ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-SONER İZGİ
Türkiye’de küresel ısınmadan dolayı son yıllarda hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor. Ülkede bu yıl son 33 yılın en kurak yılı yaşanırken, kuraklığın etkisinde kalan illerden biri de Van oldu. Son yıllarda kış mevsiminde karın çok az yağdığı, yazın ise kavurucu sıcaklıkta geçtiği Van’da yaşanan değişimler bazı olumsuzluklara neden oluyor. Van’ın en önemli zenginliği olan Van Gölü de kuraklıktan nasibini aldı. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, son yıllarda hem kirleniyor hem de büyük oranda çekildi.
KURAKLIK VAN GÖLÜ’NÜN ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRMEYE DEVAM EDİYOR
Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Van Gölü’ndeki su seviyesi düşmeye devam ederken, ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Landsat ve Avrupa Uzay Ajansına ait Sentinel-2 uydusunun 2 yıl önceki temmuz ayına ilişkin görüntüleri ile karşılaştırdığı bu yılın temmuz ayı uydu görüntülerinde, daha önce su altında olan birçok yerin kara parçasına dönüştüğü görülüyor. Van Gölü’nün çekilmesiyle ilgili Şehrivan’a konuşan Akkuş, çekilmenin 2018 yılından itibaren hız kazandığını dile getirerek, “Van Gölü’ndeki Erciş Körfezi’nde gölün haritası büyük oranda değişti” dedi.
“VAN GÖLÜ’NÜN EN BÜYÜK ŞANSI TUZLU VE SODALI OLMASIDIR”
Kuraklığın etkisini dile getiren Akkuş, “Dünyamız küresel ısınmadan dolayı artık geçmişe göre daha sıcak bir hale geldi. Özellikle Türkiye gibi ülkeler bu küresel ısınmadan olumsuz etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Küresel ısınmanın en etkili olduğu alanlardan birisi de şüphesiz iç sulardır. Yani akarsular ve göllerdeki çekilmeler debilerin düşmesiyle kendini gösteriyor. Bu noktada son yıllarda ülkemizin iç sularındaki göllerin birçoğu ya kurudu ya da kuruma noktasına geldi. Van Gölü tuzlu ve sodalı olduğu için su seviyesini yine koruyabildi. Van Gölü’nün en büyük şansı tuzlu ve sodalı olmasıdır. Şayet Van Gölü tatlı su olsaydı su seviyesi şimdikinin çok daha altında olurdu. Burayı ya tarımsal sulama amacıyla kullanırdık ya da farklı bir şekilde kullanılırdı” dedi.
AKKUŞ: VAN GÖLÜ’NDEKİ ÇEKİLME 2018-2019 YILLARINDAN SONRA HIZ KAZANDI
Akkuş, Van Gölü’nün çekilmesine değinerek, “Van Gölü iklimlerin değişmesi, yaz aylarında sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle ve kış aylarında beklenen yağışların olmaması nedeniyle çekiliyor. Van Gölü diğer göllere göre daha kırılgan bir yapıda. Bu kırılgan yapısı kapalı bir göl olmasından kaynaklanıyor. Yani Van Gölü’ne havza dışından herhangi bir su girdisi yok ve gölden de havza dışına bir su çıktısı yok. Van Gölü’ndeki çekilme 2018-2019 yıllarından sonra hız kazandı. Bu yıllardan sonraki yaz aylarındaki ortalama sıcaklık normalin üzerinde seyretti. Durum böyle olunca da her geçen yıl Van Gölü’nün biraz daha çekildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“VAN GÖLÜ’NDEKİ ERCİŞ KÖRFEZİ’NDE GÖLÜN HARİTASI BÜYÜK ORANDA DEĞİŞTİ”
Van Gölü’nün haritadaki yerinin değiştiğini ifade eden Akkuş şunları söyledi: “Şu anda Van Gölü’ndeki Erciş Körfezi’nde gölün haritası büyük oranda değişti. Sadece Erciş Körfezi’nde kaybedilen su yüzey alanı 125 kilometrekaredir. Bunun Van Gölü’nün geneline yaydığımız zaman bu 100 kilometrekarelik devasa bir alana tekabül ediyor. Van Gölü’ndeki çekilme en çok Erciş Körfezi’nde gözle görülür halde çünkü gölün en sığ kesimlerinden birisini oluşturuyor. Bu sebepten dolayı yüzeyde meydana gelecek küçük bir düşüş bile kıyı kesiminde kilometrelerce kareye çıkmasına sebep oluyor. Özellikle Van şehir merkezinin önü ve Çitören Köyü açıklarında bu çekilmeyi çok daha bariz bir şekilde yaşıyoruz. Van Gölü’nün Güney kısmı nispeten derin ve dağların iç olarak gölle bir ilişki kurması nedeniyle buradaki çekilme daha çok dikey olarak seyrederken Van Gölü’nde hem dikey hem de yatay yönden çekildiğini görüyoruz.”
“GÖLÜN ÇEKİLMESİ BİR İŞARET VE MESAJ”
Akkuş, arıtma tesislerinden de söz ederek, “Ayrıca Van Gölü’nün yükselip alçalmasından daha da büyük bir tehlike Van Gölü etrafındaki çalışmayan arıtma tesisleridir. Arıtma tesisleri çalışmadığı zaman göle azot fosfat girdisi gerçekleşiyor. Sıcaklıkların normalin üzerinde seyretmesiyle gölün çekilmesi sonucu ortaya çıkan sığ alanlarda ötrofikasyon oluşuyor. Bu sebepten dolayı gölün çekilmesi kadar bir tehlike de arıtma tesislerinin çalışmamasıdır. Şu an için Van Gölü’nün kuruması gibi bir tehlikeden söz etmemiz mümkün değil ama gölün çekilmesi bir işaret ve mesaj. Suyun iyi yönetmemiz gerektiğine bir işaret çünkü önümüzdeki yıllarda sıcaklığın bu şekilde devam etmesini bekliyoruz” diye aktardı.
AKKUŞ: YAKIN TARİHİMİZ BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR DERSTİR
Kuraklığa dikkat çeken Akkuş şunları aktardı: “Anadolu için her zaman uygarlıkların beşiği ifadesini kullanırız. Fakat Anadolu aynı zamanda uygarlıkların mezarlığıdır. Bizim Anadolu tarihimiz aynı zamanda kuraklıkların tarihidir. Eğer yakın tarihe bakarsak Diyarbakır’dan Van’a debelerle buğday taşımak zorunda kaldığımızı, şehirlerin tamamen boşaldığını, çiftçilerin bir tas çorba bir dilim ekmek bulabilmek için şehirlerden köylere akın akın geldiğini görürüz. Yakın tarihimiz bizim için büyük bir derstir.”
“ETKİN BİR SU POLİTİKASI UYGULANMALI”
Akkuş, önlemlerin alınması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Suyu artık çok daha efektif kullanacağız. Çok su isteyen tarımsal ürünlerin ekilmesinden vazgeçeceğiz. Özellikle su sene maalesef DSİ’nin bütün sulama kapaklarını kapatması neticesiyle tarihinde ilk kez Bendimahi Çayı’nın göle ulaşamadığına şahitlik ettik. Bu belki de yakın tarihte hiç karşılaşılmamış bir olay. Eğer biz suyu yönetemezsek bölgemizde binlerce ürün yetiştiremeyen çiftçiyle karşı karşıya kalacağız. Dolayısıyla krizi değil riski yönetmemiz lazım. Ümit ediyorum ki önümüzdeki yıllarda buna ilişkin adımlar atılır ve etkin bir su politikası uygulanır. Kuraklık bir sonuç ve bu kuraklığı ortaya çıkaran sebepler üzerinde yoğunlaşmamız lazım. Değişime ayak uydurmamız lazım.”