Van’da seçim hareketliliği her haliyle başladığını hissettiriyor. Biz de bol adaylı ve çok aksiyonlu geçecek olan seçimler öncesinde gelen hareketliliğin artçılarını hepimiz hissediyoruz muhtemelen.
Boy boy anket listeleri, şimdiden öne ‘çıkarılan’ aday adayları, oy patlamasıyla Van halkında bir algı yaratılarak hafızalara kazınmak istenen ‘eskimiş’ siyasetçiler… Falan filan… Fakat önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere sürekli birilerinin dayattığı değil bu halkın istediği isimlere de şans vermek, konuşmak en azından bu isimleri tartışmaya açmak gerekiyor.
Ben aday adayı olarak er meydanına çıkan isimler dışında çıkması gereken, Van’ın ihtiyacını duyduğu isimlerin de artık bu süreçte en azından sohbetlerde geçmesini istiyorum.
Bunun için de çoğunun belki aklından geçmese de halkın kulislerde ismini zikrettiği, çözüm sürecinin nihayete ermesine ramak kala yeni bir dönemin başladığı Türkiye’de Van’da öncülük edecek isimleri konuşmak, onların da hoşgörü ve anlayışına sığınarak ismen ve kamuoyuna sirayet edebilecekleri yönleriyle siyasete ‘konu’ etmek istiyorum. Kendileri ne düşünür bilmem ama isminin zikredilmesi gereken yüzlerce ismi en azından aday adaylarının tam olarak netleştiği, istifaların süreceği ve 8 adaya düşeceği döneme kadar elimizden geldiğince konuşalım.
Vira bismillah, başlayalım…
AYHAN FİDAN:
Şimdiye kadar siyasetçisini, tüccarını, aşiret mensubunu siyasette deneyen Van’ın denemekte en zayıf kaldığı milletvekili modeli içinde Ankara’da sıkı bağlantıları olan, lobicilik faaliyetlerine uygun ve Van’ın her yönüyle tanıyan isimler oldu. Elbette ki iş dünyasından olup kenti tanımak önemli ama hem iş dünyasından olup hem de ülke genelindeki önemli görevlerde yer alıp isimlerin de artık ihtiyacı çok fazla hissediliyor. Bu kentin sadece Van’a gelip üç beş dernek, kurum, kuruluş, işadamı ziyaret edecek milletvekiline değil Türkiye’nin saygın kurum ve kuruluşlarına temas edebilecek, görevi itibariyle ‘Van’ etkisini hissettirebilecek ve bu anlamda Van’ın dışına Van’ı layıkıyla taşıyabilecek isimlere de ihtiyacı var. Bunun için de şimdiye kadar gerek iş dünyasında gerek Van TSO’da gerek DEİK’teki üst düzey görevlerine, Türkiye-İran İş Konseyi’ndeki aktif faaliyetlerine gerekse de bu görevleriyle başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı nezdinde katıldığı ‘prestijli’ buluşmalarıyla Ayhan Fidan genç de olması hasebiyle Van’a dinamizm kazandırabilecek bir isim. Van’ın önümüzdeki süreçte çözüm süreci kadar ekonomide de hareketlilik yaratabilecek dinamik isimlere ihtiyacı var. Ayhan Fidan neden olmasın ki?
FARUK ALPARSLAN:
Dedik ya Van’ın kabuğunu kırıp kendisini de kentini de dışarıya taşımış isimlere ihtiyacı var. Bu isimlerin kendi adaylığını beklemek kadar bu isimlerin temsiliyet konusunda kapısının çalınması da en az milletvekili seçmek kadar önemli. Yıllardır hep sağdan, soldan, tepeden getirilen isimlerle vekil seçmek zorunda bırakılan Van’da artık halkın da esnafın da, tüccarın da söz sahibi olması gerekiyor. Halka bir takım isimlerle gitmek yerine gidip ‘Kim olmalı’ sorusuna bu anlamda ağır basacak isimlerden birisi de Faruk Alpaslan. Bu anlamda aday olması halinde belki de istisnasız halka en çok temas etmiş ve derdine derman olmuş isimlerden biri olarak lanse edilebilecek Faruk Alpaslan’ın kapısının çalınmasının vakti geldi de geçiyor artık. Yıllardır Şoförler Odası Başkanlığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı görevleriyle bu kentte sıkıntısını gidermediği, derdine tercüman olmadığı esnafı, tüccarı kalmayan Alpaslan’ın bu görevleri dışında çok önemli görevleri yürüttüğünü de unutmamak gerekiyor haliyle. Üstelik sorumluluğu bir değil 5 olan Alpaslan’ın bu kentin temsilcisi olurken ayrılması gereken Türkiye Şoförler Odası Genel Başkan Yardımcılığı, Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu Birim Başkanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf Sanatkarlar Müdürlüğü bölge temsilcisi, Van Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı, Van Hızır Esnaf Kredi Kooperatifi Başkanlığı görevlerini bırakması gerekiyor. Böylesi önemli görevleri yürüten Faruk Alpaslan Ankara’ya da vekillik için gidip 1 yıl yabancılığını çekecek bir isim de değil. Yine Ankara’da saygın bir yeri olan ve mevcut görevleriyle bile önemli işlerde ‘iş bitirebilecek’ bir temsilci olarak duruyor. Oy potansiyeli olarak da Başkale’siyle, Gürpınar’ıyla, ve dahası Van’ın en büyük ilçesi olan İpekyolu’ya adayı olduğu partiye ‘fark’ katacak bir isim Faruk Alpaslan. Halen bile şimdiye kadar aday olmadığı için bir çok kesimin diz dövdüğü Faruk Alpaslan’ın bunca yıllık hazırlık, hizmet ve diğer girişimlerinden sonra denilebilecek en uygun şey şu olsa gerek: Van’ın milletvekili olmasının tam vakti. Van’ın yüreğine de temas edecek ‘samimi’ vekillere de ihtiyacı var bu kentin.
GÜNAY ASLAN:
Çözüm sürecinin, Ortadoğu’daki olağanüstü gelişmelerin, Kobanî’lerin, Şengaller’in gündemden düşmediği, Kürt siyasetinin zirve yaptığı ve Kürtlerin ortak paydada buluşup siyasetin de odağına ulaştığı şu dönemde en büyük beklenti Van’ı da sürece ortak edebilecek ve süreçte aktif rol alabilecek siyasetçiler görmekti. Kentin kaderinde var: Kolay kolay siyasetçi de lider de yetiştirmiyor. Bir Hüseyin Çelik etkisini hemen sonraki dönemde görmeniz öyle kolay olmuyor. Ama çözüm sürecinin artık son demlerine geldiği, Kürt siyasetinin de artık yıllanmış siyasetten de ifadelerden de kurtulmasının geldiği bir dönemde artık daha vizyoner isimlerle temsiliyet şart oldu. Bunun için de yıllar önce topraklarına geri dönen Günay Aslan gibi isimlerden faydalanmak gerekiyor. Tam yeri tam zamanı olduğu için şu sıralar da kulislerde adı geçen Günay Aslan’ın Van’a ve Kürt siyasetinin güç kazandığı bir süreçte ‘yeni dönemin’ öncülerinden olacağı açık ve net. Van’ın onun gibi süreci doğru okuyabilen, yorumlayabilen ve kentin olması gerektiği yeri anlayabilen siyasetçilere ihtiyacı var. Hangi partiden olacağını hiç fark etmiyor. Van’ın Günay Aslan gibi yıllardır memleketinden uzak kalıp memleketine bizlerden ve yıllardır burada yaşayıp gerçekleri göremeyenlerden çok daha yakın kalabilen isimlere ihtiyacı var.
NECDET TAKVA:
Kısa sürede çok iş başarmak, geniş kitleleri etkilemek denince kısa vadede akla gelen en etkin isim Necdet Takva olsa gerek. EDH ile Van TSO’ya aday olduğunda hiç şüphesiz adından çok farklı suçlamalar ile aday olan Takva’nın ‘mucize’ olarak yorumlanan bir seçimi kazanıp 2 yılını doldurmadan Van’ın 1 numaralı gündem yaratıcısı olması onun farkını ortaya koyuyor şüphesiz. Necdet Takva Van TSO başında Van’ın belki de en suskun ve çaresiz yıllarını yaşadığı bir dönemde konuşan, fikir üreten ve çemberin dışına çıkan isimlerinden birisi oldu. Geçtiğimiz günlerde bizzat yönelttiğim “Aday mısın?” sorusuna “Değilim” dese de bu kentte birilerinin “Halk teveccüh ederse adayım” deyip kendisini bile temsil etmeyenler tarafından sınandığını düşününce “Aday olmalısınız” ısrarı ile gidilmesi gereken dinamiklerden biri olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadarki süreçte partilere de yöneticilere de ‘minnetsiz’ bir tavır sergilemesiyle birlikte Van TSO’yu bir araya getirirken her görüşten ismi bir araya getirip 2 yıldır Van için en iyi şekilde kafa birliği yaptırması da ayrı bir marifet. Görevi verilmesi halinde bir şeyler yapabileceği algısı ve bu kapasite ve yeterlilikte olduğunu görmek için seçim zamanı reklam kokan demeçler vermesine ve kendini anlatmasına gerek yok. Geçmişten bugüne kadar söylediklerini okumak yeterli. Hangi partiden aday olacağı da sizlerin takdirine kalsın artık… Sizce hangi partiden olmalı?
YUNUS GÖKÇENAY:
Van’ın şu sıralar bir ‘ağabey’e bir lidere ihtiyacı olduğu söyleniyor, konuşuluyor… Her ne kadar belli kesimler konuyu farklı yorumlayıp farklı yönlere çekse de Van’ın sadece 1’inci sıra milletvekili gösterilen bir isimden ziyade bakanlıkla, başkanlıklarla, görevlerle onurlandırılacak ve bunu kaldırabilecek isme ihtiyacı var. Bunun için de Hüseyin Çelik’ten sonra ağırlığı ile etkinliği ile ‘en layıkı’ Yunus Gökçenay olsa gerek. Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanı döneminde Van denilince aklına ilk gelen isimlerden biri olduğunu bilmeyen yok galiba. Bizzat katıldığı canlı yayın programlarında isim vererek yatırımlarıyla birlikte Van deyince adıyla lanse ettiği Yunus Gökçenay iktidarın nimetlerini Van’a en iyi taşıyabilecek isim olmaya aday kanaatimce. Zira henüz işadamı iken bile Başbakanın ‘gururla’ ismini andığı ‘çözüm süreci’ denilince memleketini terketmeyip yatırım yaptığı için ‘şeref’ duyarak andığı Yunus Gökçenay, o zamanlar bile çok bomba projeler ile katkı sunmuştu. OSB’nin tren yolu projesi, Van’ın ihtisas gümrüğü, Çevre Yolu’nun aciliyeti, enerji sıkıntısının çözülmesi ve Kapıköy’ün önemi konusunda sunduğu bizzat eliyle başbakan ve bakanlara sunduğu dosyayı da daha vekil değilken yapmış ve bir çok konuda danışılan isimlerden biri olmuştu. Gökçenay ağırlığı ile de liderliği ile de yapabilecek bir isim. Siyasete girmeye olan niyeti ve nasıl ikna edilebileceği partilerin düşünmesi gereken bir konu olarak dursun onu Van’a katkı sunacak bir çalışmaya çekmek gerekiyor bence.
Elbette ki bu isimlerin siyasete atılmaları da böyle zor bir temsilcilik göreve üstlenmeleri de kendi kişisel kararlarından geçiyor. Yani bizim temenniler ve kamuoyundaki etkileri neticesinde konuştuğumuz bu isimlerin fikirleri nedir bilmiyorum.
***
Konuşulması, kapısının çalınması gereken isimleri konuşmaya, onların hangi yönleriyle ‘temsilci’ olup milletin vekili olacağını tartışmaya devam edelim.
Bir sonraki yazıda, farklı isimlerle buluşmak üzere.
(Not: İsimler alfabetik sıraya göre yapılmış olup, herhangi bir sıralama mevcut değildir)