ŞEHRİVAN HABER: FATMA NUR POLATCAN-MEHMET ALİ EKİNCİ
Kıyı bölgelerine atılan atıklar ile dünyadaki denizler kirlenmeye devam ediyor. Kıyılara atılan sigara izmaritleri, boş su veya meşrubat şişeleri, plastikler suda yaşayan türlere zarar veriyor. Plastik malzemelerin bir milyondan fazla kuş, binlerce fok ve balık öldürdüğü tahmin ediliyor. Deniz kirliliği, denizdeki canlı hayatı ve deniz ekonomisi bakımından ciddi sonuçlar doğurmayı sürdürürken Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölünün kıyıları da kirlilikten geçilmiyor. Özellikle pikniğe gidenlerin kirlettiği Van Gölü kıyısında plastikten sigara izmaritlerine, yiyecek atıklarından boş su şişelerine kadar her türlü çöp bulunuyor. Göl kıyısındaki çöpleri kirliliğe dikkat çekmek için çoğu kez göl kıyısında temizlik yapılıyor. Uluslararası Kıyı Temizleme Günü dolayısıyla da vatandaşları Van Gölünü korumaya teşvik etmek amacıyla kurumlar, STK’lar tarafından temizlik yapılıyor, açıklamalar yapılıyor. Van Gölünün kıyılarındaki kirliliğe dikkat çekmek ve vatandaşları kıyı temizliğine teşvik etmek amacıyla açıklama yapan STK’larda biri de Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği. Kurulduğu günden bu yana Van’ın çevre sorunlarını sık sık gündeme getiren Van ÇEVDER, bu defa da Van’ın kıyılarındaki kirliliği ele aldı. Uluslararası Kıyı Temizleme Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Van ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık, kıyı kirliliğinin yanı sıra göle dökülen kirli sulara, kıyı ihlaline ve dip çamuru temizliğine de dikkat çekti.
VAN ÇEVDER, ÇEVRE SORUNLARINI ELE ALMAYI SÜRDÜRÜYOR…
Kalçık, Van Gölünün kirliliğine dikkat çekerek şöyle başladı: “Her yıl dünyanın birçok ülkesinde, 19 Eylül Dünya Kıyı Temizleme gününde eş zamanlı olarak kıyı temizliği yapılmaktadır. Geleneksel olarak yapılan bu etkinlikle, toplu yapılan ve kullanım alanlarımız olan kıyılarımız ve denizlerimizin kirletilmemesi her zaman temiz kalması için hassasiyet gösterilmesi mesajı verilmektedir. İlimizde Van Gölünün her gün kirletildiği, kirlilikle ilgili kirleten faktörlerin bilimsel tespitinin yapılması ve çözümlerin acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu sorunların başında Van Gölü havzasındaki yerleşim yerlerinin tümünün kanalizasyon atıklarının, özellikle yerleşim alanlarında geçen akarsuların Van Gölüne dökülmesinin engellenmesi sağlanmalıdır.
KALÇIK: YAŞANAN KİRLİLİK İLE EN BÜYÜK DEĞERİMİZ OLAN VAN GÖLÜNÜ HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA ÖLMEKTEDİR
Yaşanan kirlilik ile Van Gölünün her geçen gün biraz daha öldüğünü belirten Kalçık, “Dere yataklarına yakın ahırların azot ve fosfor atıklarını Van Gölüne ulaştırmalarının önüne geçilerek acil çözümler üretilmelidir. Dünyanın en büyük felaketi olan küresel ısınmadan kaynaklanan problemlere bir nebze çözüm bulunması gerekirken yine yaşanan kirlilik ile en büyük değerimiz olan Van Gölünü her geçen gün biraz daha ölmektedir. Acilen ileri biyolojik arıtmaların yapılması, yapılanların da tekniğine uygun çalıştırılarak hiçbir gerekçe olmaksızın suların kirletmesine engel olunmalıdır. Van Gölüne akıtılan irili ufaklı onlarca dere aracılığıyla denizimize akan suların filtrelenmesi evsel ve kanalizasyon atıklarından arındırılması gerekmektedir. Van Gölüne akan kükürtlü yer altı kaynaklı suların gölün eko sistemine zarar vermesi sebebiyle bu suların da arıtılması gereklidir” diye aktardı.
“VAN GÖLÜNE AKAN ATIKLARIN ARINDIRILMASI GEREKİYOR”
Kalçık, Van Gölünün korunmadığı vurgulayarak, “Coğrafik yapısı nedeniyle doğa harikası olan bin 726 rakımındaki Van denizi, ilimiz ve bölgemiz için en büyük turizm getirisi ve istihdam kaynağıdır. 430 kilometre sınırı olan ve her metresinde ayrı güzellik taşıyan bu değeri maalesef yeterince koruyamamaktayız. Kıyılar doldurularak kıyıların kullanımına engel olunmaktadır. Yine makam sahipleri, yetkilerini kullanarak veya yasayı ihlal ederek (3621 sayılı yasa) kıyıları kendilerinin ya da ailelerinin dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanmaktadırlar. Yasaların moloz, tel, çit, duvar dahi çekilmeyeceğini söylemesine rağmen bu alanların keyfi kullanıldığı görülmektedir. İl sınırımız içinde bulunan Gevaş İn Köyünden, Erciş'in Karatavuk Köyüne olan sınırda insanların ve canlıların suya erişimi engellenmiştir. Kanun ile yasaklanmış olmasına rağmen yüksek duvarlar çekerek, tel çitler örülerek kıyılar işgal edilmiştir” dedi.
KALÇIK: VAN GÖLÜNÜN HAFRİYAT DÖKÜM ALANLARINA AÇILMASI TÜM BELEDİYELER HAFRİYAT YÖNETMENLİKLERİNE UYULMASI GEREKMEKTEDİR
Kıyı kanununa uyulması gerektiğini ifade eden Kalçık, “Van Gölü kıyısında yer alan sazlıklar, üreme alanları olduğu ve sazlıkların suyu filtre etme gibi özelliğine sahip olduğunu, Van Gölünün can kurtaranlık görevi olduğu gerçeği ile sazlık alanların korunması için, sazlık alanlara göl dolgusunun yapılmaması son derece önemlidir. Küresel ısınmadan kaynaklı tehdit altında olan Van Gölü havzasının oksijen kaynağı olan bu doğanın bize bahşettiği değerleri korumalıyız. Van Gölünün hafriyat döküm alanlarına açılması tüm belediyeler hafriyat yönetmenliklerine uyulması gerekmektedir. Sazlık alanlarda yol ve yerleşim yerlerinin imara açılmaması, hafriyat dökülmemesi için daha büyük hassasiyet içinde olmaları gerekmektedir. Özcesi kıyı kanununa uyulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“EVDE AYRIŞTIRMA YAPILMASI, DEPODA AYRIŞTIRMA YAPILMASI, GERİ DÖNÜŞÜMÜN SAĞLANMASI GEREKMEKTEDİR”
Kalçık, “Evsel atıklar ve kanalizasyonlara çözüm üretilerek denize ve yaşam alanlarına girmesi engellenmelidir. Evde ayrıştırma yapılması, depoda ayrıştırma yapılması, geri dönüşümün sağlanması gerekmektedir. Yaz ayları başından bu yana gölde dip çamurunun temizlenmesi çalışmasının tamamen algı çalışması olduğunu üniversite ile Edremit ilçe çıkısına kadar sahilin 13.9 kilometre uzunluğunda olmasından anlıyoruz. Sahil boyunca şu ana kadar enlemesine 500 metrelik bir alanda sadece 200 metre derinlikte dip çamuru temizliği yapıldığı bildirilmektedir” ifadelerini kullandı.
KALÇIK: EVSEL ATIKLAR VE KANALİZASYONLARA ÇÖZÜM ÜRETİLEREK DENİZE VE YAŞAM ALANLARINA GİRMESİ ENGELLENMELİDİR
Kalçık, “30 Temmuz 2022 tarihinde Van Gölü sahilinin doğal sit, sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak tescili yapılmıştır. Oysa Van Gölü havzasında yaşayan vatandaşların ve STK’ların genelde tüm partilerin özel koruma kanunu çıkması gerektiğini belirtmelerine rağmen böylesi tuzaklar dolu bir uygulama ile kanunla Van Gölünün korunmasını bir yana bırakalım tam bir talan ve kirletme amaçlı yapılan uygulamaya dönüşmüştür. Van Gölü sahili için çıkarılan bu kanunla Van Gölünün imara açılması, sahilde beton santralleri, taş ocakları, evsel ve kanalizasyon atıklarının göle dökülmesi sanayi tesislerinin yapılması, kum ve çakıl ocakları uygulamalarının bu kanunla önü açılmış olmaktadır” diye aktardı.
“TURİST OLARAK İLİMİZİ ZİYARET EDEN YURT İÇİNDEN VE YURT DIŞINDAN GELEN MİSAFİRLERİMİZİ BU KORKUNÇ KOKU EŞLİĞİNDE MİSAFİR ETMEKTEYİZ”
Kalçık, gölden gelen kötü kokuya da vurgu yaparak, “Van Gölü temizliğini sadece dip çamuru çıkarmak olarak lanse edilmesi sadece algı yaratmak amaçlıdır. Bir de çıkardıkları dip çamurunu getirip sahile Erciş yolu ile üniversitenin olduğu yere dökmektedirler. Yoldan geçenler ve sahile yakın oturan sakinler kötü kokudan çok rahatsız olmaktadır. Turist olarak ilimizi ziyaret eden yurt içinden ve yurt dışından gelen misafirlerimizi bu korkunç koku eşliğinde misafir etmekteyiz. İkliminin turizme bu kadar elverişli olan ilimizde, kokudan burnunu kapatan görüntülerin olması her anlamda itibar ve imaj zedelenmesidir. İlimizi tanıtırken en büyük avantaj olarak Van Gölümüzü kullanarak dünyaya, ilimizi ve gölümüzü tanımaya davet ediyoruz. Burada amaç sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmeye ön ayak olmaktır. Ancak bunu bir nebze de olsa başaran ilin paydaşları iş gölü görmeye gelince büyük bir mahcubiyet yaşamaktadır. Sadece ilimize gelen turistlerin değil aynı zamanda vatandaşlarımızın da yaşam kalitesi, yeterli tedbir alınmadığı için her anlamda her geçen gün düşmektedir” dedi.
KALÇIK: ÇIKAN DİP ÇAMURU GEREKLİ ANALİZLER YAPILARAK ORTALIK YERE DEĞİL, BERTARAF EDİLEREK TAMAMLANMALIDIR
Dip çamurunun ortalık yere dökülmesini eleştiren Kalçık, “Dip çamuru temizlenmesi acil bir ihtiyaç ama bu ilkel yöntemlerle yapılamaz. Denizin iç kısmından karaya doğru gemilerle iş makinesine bağlı bilgisayarla nerede ne kadar dip çamuru olduğu tespit edilerek çıkarılmalıdır. Çıkan dip çamuru gerekli analizler yapılarak ortalık yere değil, bertaraf edilerek tamamlanmalıdır. Van Gölü hem sodalı hem de tuzlu olmasından dolayı dip çamuru ne dolgu ne de bir gübre niteliği taşımıyor. Zehirli bir madde haline gelmiştir. Bu anlamda çıkarılan dip çamurunun ortalık yere dökülmesi ayrı bir vahşettir. Yapılan uygulama algı ve rant amaçlıdır” ifadelerini kullandı.
“TÜM VATANDAŞLARIMIZIN KIYILARIMIZI TEMİZ TUTULMASINI DİLİYORUZ”
Kalçık, kurum ve kuruluşların sadece Kıyı Temizleme Gününde temizlik yapmalarını kabul etmediklerini belirterek, “Bizler sadece 19 Eylül’de kurum ve kuruluşların sembolik bir kıyı temizliği yaparak bu görevi gelecek yıla devretmeyi iş görmek olarak saymalarını kabul etmemekteyiz. Kıyı temizliğinin 365 gün boyunca asli bir görev olarak addedilmesi ve gereken tüm hasiyet ile yetkililer başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın kıyılarımızı temiz tutulmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.
KALÇIK: TEMİZ KIYILARIN OLDUĞU VE BU KIYILARIN TÜM CANLILARA AÇILMASI İSTİYORUZ
Dünya Kıyı Gününü kutlayarak sözlerine son veren Kalçık, “Van ÇEVDER olarak doğaya, insana ve tüm canlılara yapılan her türlü tahakküme ve ekolojik tahribatlara karşı tüm toplumu ekolojik toplum felsefesi ile duyarlılığa davet ediyor, suyumuza, toprağımıza, havamıza sahip çıkmaya ve temizlikten çok kirletmememiz gerektiğinin altını çiziyoruz. Dünya Kıyı Temizleme Gününü kutlar, temiz kıyıların olduğu ve bu kıyıların tüm canlılara açılması istiyoruz. Ekolojik demokratik bir dünya dileğiyle” dedi.