VAN

Van ‘Urartu’ mirasını kullanamıyor!

M.Ö. 9-7 yılları arasında Urartulara başkentlik yapmış olan Van, Urartu sahiplenmesi ve Urartu mirasını turizme kazandırma konusunda beklenen adımları bir türlü atamıyor. Urartular’dan kalma somut ve soyut bir büyük bir mirasa sahip kentte Urartu ismi ve değerleri yeterli derecede sahiplenilmezken bir dönemler dile getirilen Urartu Yılı ve benzeri öneriler de havada kaldı.

Abone Ol

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve bu medeniyetlere dair izler taşıyan Van’da, en büyük mirasa sahip olan Urartular, konusundaki sahiplenme eksikliği sürüyor. Milattan Önce 9 ila 7’inci yüzyıllarda kente hüküm süren Urartulardan kalan Van Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Amik Kalesi, sulama kanalları, barajlar başta olmak üzere birçok varlığa sahip Van’da Urartular hala turizm ve tanıtımda yeterince kullanılmazken 2019 yılında gündeme gelen fakat lobi eksikliğinden dolayı başarılı olmayan “Urartu Yılı” önerisi de sahiplenmeyi bekliyor. Turizmde her yıl bir önemli temayı öne çıkaran Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda adım atması konusunda başarısız olan kentte bu gibi sahiplenme eksikliği sürerken konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Gagik Tour Yönetim Kurulu Başkanı Engin Pişkin, Van’da Urartularla ilgili çalışmaların yapılmasının elzem olduğunu ve Urartu Yılı’nın bir an önce ilan edilmesi gerektiğini dile getirdi. 

PİŞKİN’DEN URARTU DEĞERLENDİRMESİ

Ururtu Krallığı’nın kentteki egemenliğini turizme kazandırma ile ilgili öneriler ve çıkışlar sürerken Urartu isminin kentte daha çok yankılanması konusu bir kez daha gündeme geldi. Kentteki mirası büyük olmasına rağmen henüz markalaşmada yeterince kullanılamayan Urartuların özellikle turizmde daha çok sahiplenilmesi konusundaki çağrılara bir yenisi daha eklendi. Diğer bölgelerde hüküm süren medeniyetlerin ismi turizm politikalarına yansırken Van’da bu yöndeki çabaların yetersiz olmasını eleştiren turizmci Pişkin, hem Urartu’nun geçmişteki varlığı hem de Van’daki sahiplenmesi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

 

URARTULAR’IN VAN’DAKİ GEÇMİŞLERİ VE MİRASI BÜYÜK

Pişkin, Urartulardan söz ederek, “Arkeolojik araştırmalara göre Van yazılı tarih öncesi dönemleri M.Ö. 5000-3000 yılları Kalkolitik dönem başlarına kadar uzanıyor. M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir. Daha sonra Hurrilerin bölgedeki devamı olan yerli kavimler tarafından M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van’da güneyde yukarı Mezopotamya'ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmüşlerdir. M.Ö. IX. Yüzyılda Kral Sarduri tarafından Van Kalesi yaptırıldı. M.Ö. VII. Yüzyıl başlarında Mezopotamya'dan Anadolu'ya akınlar düzenleyen Asurlular Van Kalesini ele geçirince Urartular Tuşba yakınlarında Rusahinili (Toprakkale) şehrini kurarak varlıklarını devam ettirdi. M.Ö. 612 yılında Anadolu'ya gelen Medler büyük Urartu Kırallığı'na son vermişlerdir” dedi. 

PİŞKİN: URARTU SADECE VAN İLE SINIRLI DEĞİL

Urartu’nun Van için önemini dile getiren Pişkin, “6000’den daha fazla tarihi olan Kafkasları Anadolu’ya bağlayan iki önemli kent var. Bunlardan bir tanesi Kafkasları Anadolu’ya bağlayan Ani kenti, bir diğeri Anadolu’yu Asya’ya bağlayan Tuşba’dır. Yani Urartuların başkenti. Biz bunlardan Urartu’ya sahibiz. Bu iki kenti kuran bir Urartu kültürü var. Urartu dediğimiz sadece Van ile sınırlı bir yer değil. Çoruh Nehri’nden başlıyor, Hazar Denizi’ne kadar devam ediyor. Bir tarafımız Hazar Denizi kıyısı, bir tarafımız Malatya, bir tarafımız Karadeniz yaylaları, bir tarafımız da Zap vadisi dediğimiz yer. Fırat ve Dicle’nin ana kaynakları da Urartu’da. Dolayısıyla su mühendisliği, su mimarisi, kale mimarisinin oluşumundaki en önemli devlet Urartu devletidir” ifadelerini kullandı. 

VAN URARTULAR’I NASIL SAHİPLENMELİ?

Pişkin, Urartular için kentte yapılabileceklerin önerisini dile getirerek, “Van Müzesi’nin adı Urartu’yu çağrıştırmıyor. Tuşba Müzesi denilse daha değerli olurdu. Van Urartu Müzesi denilse daha değerli olurdu. Bu şekilde resmi kayıtlara geçmeliydi. Dışardan Van’a gelen insanlara Urartu’yu işlemek lazım. Bu işlenmiyor. Yine aynı şekilde Şamran Kanalı. Dünyada böylesine değerli bir kanal yok ve hala kullanılıyor. Seyir tepesinde Menua ile Semiramis’in bir heykeli yapılabilir. Çok güzel bir etki bırakır. Bunu görmek insanları heyecanlandırır. Bu bizde olan değerin konuşulmasına neden olur. Bu da çok kıymetlidir. Yine Şamran Kanalı’nın sağında ve solunda güzel bir yürüyüş yeri yapılabilir. Bunlar çok maliyetli şeyler değil. Siz bunları yaptığınızda insanlar kanalı konuşur, Urartu’yu konuşur, aşk hikâyelerini konuşur” dedi. 

URARTU YILI ÖNERİLERİ DE HAVADA KALDI

Van’da Urartu Yılı’nın olması gerektiğinin altını çizen Pişkin, “Van’ın değeri çok ama bilinmeyeni de değerinden daha çok. Urartularla ilgili kentte hiçbir şey yok. Ne Urartu konuşuluyor, ne de Van’da bununla ilgili hiçbir şey yok. Urartu hepimizin ortak değeri. Bu ortak değere sahip çıkmalıyız. 2025 veya 2026 yılı mutlaka Urartu Yılı olmalı. Van’da Urartu Yılı ilan edilirse bir yıl önceden bunları konuşacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu konuyu sahiplenecek. Dünyaca ünlü Urartu üzerine araştırma yapan isimler Van’a gelecek. Sempozyumlar, söyleşiler, toplantılar, etkinlikler düzenlenecek. Urartular Van’dan dünyaya tanıtılacak. Böyle olunca da birçok turist yönünü Van’a dönecek. Van çok önemli bir kültür merkezi haline gelecek” diye konuştu. 

URURTULAR VAN’I DÜNYAYA TANITABİLİR

Urartu Yılı’nın işleyişinin nasıl olacağını aktaran Pişkin, “Van’da Urartular üzerine çalışan çok değerli isimler var. Bu değerli hocalar, işin içinde olan rehberler ve acenteler ve kamu kurum ve kuruluşları ve STK’lar bir araya gelip Urartu’yu masaya yatıracaklar. Van’da Urartu’ya dair eksiklikler konuşulacak. Bu eksiklikler giderilecek. Daha sonra da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Van’ın Urartu Yılı olması talep edilecek. Kültürel etkinliklerin düzenleneceği noktalar seçilecek. Muhteşem bir program ve etkinlik olacak” ifadelerini kullandı. 

URARTU YILI İÇİN BİR ÇAĞRI DAHA

Van’da gelecek yıllarda Urartu Yılı ilan edilmesi için herkesin ses çıkarması gerektiğinin altını çizen Pişkin sözlerini şöyle tamamladı: “Urartular, M.Ö. 900’lü yıllarda merkezi Van bölgesi olan krallıklarıyla Yakın Doğu'nun büyük güçlerinden biri olarak adlarından söz ettirmişlerdir. Urartu devletinin sınırları, başkentleri Tuşba olmak üzere geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu kadar geniş bir coğrafyada farklı kültür alanlarının özellikleri sanatlarına da yansımıştır. Urartular Van için bu kadar önemli ve değerliyken, kentte buna ilişkin hiçbir şeyin olmaması çok üzücü bir durumdur. Van’da gelecek yıllarda mutlaka Urartu Yılı ilan edilmelidir. Van’da Urartu Yılı’nın ilan edilmesi için herkes ses çıkarmalıdır çünkü Urartu bizim ortak noktamızdır.”