Van’ın son zamanlarındaki en önemli gündemlerinden biri de trafik konusu olurken bir türlü çözülmeyen sorun kentin tamamını ilgilendiren dev bir çıkmaza dönüştü. Son birkaç yıla kadar belli saatlerde ve belli alanlarda yoğunlaşan trafik artık kentin her yerinde ve her an yaşanan bir çile haline geldi. Kentin dört bir yanında sıkışıklık, kuyruklar ve gerginlikler yaşandığı ile ilgili görüntüler ardı ardına gelirken kentin büyük bölümü sorunun çözümü için yüksek ses ile çözüm çağrısı yapmaya başladı. Arap saçına dönen trafik sorunu ile birlikte park sorunu ve kentin diğer problemleri tartışılmaya devam ederken Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası Van İl Temsilcisi Ferhat Kayalık yaşanan sorun ve çözüm önerileri ile ilgili değerlendirmelerini Şehrivan aracılığı ile paylaştı.
ŞEHRİVAN, KENTİN TRAFİK SORUNU KONUSUNDA İŞİN UZMANINI DİNLEDİ
1 milyon 200 bin civarında bir nüfusa sahip olmasına rağmen kentte belli başlı alanlarda sıkışıp kalan Van’da trafik çilesi katlanarak büyümeye devam ediyor. Van’ın neredeyse her kavşağında trafik yoğunluğu yaşanırken, şehir içinde ise problem her geçen gün daha büyük boyutlara ulaşıyor. Şehrin küçük dar bir alanda sıkışıp kalması ulaşımı kötü etkilerken, insanları da mağdur ediyor. Daha önceleri işe gidiş ve geliş saatlerinde kapanan bulvar ve ışıklarda son dönemlerde günün her saatinde kuyruklar oluşuyor. Yıllardır ulaşım ve trafik sorununun yaşandığı kentte tartışmalar devam ederken çıkmaz haline gelen konuyla ilgili bir uzman isim olarak Şehir Plancıları Odası Van İl Temsilcisi Ferhat Kayalık önemli tespit ve değerlendirmelerde bulunarak kentin bu çıkmazına dair konuştu.
KAYALIK, SORUNUN ŞEHİRLEŞME TARAFINA DİKKAT ÇEKTİ
Kentin planlamasının ve trafikte sorunun kentin yerleşimi ile ilgili olması konusunun çok tartışıldığı şu günlerde Şehrivan’a görüş bildiren Kayalık, kentte yaşanan bu sorunun geçmişten bugüne uzanan sürecini anlatarak; “Van’da 1960lı yıllardan bu bugüne almış olduğu göçlerle beraber artan bir nüfus oranı görmekteyiz. Türkiye’de hızla gerçekleşen şehirleşme dönemine bakılırsa 1960’lı yıllarda Türkiye’ye oranla yüzde 20 bandında iken; 2010 yılına gelindiğinde yüzde 51 oranına ve nihai olarak 2024 yılında yani bugün ise 1 milyonu aşan bir nüfus haline gelmiştir. Elbette ki bu artışın doğum oranlarında ki artış gibi birçok sebebi mevcuttur. Fakat imar, ulaşım, konut stoku gibi konuları kapsayan şehirleşme örgüsü konusu özelinde değinmemiz gereken hususlar bulunmaktadır.”
NÜFUS ARTIŞI DA ÖNEMLİ BİR NEDEN…
Kayalık sözlerini şöyle sürdürdü; “23.07.2004 tarihinde çıkartılan 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Türkiye’deki şehirlerin nüfus oranlarına göre statüleri değişmeye başlamıştır. Son olarak Van ili de 2011 yılında gerçekleşen deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir statüsü kazanmıştır. Çıkan 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile kır-kent ayrımı ortadan kalkmış olup Köyler Mahalle statüsüne geçtiği için Van ili merkez nüfusunda artış görmekteyiz. Elbette ki 1960’lardan bugüne kırdan kente olan göçlerde yine nüfus artışına sebep olmuştur.” ifadelerini kullandı.
KENTİN İMARI EN BÜYÜK PROBLEMLERDEN BİRİ
İmar planı ileriye dönük yapılmadığı belirten Kayalık, “1960’lı yıllardan bugüne kadar olan süreçte şehirleşme oranı arttıkça planlanmış şehirlerin eksikliğini Türkiye’de gördüğümüz gibi Van’da da görmekteyiz. Artan nüfusun kent merkezi ve çeperinde plansız bir şekilde yerleştiği gerçekliğiyle karşı karşıya kalınmıştır. 1978 yılında; kentin ilk imar planı, 1996 yılında; ikinci imar planı ve deprem sonrasında 2013 yılında; bugün de hala kullandığımız imar planı yapılmıştır. Planlar yapılırken mevcut durumda ki nüfusun artma ihtimalleri yani nüfus projeksiyonlarının 2024 yılına gelindiğinde eksik hesaplandığı ve bu nüfusa göre kentin gelişme yönlerinin, merkezi iş alanı yoğunluğunun, ulaşım akslarının günümüz mevcut nüfusa göre eksik planlandığını görmekteyiz. Tüm bu özet bilgilere bakılarak mevcut yoğunluğu oluşturan nüfusa yetersiz gelen ulaşım konusunda değerlendirme yapmak gerekmektedir.” Şeklinde konuştu.
KAYALIK: VAN’DAKİ ANA CADDELER KENTİN YOĞUNLUĞUNU KALDIRAMIYOR!
Mevcut yoların yeterli olmadığı söyleyen Kayalık, “Van’ı tanımlayan akslara bakılırsa; Şehirler arası İpekyolu Caddesi (D-300Karayolu), Erciş Yolu (D975- Karayolu), Şabaniye Caddesi- Hakkâri Yolu (D-975 Karayolu) ve merkezi iş alanına bağlanan İskele Caddesi, Kazım Karabekir Bulvarı, Sıhke Caddesi ve İki Nisan Bulvarı olarak görmekteyiz. Mevcut nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu merkezi iş alanı yani çarşı olarak nitelendirilen tüm ticari faaliyetlerin yürütüldüğü kentin merkezine bağlanan caddelerin genişlikleri, araç yoğunluğunu kaldırma kapasitesi, otopark kapasiteleri vs. mevcut merkez nüfusun ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.”
OTOPARK ALANLARI YETERSİZ, TRAFİK KÜLTÜRÜ YOK!
“Özellikle MİA (Merkezi İş Alanı)’da ki iş yerlerine gidiş ve işten çıkış saatlerinde yani pik saatlerde çarşı olarak adlandırdığımız alanda en yoğun trafiği gözlemliyoruz. Sebeplerini ise şöyle sıralayabiliriz. Yönetsel sebepler bu sorunun başında gelmektedir. Toplu taşımaya olan rehavetin bireysel araç kullanımına göre düşük kalması. Otopark alanlarının çok yetersiz olması. Trafik kültürünün maalesef olmaması. Kurumlar arası bağlantının siyasi sebeplerle kopuk olması. 8 yıllık kayyım politikasından kalan borçlar ve 17 Mayıs 2024 tarihinde yayınlanan Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’yle beraber belediyelerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya gelmesi mevcut sorunların çözülmesini çok daha zorlu hale getirmiştir.” Dedi.
YOL İŞGALLERİ DE BİR DİĞER SEBEP!
Esnafımızın yolları gelişi güzel kullanması trafiğin çıkılmaz hale geldiğini açıklayan kayalık, “Daha önce bahsettiğim gibi belirli akslar üzerinde yapılaşmanın olması ve bu yapılaşmaların otopark sorunu, hane başına düşen araç sayısının artması, yapılarda yaşayan bireylerin trafik kültüründen noksan olması gibi sebepler ile trafik sıkışıklıkları oluşmakta ve trafik problemleri ile karşı karşıya kalmaktayız. Bunun yanında ticari faaliyet gösteren dükkanların malzemelerini yaya yolların da sergilemesi satışa sunması gibi faktörlerden kaynaklı araç yollarında insanların yürümesi gibi manzaralarla da karşı karşıya kalıyoruz. Bu ne demek oluyor; aslında insanlarımızın yaya, araç fark etmeksizin trafik kültüründen uzak olduğu gerçekliği anlamına gelmektedir.” Dedi.
KAYALIK’TAN ULAŞIM POLİTİKALARI İÇİN ÖNEMLİ ÖNERİLER
Nüfusla beraber araç sayısının artması ve yeni yol güzergahları yapılmaması da trafiği etkilediğini dille getiren Kayalık, “2024 Van nüfusu 1 milyon 131 bin 371 kişi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in açıkladığı araç sayısı; 83.528’dir. Elbette artan nüfusla beraber araç sayısı da artmaya devam edecektir. Fakat bu artan araçların ne türde olduğunu konusunda üretilen Ulaşım Politikalarıyla doğrudan ilişkisi vardır. Bu politikaların üretilmesinde ise izlenecek yol, yöntem için ise belli başlı öneriler sundu. Kayalık, yerel yönetim odaklı o önerile ise şu şekilde sıraladı; “Kurumlar arasında bağlantıların kurulması, Saha ekip çalışmaları. Yolcu anketleri, Sürücü anketleri, Yaya bisiklet anketleri, Otopark etütleri, Trafik sayımları analizleri, Kavşak sayımları ve izlenmesi, Güzergâh hız ve gecikme etütleri, Hatta yolcu indi-bindi sayımları, Toplu taşıma memnuniyet anketleri.” Dedi.
MASTER PLAN ŞART
Bu başlıklar dışında belli başlı önemli ana başlıklara da odaklanan Kayalık; “Ulaşım Ana Planı, Otopark Master Planı, Bisiklet Ana Planı ve son olarak özelde yeni denizyolu ve demiryolu tabanlı planlama çalışmalarının yapılmasıdır. Tüm bu planlamanın temel yapı taşı Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planlarımızın kademeli olarak uyumlu işleyişini oluşturmaktan geçiyor. Daha sonra entegrasyonu yapılacak olan plan projelerin hazırlanması ve hayata geçirilmesiyle doğru bir planlama politikası uygulanabilir.” dedi.
KAYALIK: YAPILACAK ÇALIŞMALAR KENTİN BEYİN TAKIMI İLE YAPILMALI
Son olarak da kentteki ulaşım ile ilgili yapılacak çalışmalar konusunda bir ortaklaşma vurgusu yapan Kayalık; “Bu kadar değerlendirmeden sonra şunu da söylemek istiyorum. Tüm bu çalışmaları yapacak olan yani planlama süreçlerini yürütecek beyin takımı ve teknik insanların kentimizin içinden yani kenti en iyi tanıyan, hassasiyetlerini iyi tanımlamış ve sorunlarını içselleştirmiş, potansiyellerini bilen, fırsatları takip eden, olumsuzluklarını en aza indirgemede teknik donanıma sahip bireylerin olması gereklidir. Aksi taktirde 1960’dan bugüne yapılan çalışmaların yetersizliği gibi bugünden sonrasında da aynı sorunları konuşuyor olacağız. Biraz iddialı olacak ama Kentimizi en iyi tanıyan TMMOB’un bireyleridir. Bu yüzden kent için bir şeyler yapılacaksa bizimle yapılması gerekmektedir.”