ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-MEHMET ALİ EKİNCİ
Dünyada ve Türkiye’de sıcaklıklar artarken, kuraklık da çölleşme tehlikesini beraberinde getiriyor. Son yıllarda kuraklıktan en çok etkilenen şehirlerin başında Van geliyor. 2015 yılından bu yana kademeli olarak etkili olan kuraklık şehirde ciddi su sorunu yaratırken geçen zaman içerisinde birçok baraj ve gölet kurudu. Van Gölü’nde de ciddi düşüş yaşanırken su seviyesi metrelerce düştü. Yatay olarak ise bazı bölgelerde kilometreye varan çekilmeler olurken kış aylarındaki yağışlar bölgeye umut oldu. Kışın düşen yoğun kar ve bahar aylarındaki yağış su seviyelerine katkı sunmasına rağmen kuraklık meselesi tartışılırken, kentteki birçok bölge ve alan hala alarm veriyor. Dünyanın da gündeminde olan iklim krizi için farkındalık çalışmaları sürerken, Van’da da ÇEVDER tarafından ‘Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde bu konunun önemi bir kez daha vurgulandı.
TEHLİKENİN FARKINDAYIZ AMA…
İklim değişikliğinin tetiklediği aşırı hava koşulları sonucunda ortaya çıkan çölleşme, kuraklık ve çölleşme, dünya nüfusunun büyük bölümünün yaşam alanını ve en temel geçim kaynağını tehdit ediyor. Kentleşme ve sanayileşme birlikte ekilebilir arazilerin sayısı hızla azalırken bunun yanı sıra iklim değişikliği, ormanların azlığı, bilinçsizce kullanılan araziler çölleşmeye sebep oluyor. Kuraklık, özellikle son yıllarda derinden hissediliyor. Dünya çapında da insanlığı tehdit eden boyutlara ulaşan kuraklık, ülkemizde de sık sık gündeme geliyor. Kuraklık ve mücadele kapsamında ülkede çalışmalar, etkinlikler de düzenlenirken her yıl 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklık Günü olarak kutlanıyor. 17 Haziran 1994 yılında, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi kabul edilmesinden bu yana her yıl 17 Haziran’da dünyada ve Türkiye’de çölleşme ve kuraklıkla mücadelenin önemine dikkat çekiliyor.
“KURAKLIKTAN BERABERCE ÇIKMAK”
Çağımızın en büyük sorunu olan kuraklık ve çölleşme Van’da da son yıllarda derinden hissediliyor. Van Gölü havzası başta göl olmak üzere birçok su kaynaklarının seviyesinde su kaybı yaşanıyor. Van Gölü’nde yaşanan çekilmeler, gün geçtikçe şiddetini arttırmaya devam ediyor. Son yılların en büyük çekilmesini yaşayan Van Gölü, tamamen kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Van’ın çevre sorunlarını sık sık ele alan Van Çevre Derneği, 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü dolayısıyla Şehrivan’a konuştu. Van ÇEVDER adına Şehrivan’a görüş veren Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, pek çok önemli konuya değindi. Dinçer, günün önemini anlatarak sözlerine şöyle başladı: “Birleşmiş Milletler olmak üzere kuraklık ve çölleşme Ülkelerde Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 17 Haziran 1994 tarihinde imzalandı ve Aralık 1996’da yürürlüğe girdi. Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesinin imzalandığı tarihte her yıl 17 Haziran’da düzenlenen Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Gününün bu yıl ki teması “Kuraklıktan Beraberce Çıkmak” olarak açıklandı.”
DİNÇER: DÜNYA’DA 2.5 MİLYAR İNSANIN İSE TEMİZ SU KAYNAĞINA ERİŞİM İMKANI BULUNMUYOR
Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktara 4 bin metreküpten bin 400 metre küplere indiğini belirten Dinçer, “Dünya’da 2.5 milyar insanın ise temiz su kaynağına erişim imkanı bulunmuyor. Yılda kişi başına düşen yıllık kullanabilir su miktarı 5 bin metreküpten fazla olan ülkeler su zengini kabul edilir. Kişi başına yıllık tüketimi bin metreküpten az olan su fakiri olarak kabul edilmektedir. Dünya su kaynaklarının kısıtlı oluşuna karşı, son 50 yılda çarpıcı bir şekilde artmıştır. Dünya’da kullanılan suyun yüzde 85’ini dünya nüfusunun yüzde 12’si tüketmektedir. Su tüketimi tarım ve sanayide en fazla tüketilmektedir. Yüzde 8’i içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Çarpık kentleşme, sanayileşme, tarım ve sanayi atıklarının yer altı sularına karışarak yok olmasına neden olmaktadır. Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktara 4 bin metreküpten bin 400 metre küplere indi. Bu rakamlar bizi su fakiri sınıfına ekliyor. Türkiye’de yüzde 72’si sulama, yüzde 11’i sanayi, yüzde 16’sı içme suyu olarak kullanılıyor” dedi.
KURAKLIK VAN’I DA TEHDİT EDİYOR
Dinçer, Van’ın bölgede kuraklık eğilimi olan illerden biri olduğunu dile getirerek, “Bölgemizin verimli tarım alanları hem de geniş otlak alanları ile Türkiye’nin önemli tarım ve hayvancılığın merkezi durumundadır. Bölgemizde son yıllarda hissedilir derecede yağışların azalmasına bağlı mevsimsel eğilimine dikkat çekmektedir. Ancak bölgede tarım ve hayvancılık faaliyetleri, kuraklık ve çarpık kentleşme, yeşil alanların azlığı, bilinçsiz arazi kullanımı, tarım ve hayvancılık kaybedilmektedir. Bölgemizde kuraklık eğilimi olan kentlerimiz, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Tunceli ve Van ilerimizdir” şeklinde konuştu.
DİNÇER: VAN GÖLÜ KURAKLIĞIN PENÇESİNDE!
Van Gölü’ndeki kuraklığa da değinen Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı: “İlimizde kişi başına düşen su miktarı günlük 150 litredir. 1 milyon 500 bin nüfuslu kentimizde bu rakam yıllık 60 milyon metreküp civarındadır, tarım ve hayvancılık, sanayide kullanılan su miktarı 2 ve 3 katına çıkmaktadır. İklim krizi, yanlış uygulanan su politikaları, su kaynaklarının bilinçsiz kullanılması artan kuraklık nedeniyle Van Gölünde ciddi oranda çekilmeler yaşanmıştır. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, kirlilik ve kuraklığın pençesindedir. Van gölü 600 bin yıl öncesine dayandığı tahmin edilen tarihiyle, turkuaza çalan rengiyle çok özel bir yere sahip ama çevresindeki kirlilik son yıllarda artmaktadır. Her gün kıyılardaki yerleşim yerlerinden yaklaşık 56 bin metrekare küp kanalizasyon atıkları göle akıtılıyor. Gölün suyu her geçen gün biraz daha çekiliyor. Özellikle biyolojik atıkların arttığı yaz aylarında kirlilik birçok noktada insan sağlığını tehdit ediyor.”