GÜNCEL

Van’daki çevreciler: Temiz çevre eğitimi şart!

Abone Ol

ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM- NECMETTİN DURSUN

Dünyanın başta çevresel olmak üzere birçok yönden kötüye doğru gitmesinin başında ekolojik ve ekonomik problemler geliyor. Doğanın en büyük düşmanı haline gelen evsel atıklar, piller, bataryalar ve kızartılmış yağlar çevreyi tehdit ederken, Van’ın başta merkezi olmak üzere sahillerindeki kirlikte had safhaya ulaştı. Son zamanlarda ise vatandaşların çevre duyarlılığı gittikçe azalırken, kentteki görüntü kirliliği de artmaya devam ediyor. Konuyla ilgili Şehrivan’a değerlendirmelerde bulunan Van Çevre Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, çevre konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini belirtirken, Vangölü Aktivistleri Derneği Başkan Yardımcısı Ali Emrah Dağer ise, farkındalığın oluşması gerektiğini söyledi.

ÇEVRE SORUNU HERKESİN SORUNU…

Konuyla ilgili konuşan ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, çevre temizlik konusunda Van diğer illerden çok daha kirli bir il. Misal, batıda günlerce yürümenize rağmen ayakkabınız bile kirlenemiyor. Van’da ise bir gün dolaştığınız zaman ayakkabılarınızın çok ciddi bir şekilde kirlendiğini görüyorsunuz. Kentin cadde ve sokakları başta olmak üzere hemen her yerinde kirlilik mevcut. Her insan günlük 1.3 kilogramlık çöp üretiyor. Evsel atıkların geri dönüşümü ya da ayrışımı olmadığından dolayı bize hem sağlık hem de kirlilik açısından ciddi sorunlar çıkarıyor. Her kesin evinde pil ve bataryalar var. Bunların ömrü bittiği zaman direk çöplere atıyoruz. Aslında burada daha duyarlı olmalıyız ve bunları çöplere atmamız gerekiyor. Bu atıkları için farkındalık çalışmaları yapılsa da çok ciddi bir katkısı olmuyor. Çünkü bu sorun bir kesimi değil tüm her kesimi ilgilendiriyor.” Dedi.

“PİL VE BATARYA DOĞAYI ÖLDÜRÜYOR”

Doğanın temiz tutulmaması gerektiğini vurgulayan Kalçık, attığımız her pil ve bataryanın yaklaşık 6 metrekarelik bir doğanın ölümüne neden olduğunun altını çizdi. Bu vahşetin olmaması için daha dikkatli davranmalıyız diyen Kalçık, şunları söyledi: “Kirlilikle ilgili bir başka sorun ise su kirliliğidir. Dünyada bugün kuraklıktan dolayı su sorunu yaşanıyor. Bundan dolayı bizim bu sorunların farkında olmamız gerekiyor. Hayatımızı var eden sular ne yazık ki kirlilik sorunuyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Suyun kirliliğine sessiz kalmamız gerekiyor. Arıtma tesisleri, dışkıları ve insan eliyle yapılmış kirlilikleri temizliyor. Peki, evlerde kullanılan kimyaları nasıl çözecek. Bunlarda ciddi anlamda suyun kirlenmesine neden oluyor. Bir başka kirlilik sorunu ise pişmiş yağlardır. Kendi evlerimizde yemek için kullandığımız yağların ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyoruz. Bunlarla ilgili belediye, kurumlar ve yetkililer tarafından insanlar bilgilendirilmeli ve yağların başıboş dökülmesi engellenmeli.”

“ÇEVRE EĞİTİMİ AİLEDEN BAŞLAMALI”

Van’daki evlerin yüzde 90’ı kızartılmış yağların lavabolara boca edildiğini hatırlatan Başkan Kalçık, “Bir litre kızartmalık yağ, bir milyon metrekarelik bir suyu kirletiyor. Suyun üstünde bir yağ tabakası oluşuyor ve oralardaki canlı organizmaların yok olmasına neden oluyor. Bu sorunla birlikte kanalizasyon boruları da tıkanıyor. Ekonomik, kirlilik ve canlı yaşamında büyük bir sorun ortaya çıkıyor. Bunun içinde önce aileden eğitim başlamalı ve okullarda da eğitim sürdürülmeli. Sadece bu konularda değil, çevre için kirlilik barındıran her konu için eğitim verilmeli. Çünkü bunların bir geri dönüşümü yoktur. Van’da katı atık depoları mevcut. Aynı şekilde ilçelerde de katı atık depoları var. Buralarında denetlemesi gerekiyor. Bunların kentlerde olması ve kirlilik için mücadele mekanizmaları olmaları önem arz ediyor. İnsanlarında bu konularda daha duyarlı olmaları gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

VAN GÖLÜ KURUYOR, KİRLİLİK ORTAYA ÇIKIYOR

Van Gölü etrafında dökülen hafriyatlarda tıbbi atıkların olduğunu söyleyen Kalçık, bu atıkların kesinlikle evsel atıklara karışmaması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti. “Hastane ve sağlık ocaklarında belli oranda her gün tıbbi atık çıkıyor. Firmalar ise bu atıkları ücret karşılığı topluyor. Bu da kurumlar açısından masraf teşkil ediyor, bu sorundan da kurtulmak amaçlı tıbbi atıklar evsel atıklara karıştırılıp atılıyor. Bu da ciddi bir sorunun habercisidir. Bunların derhal denetim altına alınması gerekiyor. Pandemi de kullanılan malzemelerin birçoğu gölden çıkıyor. Van Gölü kurudukça pisliği dışarı çıkıyor. Gün yüzüne çıkan bu çöplerden utanmamız gerekiyor. Çevremizi temiz tutmadığımız göllerden çıkan çöplerden belli oluyor.”

ÇÖPLERİN DEĞERİ BİLİNMELİ…

Çöplerden faydalanılırsa kazancının da çok olacağını kaydeden Kalçık, “Fosil yakıtlardan elde edilen enerji en büyük tehlikedir. Yenilebilir, çamur ve atıklar enerji üretilmesi gerekiyor. Bunlara ek olarak da güneş ve rüzgar enerjilerinin kullanılması gerekir. Dünyada bile çöplerin artık bir değeri var. Ancak Van bu değere daha ulaşmış değil. Kendi ellerimizle geleceğimizi yok ediyoruz. Her insan çevresinden sorumludur. Temiz bir çevre tüm insanların ortak sorunudur. Ancak hepimiz bir şekilde çevremizi kirletiyoruz. Yerel dinamikler çevre temizliğinden sorumlu olmasına rağmen kirletmeye devam ediyorlar. Biz de kirliliğe katkı amaçlı bu kurumlara yardımcı oluyoruz.” Diye ekledi.

“SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ”

Van’ın kirliliğini değerlendiren Kalçık, “Yapılan değerlendirmelerde Van’da ileri derece bir kirliliğin olduğu biliyoruz. Yani aslında sözün bittiği yerdeyiz. Suyu, havası ve toprağının sürekli kirlendiği bir ilden bahsediyoruz. Van Gölü etrafında yaptığım incelemelerde sinekle mücadele aracı vanasını açmış, oralardaki dere yataklarına sinek ilacı akıyor. O dereninde kenarında koyunlarla keçiler hem otlanıp hem de su içiyordu. Yani suya karışan ilacı hayvanlar içiyor ve bizde onların et ve sütünden yararlanıyoruz. Böyle bir çevre temizliği anlayışı olan bir yerde sinekle mücadele etmenin tüm canlıların katletmekle eş anlamlı olduğu hala da bilinmiyor. Oksijenin en temel kaynağı olan sazlıklar bile kurutuldu.”

AKTİVİSTLER, DOĞA ATILAN ATIKLARIN ZARARLARINA DİKKAT ÇEKTİ

Vangölü Aktivistleri Derneği Başkan Yardımcısı Ali Emrah Dağer ise, “Dün, bugün ve geleceğimiz. Dünya sanayi devrimi sonrasında daha fazla tüketmeye, hazır ihtiyaçlar edinmiştir. Bunun sonucunda dünyaya kalıcı hasarlar almaya devam ediyor. Kontrolsüz fabrikalar havaya, toprağa, suya zararlar veriyor. Evsel atıklardan biri olan yağlar ise suları kirletiliyor. Ayrıca bölgemizde ki sorunlardan biri ise bebek bezlerinin çok fazla doğal alanlara atılması ile karşılaşıyoruz. Akarsulara ve derelere atılması birçok yönüyle insanlar ve hayvanlar için zararlı bir durumdur.” Diye ekledi.

“DUYARLILIK GÖSTERİP FARKINDALIK OLUŞTURALIM”

Son olarak sözlerini tamamlayan Dağer, “Atık piller ise doğada geri dönüşüm süresi oldukça fazladır. İçerdiği bileşenler yüzünden toprağı zehirlemektedir. Plastik atıkların ise Van Gölü Havzasının tamamında karşılaşabiliyoruz. Poşet ve plastik malzemelerinin doğaya verdiği zararlar yüzyıllarca devam edecektir. Şimdiden önlem almazsak havada suda ve toprakta da bu etkileri oldukça hissedeceğiz. Bizim gelecek nesillere temiz yaşanabilir bir dünya bırakmamız gerekmektedir. Duyarlılık gösterip farkındalık oluşturalım. Çevre ile ilgili ise eğitimlerin verilmesi lazım.” Cümlelerini kullandı.