Erciş ilçesinde yaşayan ailenin sekiz çocuğundan biri olan 17 yaşındaki Taştan, doğuştan görme engelli olduğu için 7 yaşındayken özel bir rehabilitasyon merkezine gönderildi. Merkezdeki görevliler de Taştan'a engelli raporu almak için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Polikliniğine getirdi. O dönemde 7 yaşında olan Taştan ile hastane koridorunda karşılaşan Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Muhammed Batur, yaptığı kontrollerde minik kızın iki gözünde de katarakt olduğunu ve ameliyatla görebileceğini tespit etti. Ailesi yanında olmadığı için kızı daha sonra getireceklerini ileten merkez çalışanları, raporu aldıktan sonra hastaneden ayrıldı. Bu duruma gönlü elvermeyen Doç. Dr. Batur, Valilik, İl Sağlık ve Milli Eğitim müdürlüklerine yazdığı dilekçeyle Taştan'ın ameliyat olması gerektiğini ancak kendisine ve ailesine ulaşılamadığını iletti.
Bir ay süren araştırmanın ardından Erciş ilçesindeki ailesine ulaşılan Taştan, tekrar hastaneye getirildi. Doç. Dr. Batur da bir hafta arayla gerçekleştirdiği iki başarılı operasyonla yüzde 98 görme engelli olan Fulya'nın karanlık dünyasını aydınlattı. Bu sayede okuma hayaline kavuşan ve şimdi Tuşba Güzel Sanatlar Lisesi son sınıfta eğitimini sürdüren Fulya Taştan, gözlerinin görmesini sağlayan fedakar doktoru aradan geçen zamana rağmen unutmadı. Okulun resim atölyesinde birbirinden güzel resimler çizen Taştan, on yıl aradan sonra hastanede ziyaret ettiği Batur'a kendi çizdiği göz resmini hediye etti.
"Dünyaya gelip sadece Fulya'yı tedavi edip gitmiş olsam bu benim için yeterli olurdu"
Batur, meslek hayatında en çok etkilendiği hastalardan birinin Fulya olduğunu, bir insanın hayatına dokunmanın en güzel örneğini yaşadığını belirterek, "Dünyaya gelip sadece Fulya'yı tedavi edip gitmiş olsam bu benim için yeterli olurdu." dedi. Tedavi olması halinde hayatı değişecek olan kızın durumunun içine dert olduğunu anlatan Batur, "Resmi kurumlara yazı yazdık. Fulya'nın tedavi olması gerektiğini bildirdik. Bir ay sonra babası Fulya'yı alıp bize getirdi. Görür görmez tanıdım. Babasını ikna ettikten sonra iki ameliyatla Fulya iyileşti, oyun oynamaya başladı. Aradan yıllar geçti Fulya'yı görmedim. Merak da ediyordum. 10 sene sonra yeniden Fulya ile görüşüyoruz. Çok heyecanlı ve mutluyum." ifadelerini kullandı. "Fulya'nın hayatına dokunmuş olmam tarif edilemez bir duygu." diyen Batur, şunları söyledi: "Her aklıma geldiğinde duygulanırım. Fulya'nın böyle güzel bir okulda okuyor olması ve bu duruma gelmesi paha biçilmez. Mesleğimizin ne kadar kutsal olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Bu durum hayatımıza büyük bir anlam kattı. Çizdiği resim çok anlamlı. Fulya bundan sonra hayatında göze daha çok odaklanacaktır. Çok mutluyum."
"Karanlık dünyama ışık oldu"
Küçükken hiç oynayamadığını belirten Fulya Taştan da ameliyat olmadan önce hiçbir şey göremediğini, her yerin karanlık olduğunu belirtti. Gözlerini açtığında ilk ailesini gördüğünü dile getiren Taştan, "Onları yeni tanımış gibi oldum çünkü sadece seslerini duyuyordum. Koşamıyordum, sürekli bir yerlere çarpıyordum, düşüyordum." dedi. Doktoruna çok şey borçlu olduğunu anlatan Taştan, şöyle konuştu: "Karanlık dünyama ışık oldu. Şimdi hayallerimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Göz insanın her şeyidir. Ressam olmak istiyorum. Görmeseydim, şimdi burada olmayacaktım. Çok mutluyum. Yeniden dünyaya gelmiş gibi hissediyorum. Görmemi sağlayan Muhammed hocama karakalem olarak gözümü çizdim. O benim için bir baba, bir ağabey oldu. Ona çok teşekkür ediyorum."