VAN'IN SAHİBİ YOKTUR!(?)

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde bir dostum ile muhabbet ediyoruz. Kendisi Vanlı değil, fakat 5-6 yıldır Van’da çalışıyor. Van’ı çok yakından takip etmesini gerektirecek de bir görevde çalışıyor. Yani memleket meselelerine bir Vanlı’dan daha çok hakim.

 

Tam 2-3 saat boyunca Van’ı konuştuk. Van’ın halini, sıkıntılarını döktük masaya. Anlattıkça efkarlındık. Bir o bir ben derken bir de baktık ki o kadar çok sorun biriktirmişiz ki masaya... Onu bırak Van bu kadar derdi, sıkıntıyı ne ara biriktirdi? Cevabını veremedik... Daha fazla üstelemedik.

 

Dost muhabbetlerinin bir çoğunda şu cümle nakşediliyor Van ile ilgili dertli cümlelere. Kimin ağzını açarsanız bir sahipsizlikten, bir ilgisizlikten bahsediyor. Herkes bir şeklide şikayetçi anlayacağınız. Umutların hiç bu kadar umutsuz olduğuna şahitlik etmemiştim. Ve koca Van’ın gardının bu kadar düştüğünü hiç görmemiştim. Katılmamak elde değil.

 

***

 

Bağlamdan kopmadan iki konu paylaşayım. Çok uzaklardan örneklerle değil hemen yanıbaşımızdaki şehirlerden: Birisi Diyarbakır, birisi Bingöl.

 

‘Diyarbakır’a müjde!’ başlık...

 

Haber ise aynen şöyle: Başbakan Binali Yıldırım'ın onayı ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının "Dağkapı-Hastane Raylı Sistem Hattı" projesi 2017 Yılı Yatırım Programı'na alındı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, ulaşım ana planı kapsamında Belediye, kentte 14 kilometre uzunluğundaki raylı sistemi hayata geçiriyor.”

 

Bu kadarı bize yeter. Teferruatını hiç yazmayayım...

 

Diyarbakır’a gidecek olan yatırımda gözümüz yok, kat’a! Allah’a fazlasını versin. Lakin biz tam da trafiğin tıkanıp kaldığı, felç olduğu bir süreçte tramvayı konuşunca görünce ister istemez içi burkuluyor insanın. Neyimiz eksik? Halbuki en az onlar kadar mustaribiz! Hem hafif raylı sistem, tramvay, güzergahı daha önce de yazdığım gibi Van’da uzun süredir de konuşulan bir proje. Yani, bizde 2017 programına böylesi bir yatırımın alınmaması üzüyor işte.

 

***

 

Yatırım programı demişken yaramızı daha çok sızlatacak bir örnek daha vereyim. Başlık şu: Cumhurbaşkanının müjdesi Bingöllü’leri sevindirdi.

Detay geliyor...

 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bingöl için yatırım çağrısına gelen yanıt kentte sevinçle karşılandı. Vatandaş, Yıllardır bu yatırımı bekliyoruz. Cumhurbaşkanımız destek verdi, inşallah bu yatırım gerçekleştirilecek”.

 

Nedir biliyor musunuz o yatırım?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan 23 Aralık 2016'da İzmir Tire'deki SÜTAŞ Entegre Tesisleri'nin açılışında Bingöl’e SÜTAŞ fabrikası kurulması talimatını verdi. Aradan bir hafta gibi bir süre geçmeden Bingöl 2017 müjdesini aldı. SÜTAŞ Genel Müdürü Muharrem Yılmaz Bingöl’e tesis kurma talimatına olumlu yanıt verdi. Bingöl’e koca bir entegre kurulması için kollar sıvandı.

 

Tabi haber Bingöl’de sevinçle karşılanıyor. Kentte tarım ve hayvancılığın önde gelen isimleri konuşuyor: “SÜTAŞ'ın Bingöl'e yatırım kararı alması memnuniyet verici. Bingöl'de hayvancılığın  gelişmesi ve sütün satılması için büyük bir sanayi firmasının olması gerekiyor. Bu kararın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile ülkemize hayırlı uğurlu  olmasını diliyoruz.”

 

Bir başka isim de diyor ki:

 

“Bingöl halkı olarak çok mutlu olduk. Bölgemizdeki 22  kente bu yatırım katkı yapacaktır. Böylece hayvancılık gelişir, istihdam imkanı  sağlanır.”

 

Herhâlde bölgedeki o 22 il arasında biz de yer alıyoruz. Bingöllü kardeşlerimizden Allah razı olsun. Yatırımlarının katkı kısmına bizi de eklemişler. Lütfetmişler. Yahu tamam da... Tarım alanlarının çokluğunda en önlerdeyiz. Türkiye’de küçük baş hayvan sayısında ilk sıradayız. Tarıma en elverişli iklimlerden birine sahibiz. Yani yanlış anlaşılmasın ama tarım ve hayvancılık yatırımlarının zekatını almakla yetinecek bir kent değiliz.

 

Olması gereken tarım ve hayvancılık denince Van merkezli bir yatırım planı değil mi? O zaman bu tür yatırımların Van’a gelmesi için de bir şeyler yapmak gerekmiyor mu? Gerekiyor da... Daha elimizdeki Et ve Süt Kurumu’nun bile tam 5 yıldır kapalı kaldığını bana hatırlattığınızı duyar gibiyim!
 

Haklısınız... Bırakın SÜTAŞ’ın dev entegre tesislerini Et ve Süt Kurumu’nun yeniden yapılması için ne yapabildik? Bir kaç isim dışında kim bu kurumu sahiplenebildi? Kim ne çaba sarf etti?

 

Cevabı boş bırakılan yere yazınız ........................................ (Cevabı bir sonraki yazıda paylaşılacaktır.) Et ve Süt Kurumu’nun sahiplenilmesi ile cevap ve yoruma bir virgül koyup cevabını vereceğimiz bir sonraki yazıya bırakalım. Konuyla ilgili acı gerçekler var.

 

***
 

O arkadaşımla yaptığımız uzun uzadıya konuşma vardı ya. O konuşmanın sonunda dostumun cümlesi tüm konuştuklarımızın ‘amentüsü’ niteliğindeydi:

“Ben anladım ki Van’ın sahibi yoktur!”

 

Haksız mı?

 

Konuşulduğunda o kadar yürek burkan sıkıntı var ki... Bazen katılmamak mümkün değil. Van’ın bu kadar kaybının başka bir izahı olabilir mi sizce yoksa?

 

Ben başlıkta ‘Van’ın sahibi yoktur!’ mu yoksa bir Vanlı gibi ‘Van’ın sahibi yoktur?’ diye mi sorayım karar veremedim.

 

Başlığı siz atın kıymetli okurlar.