Demirkol, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin kanda eker seviyesinin normal aralığının üzerine çıkmasıyla görüldüğünü söyledi. Dünyada yaklaşık 425 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu belirten Demirkol, "Bu hastalığın alt tipleri olan tip1 diyabet hastalığı pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi, tip2 diyabet hastalığı ise üretilen insülinin etkili şekilde kullanılamaması yani insülin direnciyle seyreder." dedi. Diyabetin düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam ortamlarının teşvik edilmesiyle önlenebileceğine dikkat çeken Demirkol, şunları kaydetti: "Diyabet sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için neredeyse her 2 diyabet hastasından birinin henüz tanı almadığını ve hastalığının farkında olmadığını söyleyebiliriz. Belirtileri halsizlik, yorgunluk, hızlı ve istemsiz kilo kaybı, ayaklarda uyuşma veya karıncalanma hissi, çok su içme ve çok sık idrara çıkmak, yaraların normalden daha geç iyileşmesi, bulanık görme gibi sıralanabilir. Tip1 diyabet daha genç hastalarda kilo kaybı ile seyrederken, tip 2 diyabet ise daha ileri yaş hastalarda obez ve fazla kilolu hastalarda görülmektedir."
Diyabetin özellikle böbrek, göz, kalp ve sinir sisteminde kalıcı hasarlara neden olabileceğini vurgulayan Demirkol, geç tanı alan bazı hastaların bir veya daha fazla organın zarar göreceğini aktardı. 14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla tüm vatandaşları diyabet, hastalığa neden olan komplikasyonlar ve organ hastalıklarıyla ilgili bilgilendirmeyi amaçladıklarını ifade eden Demirkol, "Tip2 diyabet hastalığından korunmak için boya uygun vücut ağırlığı hedeflenmeli, sağlıklı ve dengeli beslenme programı oluşturulmalı, bir uzmandan mutlaka yardım alınmalı, fiziksel aktivite ve egzersizlere önem verilmeli, sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Tip1 diyabetin önleyici bir tedavisi günümüz şartlarında mevcut değil. Tip1 diyabetin komplikasyonlarından korunmak için erken tanı önemlidir." ifadelerini kullandı.