Çeşitliliğin ve üretimin artması ile gıda güvenliği konusu dünyanın en önemli ortak gündemlerinden biri olmaya başladı. Türkiye’nin birçok kentinde olduğu gibi Van’da sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişim, vatandaşların en temel sorunlarından biri haline geldi. Denetimsizlik, altyapı eksiklikleri ve ekonomik zorluklar bu sorunun çözümünü zorlaştırırken, tüketici bilinçsizliği de sağlıklı gıdaya erişimde önemli bir sorun olarak öne çıktı. Gıda güvenliği ve halk sağlığını tehdit eden bu durumun temelinde kayıt dışı üretim, soğuk zincir altyapısındaki eksiklikler ve tüketici bilinçsizliği gibi nedenler yatarken Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Ezgi Arslan sağlıksız gıdalarla ilgili Şehrivan’a konuştu. Arslan, Van’da ‘doğal’ ya da ‘organik& adı altında satılan ürünlerin büyük bir kısmının denetim mekanizmalarından geçmediği belirtti. Başkan Arslan, sorunun çözümü için denetimlerin artması ve buna yönelik politikaların geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
BAŞKAN ARSLAN: VANLI SAĞLIKLI GIDAYA ULAŞAMIYOR!
Arslan, vatandaşın sağlıklı gıdaya ulaşamadığını belirterek, “Gıda ve su, insan yaşamının sürdürülebilmesi için vazgeçilmez temel ihtiyaçlardır. İnsanların sağlıklı ve aktif bir yaşam sürebilmeleri için yeterli, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik olarak sürekli erişiminin sağlanması temel yaşam hakkı olarak kabul edilmektedir. Küreselleşen dünya düzeninde ise tarım ve gıda ürünleri ile suyun ticari bir meta olarak değerlendirilip serbest piyasa koşullarına bırakılması, insanların bu temel ihtiyaçlarına erişimde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu koşullarda, herkesin yeterli ve sağlıklı gıda ile suya ulaşabildiğini söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Güvenli gıda terimi ise, insan sağlığına zarar verecek düzeyde tehlike barındırmayan gıdaları ifade etmektedir” dedi.
VAN’DA GIDADA RİSK ARTIYOR!
Gıdaların çeşitli riskler barındırdığını dile getiren Arslan, “Gıdalar tarlada ve çiftlikte yapılan üretimden itibaren, çeşitli riskler barındırmaktadır. Bu riskler gıdaların tarladan sofraya olan süreçte kendi doğalarından, çevre ile etkileşimlerinden kaynaklanabileceği gibi, tarım ve veteriner ilaçlarının kuralsız kullanımı gibi nedenlerle de oluşabilmektedir. Bu sebeple bu riskler minimalize edilerek tüketiciye güvenli bir şekilde ulaştırılması sağlanmalıdır. Güvenli gıdaya ulaşmak, risk analizi sisteminin uygulanmasıyla mümkündür. Bu sistemde, gıdalarda oluşabilecek riskler değerlendirilir. Bu değerlendirme sonuçlarına göre ilgili Bakanlık yasal düzenlemeler yapar ve düzenli denetimlerle risk yönetimini sağlar. Tüm bu süreçlerin sonunda ise risklerle ilgili bilgiler toplumla şeffaf ve tarafsız bir şekilde paylaşılmalıdır” ifadelerini kullandı.
VAN’DA DENETİMSİZ ‘DOĞAL ÜRETİM’ TEHDİDİ!
Arslan, Van’daki sağlıksız gıdalara değinerek, “Bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirdiğimiz sağlıksız gıdaları Van özelinde değerlendirecek olursak birkaç temel boyutta ele almak mümkün. İlk olarak, "doğal üretim" adı altında pazarlanan ancak herhangi bir denetim mekanizmasının işlemediği kayıt dışı üretim, gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Tüketiciler, "organik" veya "doğal" gibi ifadelerle süslenmiş ürünlerin daha sağlıklı olduğuna inanarak bu ürünlere yöneliyor. Ancak bu ürünlerin büyük bir kısmı, üretim sürecinde belirli standartlara uyulup uyulmadığını garanti altına alacak denetimlerden geçmiyor. Özellikle açık pazar yerlerinde, üretim sürecinin hiçbir aşamasında hijyen ve kalite standartlarına uyulmadığı ürünlerin satışa sunulduğunu görebiliyoruz” diye konuştu.
“SOĞUK ZİNCİR EKSİKLİĞİ YAŞANIYOR”
Van’da soğuk zincir altyapısındaki eksikliklerin neden olduğu sorunları açıklayan Arslan, “Van özelinde öne çıkan önemli sorunlardan biri, soğuk zincir altyapısındaki eksikliklerdir. Soğuk zincir, süt ve et ürünleri gibi çabuk bozulabilen gıdaların, üretimden tüketiciye ulaşana kadar belirli bir sıcaklık aralığında tutulmasını sağlayan kritik bir sistemdir. Ancak Van’da bu sistemin yeterince etkin olmaması, gıdaların kalitesinin düşmesine ve ciddi sağlık risklerine yol açmaktadır. Soğuk zincirin bozulması, gıdalarda mikrobiyal gelişimi hızlandırarak gıda zehirlenmeleri gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Soğuk zincir eksikliği yalnızca sağlık açısından değil, ekonomik açıdan da ciddi kayıplara yol açmaktadır” diye aktardı.
ARSLAN: SOĞUK HAVA DEPOLARI YAYGINLAŞTIRILMALI
Kentteki soğuk hava depolarının yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Arslan şunları söyledi: “Bozulan ürünler, üreticilerin maliyetlerini artırırken tüketiciye sunulan ürün çeşitliliğini azaltmaktadır. Bu durum hem üreticilerin hem de tüketicilerin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu sorunun çözümü için bölgedeki üreticilere soğuk zincir altyapısını güçlendirecek destekler sağlanması büyük önem taşımaktadır. Soğuk hava depolarının yaygınlaştırılması, soğutmalı araç kullanımının teşvik edilmesi ve üreticilere bu konuda eğitim verilmesi alınabilecek etkili önlemler arasındadır. Bu sayede hem halkın sağlığı korunabilir hem de yerel üretimin kalitesi artırılarak ekonomik kayıpların önüne geçilebilir.”
“SAĞLIKLI GIDAYA ULAŞIM İÇİN POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ”
Arslan, tüketicilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların artırılması gerektiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı: “Hem bireysel hem de toplumsal sağlık sorunlarının artması, ekonomik açıdan sürdürülemez bir yük oluşturabilir. Bu durum, tüketicilerin bilinç düzeyini artırmaya yönelik eğitim çalışmalarının önemini açıkça ortaya koyarken, aynı zamanda ekonomik sistemdeki dengesizliklerin ele alınması gerektiğini göstermektedir. Halkın güvenilir ve sağlıklı gıdaya erişimini artırmak için üretim ve dağıtım süreçlerinin iyileştirilmesi, bunun yanında ekonomik olarak sürdürülebilir bir fiyat politikası oluşturulması büyük bir gerekliliktir. Sonuç olarak, hem tüketicilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların artırılması hem de sağlıklı gıdaya erişimi kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal politikaların geliştirilmesi bu sorunun çözümünde kilit rol oynamaktadır. Bu şekilde, yalnızca bireylerin değil, toplumun geneline yayılan sağlıklı bir gıda tüketim alışkanlığı oluşturulabilir.”