olduğu için oradaki insanların çaya ihtiyacının olacağını düşündüm. Deprem bölgesine giderek hem yaşananları gördüm hem de onların acını paylaştım. Arabamda uyudum. Ekipler vardiyalı çalışıyordu, gece enkazdan dönen ekipler için ocağı açık tutuyordum. Onlara yardımım dokunduysa ne mutlu bana. Şimdi geldim ama kalbim orada. Hep orada yaşayanları düşünüyorum. Telefonla görüştüklerim de var.”

“GECELERİ KONTEYNERDE KALIYORUZ, GÜNDÜZLERİ EVİ KULLANIYORUZ”

2020 yılında yaşanan depremde evinin hasar aldığını kaydeden Serek, şunları anlattı: “Eve gelip baktılar, ağır hasarlı olduğunu söylediler. Hatta yıkacaklarını söylediler. Ben de bize bir konut yapıldıktan sonra yıkılsın istedim. Çünkü eşyalarımız var içinde. Köyde yaşıyoruz. 13 nüfusluyuz. Bir sene geçtikten sonra konteyner verdiler bize. Şu an konteynerde hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Geceleri konteynerde kalıyoruz, gündüzleri evi kullanıyoruz. Sürekli Van Valiliği’ne, Kaymakamlığa, AFAD’a, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dilekçe veriyorum. Muhtarla beraber de gittim. Şu an köyümüz 25 hane ve 20 konut yapıldı. Diğer 15’i de toprak ev.”

“HASARLI EVLERDE KALARAK ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARIYORUZ”

Serek, “Bunların da 12’sinde ağır hasar var. Maalesef bu 12 ev sesini duyuramıyor. Bize yardımcı olmaları lazım. Hasarlı evlerde kalarak ölüme davetiye çıkarıyoruz. Aslında deprem ve başka afetler için en başta bizim bilinçli olmamız gerekiyor. Deprem ülkesinin yanı sıra şehir olarak da büyük bir risk üzerindeyiz. Kahramanmaraş’taki depremlerden sonra uzmanlar sık sık fark iller gibi Van içinde uyarılarda bulunuyor ama biz hep bu tür uyarıları kulak ardı ediyoruz. Ne Van ne de başka bir yer bir deprem daha kaldıramaz ondan dolayı da hem bu konuda bilinçlenmek gerekiyor hem de hasarlı evlerin yıkılması için çağrılarımızı sürdürmemiz lazım” diye konuştu.

MİNİBÜSÜYLE GİTTİĞİ ADIYAMAN'DA, 12 GÜN BOYUNCA DEPREMZEDE VE ARAMA KURTARMA EKİPLERİNE ÜCRETSİZ ÇAY DAĞITTI

Deprem bölgesine nasıl gittiğini aktaran Serek, “Depremin 2’nci günü buradan bütçeme göre çay malzemesi aldım. Çay ocağını kiraladım. Pet bardak, şeker, tüp aldım. Aslında battaniye almak istiyordum ama bütçeme göre 10-15 kişiye battaniye alabilirdim. Battaniyeleri gönderir gelir evimde otururdum. Ama bizzat depremi yaşadığım için deprem bölgesine gidip onların acısını paylaşmak istedim. Elimden ne geliyorsa onlar için yapmak istedim. Deprem bölgesine gittim. 6 gün çay dağıttım. Orada erzak bitti. Bir daha Van’a geldim. 24 saat içinde malzeme alıp tekrar gittim. Bazı arkadaşlar da destek oldular. Toplam 12 gün Adıyaman’da Valilik’in önünde çay dağıttım. Ben 57 bin tane pet bardak götürmüştüm. Ayın 9’unda deprem bölgesindeydim, 20’sinde de Van’a geldim. Oradaki herkes çabalayarak bir şey yapmaya çalışıyordu. Herkes fedakârlık yapmaya gelmişti oraya. Oranın halkı da çok cana yakındı” ifadelerini kullandı.

“TORUNLARIM VAR, ONLAR GÜNDÜZ HEP EVDE”

Ev yapmak için gücünün olmadığını vurgulayan Serek, “Türkiye’nin bu durumunda ve depremzede kardeşlerimize baktığımız zaman içimizden elbette ki bir şey istemek gelmiyor. Ancak kalabalık bir aileye sahibim ve Van’ın kış şartları da ağır geçiyor. Yaklaşık 3 senedir evsiz bir şekilde konteyner da kalıyoruz. Sadece istediğim tek şey iki konutun yapılmasıdır. Köyümde başımı sokabileceğim konut istiyorum. Ben de bir depremzede olarak mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Ben birilerinden bir para gelsin istemiyorum. Ben sadece bu hasarlı evde daha fazla yaşamak istemiyorum. Biz gündüz hep evdeyiz. En ufak bir depremden etkilenebiliriz. Torunlarım var, onlar gündüz hep evde. Bir daha can kaybı yaşamayalım” diye konuştu.

YARDIM ELİ BEKLİYOR…

Kentin kronikleşmiş işsizlik sorunu ile ilgili de konuşan Serek, son olarak şunları söyledi: “Kentte iş olanakları olmuş olsaydı, ben şimdiye kendi evimi zaten yapmıştım. Sezon başı açılan inşaat işi çok kısa sürdüğü için geçimimizi zar zor karşılıyoruz. Kış aylarında ise daha çok şehir dışına çıkıp çalışmak zorunda kalıyorum. Ondan dolayı da kendime ve çocuklarıma ev yapacak bir durumum yok. Mağdur olarak ev istiyorum ve yapılacak bir evin kredilerini de kendim karşılayacağım. Bugüne kadar birçok kez bu konuyu gündeme getirmeye çalıştım ama elim hep boş döndüm. Buradan da kentin yetkililerine çağrıda bulunmak istiyorum. Bana da el uzatılmasını istiyorum.”

Dünyada bir ilk: Yasa resmileşti Dünyada bir ilk: Yasa resmileşti
Editör: TE Bilisim