GÜNCEL

Van Gölü havzasının felaket tablosu uydu görüntülerine yansıdı!

Abone Ol

ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-ŞABAN BEYAZSAÇ

Türkiye genelinde olduğu gibi Van Gölü Havzası’nda da son aylardaki yağışların azlığı ve barajlarda su doluluk oranının düşmesi, kuraklık riskini yeniden ülke gündemine taşıdı. Yağışsız bir kış geçiren ülkenin neredeyse tamamı ile birlikte Van Gölü havzasında yalnızca bir kez yağan kar sonrası bahar havasında bir mevsim yaşanıyor. Kuraklığın kendisini hissettirdiği süreç devam ederken, Van’ın yaşadığı kuraklık ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) Landsat uydusu görüntülerine yansıdı.

Yağışların önümüzdeki günlerde de mevsim normallerinin dışında seyretme ihtimali endişe yaratırken kuraklık ile ilgili yorumlar endişe yarattı. Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, 2023 yılı ocak ayı uydu görüntüsü adeta felaketin habercisi gibi yorumunu yaparken, Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık ise “Tünelin ucu felaket ve biz bu felakete doğru yol alıyoruz” dedi

VAN’IN KAR YAĞIŞINA İHTİYAÇ VAR!

Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü Havzası’nın Türkiye’nin en yüksek havzalarından ve en çok kar yağışı alan bölgelerinden biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Van Gölü hassas ve kırılgan bir havza çünkü kapalı bir havza. Havzadan dışarı hiçbir su çıkışı yok. Havzaya dışarıdan hiçbir su girdisi yok. Bu sebeple havzanın tüm su bütçesi kendi aldığı yağışa bağlı. Kar ve yağmur yağışı ile havzaya su girdisi oluyor. Buharlaşma ile birlikte su çıktısı oluyor. Bu noktada kar yağışı büyük öneme sahip. Çünkü yağmur ile birlikte Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularına karışarak kullanılabilir su olmaktan çıkıyor. Bu nedenle kış ayları ocak ve şubat ayları göl için havza için hayati bir öneme sahip.”

BALIKLAR DA RİSK ALTINDA!

Bu aylarda yağan kar havzadaki yüksek kesimlerde birikerek yaz aylarında akarsuları besliyor. Yani çiftçiye sulama suyu oluyor. Balıklara da üremek için bir ortam oluşturuyor. Akarsular dünyanın her yerinde çok önemli. Fakat söz konusu Van Gölü Havzası olduğu zaman bu önem 10 kat daha artıyor. Çünkü yaz aylarında inci kefallerinde yaşayan inci kefalleri, üremek için akarsulara göç ediyor. Yani yaz aylarında akarsularda su olması gerekiyor. Su olması için de içerisinde bulunduğumuz bu aylarda havzanın bol kar yağışı alması lazım."

'FELAKET MANZARASI İÇERİYOR'

Son yıllarda Türkiye’de ve dünyada ciddi bir şekilde kuraklık yaşandığına dikkat çeken Dr. Akkuş, "Artık göllerin çekilmeye başlandığını, hatta kuruduğunu akarsuların yaz aylarında tamamen kuruduğunu görüyoruz. 2020'den günümüze kadar olan ocak ayı uydu görüntülerine baktığımız zaman 2023 yılının görüntüsü adeta bir felaket manzarası içeriyor. Çünkü 2020, 2021 ve 2022 yıllarında havza kar örtüsü ile kaplıyken, 2023 Ocak ayı uydu görüntüleri maalesef kar örtüsünden yoksun. Sadece havzanın yüksek kesimlerinde kar örtüsü olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki şubat ayı önümüzde kalan günler hayati öneme sahip. Eğer önümüzdeki günlerde havza kar yağışı almazsa, maalesef yaz aylarında gerek üremek için akarsulara giren inci kefallerini gerekse de çiftçileri çok kurak ve zorlu günler bekliyor" dedi.

BARAJLARDA SUYU BİRİKTİRMEMİZ LAZIM

Bu konuda yapılması gerekenlere de değinen Dr. Akkuş, yaz aylarında barajlarda suyun biriktirilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Akkuş, "Peki ne yapmamız lazım. İnci kefalinden 20 bin aşkın kişi geçimini sağlıyor. Göldeki inci kefali stokunun devamlılığındaki yegane temel unsur yaz aylarında akarsularda başarılı bir üreme gerçekleştirmesi. Fakat son 2 yıldır özellikle Zilan ve Deliçay'da yaz aylarında suyu tamamen barajlardan karşılıyoruz. Su azaldığında DSİ hemen müdahil oluyor ve barajlardan yeteri kadar suyu bırakıyor. Ve bu noktada yaz aylarına kadar barajlarda suyu biriktirmemiz lazım. Akarsulara sadece can suyu olarak ifade ettiğimiz asgari ölçüde su vermemiz lazım. Özellikle Van'ın içerisinden akar Akköprü Deresi üzerine kurulu olan Sıhke Göleti'nde suyu tamamen biriktirmemiz lazım" dedi.

“FELAKETİN HABERCİSİ GİBİ”

Van Gölü balıkçılığından bölgede 20 bin insanın geçim kaynağını oluşturduğunu da anlatan Dr. Akkuş, "Van Gölü'ndeki inci kefallerinin devamlılığı, yağan kar yağışına bağlı. Bu aylarda kar yağışı olmazsa maalesef yaz aylarında başarılı bir üremeden söz etmemiz mümkün değil. Van Gölü'nün etrafında 111 dere var. Bu derelerin hepsi üreme döneminde balıkla dolup taşıyor. Fakat su olmadığı zaman toplu balık ölümleri ile karşılaşacağız. Üremenin bazı derelerde tamamen durduğunu görebiliriz. Bir sebepten dolayı şimdiden tedbir almamız lazım. Çünkü 2023 yılı ocak ayı uydu görüntüsü adeta felaketin habercisi gibi" diye konuştu.

KALÇIK: VAN’DA BU FELAKET TABLOYU GÖRÜR HALE GELDİK

Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık ise şunları söyledi: “2018 yılında Birleşmiş Milletler İklim Formunun yapıldığı toplantıya ÇEVDER olarak katılım sağlamıştık. Orada bulunan bilim insanları küresel ısınma ve daha birçok konuda önemli uyarılarda bulunmuşlardı. Önlem alınmazsa 30 yıl içerisinde hiçbir mevsim kendi mevsimi gibi olmayacağını da aktarmışlardı. Bu konuşmaların üstünden sadece 6 yıl geçmesine rağmen Van’da bu felaket tabloyu görür hale geldik. Ocak ayını bitirdik ama bir avuç kar yok. Yıllara oranlar da zaten kuraklığın boyutu uyduya da yansımış. Van’ın en çok kar alan ilçeleri şuan yaz aylarını yaşıyor.”

“KAR YAĞIŞI OLMAZSA VAH BİZİM HALİMİZE”

“Bu durumda bir vahşetin göstergesidir. Küresel ısınmadan dolayı buzullar eriyor, Ağrı Dağı kısalıyor ve bunlar gibi örneklerin yaşanması gelecek adına endişelendiriyor. Bundan sonraki süreç daha da zorlu geçecek ve artık paranın bir kıymeti kalmayacak. Ancak bu durum bile kimsenin umurumda değil. Van Gölü’nde her gün su eksilmesi yaşanıyor. Derelerimizde, barajlarımızda ve akarsularımızda su kalmamış. Erciş ve Van arasında bir kot farkı olduğundan dolayı Erciş taraflarında bir 5-6 kilometreye yakın göl çekilmiş. Önümüzdeki aylarda kar yağışı olmazsa vah bizim halimize. Tabi biz burada sadece kuraklığın uyduya yansıması ve Van Gölü’ne olan etkisini konuşuyoruz. Bunun daha birçok etkeni var. Tarım, hayvancılık, gıda krizi, çiftçilerin durumu, maliyet vb. daha birçok madde sıralanabilir.”

“KORKUCU TABLO HAFİF KALIYOR”

Küresel ısınmanın canlılara zarar verdiğini kaydeden Kalçık, “Dünya çok farklı yöne evriliyor. Artık siyasetin, olayların ve paranın bir değeri kalmayacak, çünkü hep beraber yok oluyoruz. Fosil yakıtlardan ve vurdumduymazlıktan vazgeçmezsek sonumuz hayra alamet değil. Sazlıkların kuruması ve ormanların yanmasıyla birlikte canlılar yok oluyor. Yağmur ve kar yağının olmadığı yerlerde yangın çıkıyor, yeraltı su kaynaklarımız tükeniyor. Tamda insanların ve canlıların zehirlendiği bir dönemi yaşıyoruz. 2023 yılı için bu yaşananlara korkucu bir tablo demek belki hafif kalır. Tünelin ucu felaket ve biz bu felakete doğru yol alıyoruz. İnsanlarımız ise halen bu olayın farkında değil. Kış aylarının güneşli ve karsız geçmesi bizim insanımızı mutlu ediyor. Birleşmiş Milletler yaptığı her toplantıda bu felaket için milyarlarca ödeneğinin ayrılması gerektiğini belirtiyor ama kimin umurunda.”

KURAKLIK VE KİRLİLİĞE DİKKAT ÇEKİLMEK İÇİN BELGESEL ÇEKİLDİ

Van’ı diğer şehirlerden ayıran birçok özelliğinin olduğunu söyleyen Kalçık, şunları anlattı: “Bunlardan bir tanesi de Van Gölü’dür. Ancak bu değere sahip çıkılmıyor. Hor görülen Van Gölü için de bir belgesel çektik. Dünya kamuoyunda bizi tanınır hale getiren göl hem kirleniyor hem de kuruyor. Etrafında iki il ve dokuz tane ilçe bulunuyor ve evsel atıklarının hepsi göle dökülüyor. Gelecek kuşaklara temiz bir göl bırakmak adına farkındalık çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz sahip çıkmazsa ya da başka insanlarımız bu göl için ses çıkarmazsa hepten yok olup gidecek. Kirlilik sorunuyla başımız zaten dertteydi son yıllarda ise kuraklık sorunuyla da mücadele etmek zorunda kaldık.” Dedi.

ÇALIŞTAY HAZIRLANIYOR!

Kalçık, son olarak cümlelerini şöyle tamamladı: “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü ile ilgili çalıştay yapacağız. Bu çalıştaya çok önemli bilim insanları konuyla ilgili konuşmalar gerçekleştirecek. Van, Türkiye’nin yüzdelik olarak en çok sulak alanına sahip. Van Gölü ve sulak alanlarla ilgili önemli konular ele alınacak. İnsanlarımızın bu konuda duyarlılık göstermesi gerekiyor. Bende çağrıda bulunuyorum; güneşimize, denizimize ve sulak alanlarımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.”