ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-SONER İZGİ

Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük illerinden biri olan Van sahip olduğu potansiyeli bir türlü kullanamıyor. Kentte yaşanan sorunlar en çok göçe yansırken, son yıllarda Van’dan göç eden sayısı da artıyor. Van’ın verdiği göç verilere de yansırken, TÜİK’in açıkladığı ‘Uluslararası Göç İstatistikleri’ne göre kent göç veriyor. Verilere göre, 2021 yılında Van’dan giden göç 921 olurken, geçen yıl bu rakam 2 bin 14’e yükseldi. 2021 yılında en çok göç veren iller arasında 11’inci sırada yer alan Van’dan göç etme nedenleri arasında ilk sırada ‘hane-aile fertlerinden birine bağımlı göç’, ikinci sırada ‘daha iyi konut ve yaşam koşulları’, üçüncü sırada ise ‘eğitim göçü’ yer alıyor. Konumu itibarıyla Doğu’nun en önemli illerinden biri olan Van sahip olduğu avantajları kullanmayıp göç hareketliliğinin ana cazibe merkezlerinden biri olmaktan uzaklaşıyor. Sanayileşmenin ve fabrikalaşmanın da az olduğu Van’dan başka illere göç devam ederken, yaşanan bu önemli sorun masaya yatırıldı. Malatya İnönü Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi işbirliği ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda ‘Van ve Göç Çalıştayı’ düzenlendi. Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Van, deprem öncesi nüfus artış hızını 2019 yılı sonu itibarıyla yakalayamamıştır” dedi.

VAN’DA ‘GÖÇ ÇALIŞTAYI’ DÜZENLENDİ!

Malatya İnönü Üniversitesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi işbirliği ile 13 Ekim tarihinde saat 14:00’da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda “Van ve Göç Çalıştayı” düzenlendi. Çalıştayın düzenleme kurulunda; Prof. Dr. Bahadır Yüzbaşı, Prof. Dr. Fevzi Erdoğan, Prof. Dr. Gökhan Tuncel, Prof. Dr. Zuhal Küçükarslan Yüzbaşı, Öğr. Gör. Çetin Görür yer aldı. Van ve Göç Çalıştayının bilim kurulunda ise Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Doç. Dr. Murat Sezik, Doç. Dr. Şakir İşleyen, Doç. Dr. Yener Altun, Doç. Dr. Yıldırım Demir oldu.

“KÖY BOŞALTMALARI NEDENİYLE VAN’A GÖÇLER OLMUŞTUR”

Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “1987 sonrası zorunlu göç hareketliliğinden yoğun olarak etkilenen Van kenti de, sadece il içerisinden değil, aynı zamanda hinterlandında bulunan Ağrı, Muş, Bitlis, Hakkâri gibi illerden de büyük miktarda göç almaktadır. Van ili içerisinde, güvenlik ve köy boşaltmaları nedeniyle hemen hemen bütün ilçelerinde köy boşaltma vakaları görülmekle birlikte, özellikle Çatak, Başkale, Çaldıran gibi ilçelerden zorunlu göçler daha fazla meydana gelmiştir. Bitlis ilinde Tatvan, Mutki gibi ilçeler Van’a yönelen göçler de ön plana çıkarken, Hakkâri ilinin tümü Van’ın göç bölgesi içerisinde yer almıştır. Van’a yönelen göçler sadece çevresindeki illerle sınırlı değildir. Zaman zaman başka il merkezlerinden de güvenlik nedeniyle Van’a göçler meydana gelmiştir. Bu iller içerisinde Şırnak başta gelmektedir. Şırnak ili içerisinde de özellikle Beytüşşebap ilçesinden köy boşaltmaları nedeniyle Van’a göçler olmuştur” dedi.

“VAN AYNI ZAMANDA İL DIŞINDAN ALDIĞI NÜFUSTAN ÇOK DAHA BÜYÜK MİKTARDA GÖÇ VERMEKTEDİR”

Turizmin kalbi Van’da atacak! Turizmin kalbi Van’da atacak!

Alaeddinoğlu, “Örneğin 2013 yılı içerisinde Van’da ikamet eden, ancak ilde kayıtlı olmayan nüfus içerisinde ilk sırayı Hakkâri, ikinci sırayı Bitlis, üçüncü sırayı Ağrı ve dördüncü sırayı da Şırnak illeri almaktadır. Bunların dışında, Muş, Siirt ve Diyarbakır illerinden de önemli bir nüfus kitlesi Van’a göç etmiştir. Yoğun göçlere sahne olan Van kenti, aynı zamanda il dışından aldığı nüfustan çok daha büyük miktarda göç vermektedir. Örneğin, Van ilinin 1985-90 döneminde net göç hızı yüzde o -37,9; 1995-2000 döneminde ise yüzde o -43,6 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılı nüfus sayımı verilerinden hareketle Düzey-2 illeri arasındaki göç hareketliliğini inceleyen Uçar, TRB2 bölgesi içerisindeki göç hareketliliğinin Van merkez ilçesine yöneldiğini ve bunlar içerisinde nitelikli işgücü oranın sadece yüzde 4,6 olduğunu ifade etmektedir. 1995-2000 döneminde, Van merkezden dışarıya yönelen göçlerin de yüzde 89’u TRB2 bölgesinin dışına gerçekleşmiştir. Van kent nüfusu 1985 yılında 110.653 kişi iken 1990 yılında 155 bin 623 (yüzde 40,6 artış), 2000 yılında 284 bin 464 (yüzde 82,8 artış) ve 2007 yılında 331.986 kişiye (yüzde 16,7 artış) ulaşmıştır. Başka bir ifadeyle, 1985-90 döneminde yüzde 8,12 olan yıllık nüfus artış hızı 1990-2000 döneminde yüzde 8,28’a ulaşmış ve 2000-2007 döneminde ise yüzde 2,38’e gerilemiştir. 1987-2000 devresinde oldukça yüksek nüfus artış oranının görülmesi de bu dönemdeki köy boşaltmaları ve zorunlu göçü doğrulamaktadır” diye aktardı.

ALAEDDİNOĞLU: ZORUNLU GÖÇLERİN YAŞANDIĞI YILLAR VE SONRASINDA VAN’IN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNDE BÜYÜK DÜŞÜŞLER MEYDANA GELDİ

Zorunlu göçün yaşandığı yıllarda Van’da sosyo-ekonomik gelişmişlikte düşüş yaşandığını aktaran Alaeddinoğlu, “Zorunlu göçlerin yaşandığı yıllar ve sonrasında Van’ın sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyinde büyük düşüşler meydana gelmiştir. Örneğin 1996 yılında iller arasında -0,9554’lük sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyiyle 67. sırada yer alan Van ili, 2003 yılında  -1,0929’luk değeriyle 75. sıraya gerilemiştir. Aynı şekilde Kalkınma Bakanlığı tarafından 2011 yılında yapılan araştırmada da Van ili, daha da gerileyen -1,3783’lük endeks değeriyle 81 il içerisinde 75. sırada yer almıştır. Burada dikkati çeken diğer bir önemli nokta da, ülkenin en az gelişmiş ilinin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer almış olmasıdır. Kuşkusuz bu durum bölgenin diğer illeri için de geçerliliğini korumaktadır. Dolayısıyla, ülkenin farklı bölgeleri ve illeri arasındaki gelişmiş farkında bir daralma meydana gelmemiş, aksine sürekli olarak artış göstermiştir” ifadelerini kullandı.

“VAN KENTİNDE ZORUNLU GÖÇTEN KAYNAKLANAN SORUNLAR SÜREÇ İÇERİSİNDE ÇÖZÜME KAVUŞTURULAMAMIŞTIR”

Alaeddinoğlu, “Van kentinde zorunlu göçten kaynaklanan sorunlar süreç içerisinde çözüme kavuşturulamamıştır. Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP) kapsamındaki çalışmalar da önemli bir sonuç vermemiştir. Resmi yetkililerin verdiği bilgilere göre, Van ilinde sadece bin 265 haneden 8 bin 32 kişi bu kapsamda köylerine geri dönüş yapabilmişlerdir. Başvuruların ve dönüşlerin oldukça az olmasının başında, göçmenlerin köylerinde iş ve barınma sıkıntısı yaşayacak olmaları ve süreçteki bürokratik sorunlar gelmektedir. Yine 2011 yılı itibariyle, 5233 sayılı Tazminat Yasası’ndan yararlanmak için Van ilinde 33 bin 795 başvuru yapılmış ve bunların sadece 15 bin 292’sine tazminat ödenmiştir” diye aktardı.

“VAN’A GÖÇ ETME NEDENLERİNİN ZAMANLA 1985 ÖNCESİ VE 1985 SONRASI OLMAK ÜZERE FARKLILAŞMASIDIR”

Göçlerin Van’daki mahallelere yayılımını belirten Alaeddinoğlu, “Van kentine göç etme nedenlerinin zamanla 1985 öncesi ve 1985 sonrası olmak üzere farklılaşmasıdır. Zira 1985 sonrası gerçekleşen göçlerde belirgin bir yerinden edilmişlik ya da yukarıda da ifade edildiği şekliyle güvenlik nedeniyle göç söz konusu iken, 1985 öncesi ve 2000 sonrası göçlerde ekonomik sorunlar ana etken olarak öne çıkmaktadır. Anket sonuçlarının ortaya koyduğu sonuçlardan biride mahallelerin farklı neden ve zaman ilişkisinden kaynaklanan göç dalgalarına maruz kalma durumlarıdır. Şöyle ki, ekonomik karakterli göçler ağırlıklı olarak Abdurrahmangazi, İstasyon, Eminpaşa ve Beyüzümü gibi mahallelere yönelirken, güvenlik eksenli ve büyük ölçüde kitlesel bir halde göç eden gruplar ise Akköprü, Yenimahalle, Süphan, Bostaniçi, Karşıyaka ve Hacıbekir gibi mahallelere (ve çoğunlukla da akraba ve köylülerinin yakın çevresine) yerleşmişlerdir” dedi.

ALAEDDİNOĞLU: VAN’DAKİ MAHALLELERDEN 7’Sİ 2011 YILINDA YAŞANAN DÜŞÜŞTEN DAHA FAZLASINI SONRAKİ YILLARDA DA DÜŞÜŞ OLARAK YAŞAMIŞLARDIR

Alaeddinoğlu, “Bu bağlamda nüfus resilyansını ölçmek için beş değişken önerilmiştir. Bunlardan ilki Düşüş Yılı’dır. Bu değişkene göre hem kent düzeyinde hem de ilçe düzeyinde 2011 yılında düşüş yaşanmıştır. Ancak mahallelerden yedisi 2011 yılında yaşanan düşüşten daha fazlasını sonraki yıllarda da düşüş olarak yaşamışlardır. Bu düşüşün temel nedeni 2013 yılında ağırlıklı olarak kente inşa edilen TOKİ ve gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm projelerinin etkisiyle olmuştur. Zira söz konusu yedi mahalleye ait nüfusun bu alanlara göç ettikleri düşünülmektedir. Düşüş'te depremden en fazla zarar gören İpekyolu ilçesi en az dayanıklı olurken, Tuşba ilçesi ise yüksek dayanıklı bulunmuştur. Mahalle düzeyinde, deprem öncesi nüfus artışı yüksek olan kent merkezindeki mahallelerin dayanıklılığının düşük olduğu yapılan analizlerde ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

“EDREMİT'İN İYİLEŞME ORANININ DAHA YÜKSEK OLDUĞU ANLAŞILMAKTADIR”

Depremden sonra göç alan mahalleleri değerlendiren Alaeddinoğlu, “Dönüş değerinde ise 2012 yılı itibarıyla Edremit ve Tuşba’da yaşanan iyileşme hızı bir birine yakın iken 2019 yılı itibarıyla Edremit'in iyileşme oranının daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Mahalle bazında incelendiğinde 2012 yılı itibarıyla TOKİ'lerin bulunduğu mahalleler yüksek toparlanma yaşadıkları anlaşılmaktadır. 2019 yılı verileri incelendiğinde ise Kentsel Dönüşüm'ün bulunduğu mahalleler ile TOKİ'nin bulunduğu mahallelerin yüksek bir toparlanma gösterdikleri tespit edilmiştir. Bu mahallelerin 2012'ye göre Dönüş Endeksi'ni iyileştirdikleri görülmektedir” dedi.

“VAN, DEPREM ÖNCESİ NÜFUS ARTIŞ HIZINI 2019 YILI SONU İTİBARIYLA YAKALAYAMAMIŞTIR”

Alaeddinoğlu, son olarak, “Nüfus rezilyansı ölçüm sonuçları incelendiğinde, Van kenti deprem öncesi nüfus artış hızını 2019 yılı sonu itibarıyla yakalayamamıştır. Bununla birlikte, merkezdeki üç ilçeden ikisi Edremit ve Tuşba depremin olumsuz etkisinden büyük ölçüde kurtulmuş olmasına karşın, İpekyolu’nun ise henüz tam olarak iyileşmediği anlaşılmaktadır. Mahalle boyutunda rezilyans değerleri ölçüldüğünde ise, TOKİ'nin inşa edildiği mahalleler ve merkez mahalleler (Halil Ağa, Bahçıvan) yüksek Rezilyans, TOKİ yakınlarında yer alan mahalleler ise düşük rezilyans göstermişlerdir. Rezilyansı yüksek mahalleler, Kevenli, Kavurma, Kalecik, Bardakçı, Alipaşa, Bahçıvan olurken, rezilyansı düşük olan mahalleler ise Hacıbekir, Yeni Cami, Şabaniye, Elmalık ve Esenler mahalleleri olmuşlardır” diye konuştu.

Editör: Necmettin Dursun