ŞEHRİVAN ÖZEL: SONER İZGİ-FATMA POLATCAN

Aday adaylığı öncesinde olduğu gibi büyükşehir adaylığı sürecinde kent ile ilgili meselelerde dikkat çeken çıkışlar yapan İnşaat Yüksek Mühendisi Faruk Görünüş bir ilki daha gerçekleştirdi. Rutin bir siyaset süreci yürütmek yerine kentin meseleleri, çözüm önerileri ile ilgilenen ve kent ile ilgili konularda dikkat çeken çalışmalar yürüten Görünüş bu kez de kentteki akademisyenleri dinleyerek kentin gelecek vizyonu konusunda önemli başlıkları not edip bu anlamda çalışmalar yürüteceğini ve Van şehrinin inşasında bilim ve ilim insanları yol yürüyeceğini söyledi. Görünüş, yeni Van kentinin inşasında yaptığı görüşmelerin ışığında bir çalışma süreci yürüteceğini vurguladı. Gerek aday adaylığı sürecinde gerek uygulamalarda ilkleri gerçekleştiren Görünüş, bu hamlesi ile alışkanlıkları değişen bir süreç başlatmış oldu.

GÖRÜŞÜN DİKKAT ÇEKEN ZİYARETLERİNİ ŞEHRİVAN’A ANLATTI

Türkiye, 2024’ün Mart ayında sandık başına gidecek. Ülkede seçim heyecanı son sürat devam ederken, aday adaylığı başvuruları ile temayül yoklamasının bittiği AK Parti’de de aday adaylarının seçime yönelik çalışmaları sürüyor. Geçmiş yıllara göre AK Parti’den en çok aday adaylığı başvurusunun yapıldığı Van’da da aday adaylarının seçim çalışmaları devam ederken, AK Parti’den aday adayı olacağını ilk açıklayan ve başvurusunu da ilk resmileştiren isim olan inşaat yüksek mühendisi Faruk Görünüş, sosyal medya hesabını etkin olarak kullanıp oradan da projelerini paylaşırken, Görünüş daha önce hiçbir adayın yapmadığı bir çalışmaya da imza attı. Yaptığı iddialı çıkışla adından sıkça söz ettiren Görünüş, adaylık verildiği ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandığı taktirde hayata geçireceği projelerle ilgili bilgi almak üzere Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ndeki (YYÜ) akademisyenlerin kapısını çaldı. Ziyaretlerin amacıyla ilgili Şehrivan’a konuşan Görünüş, “Kazandığımda bilim insanları ile birlikte Van’ı kalkındıracağız” dedi. 

GÖRÜNÜŞ’TEN VAN YYÜ’DEKİ AKADEMİSYENLERE ZİYARET!

 

AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Faruk Görünüş, kentteki su, deprem, kırsal göç ve buna benzer sorunların bilim insanları destekli profesyonel belediyeciliğe geçiş ile sağlanabileceğini dile getirirken, bu kapsamda Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk ve YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu’nu ziyaret ederken, bu ziyaretlerini de sürdürüyor. 

“BİLİM İNSANLARI İLE BİRLİKTE VAN’I KALKINDIRACAĞIZ”

Van YYÜ’deki akademisyenleri ziyaret etme amacını açıklayan aday adayı Faruk Görünüş, “Kentimizin deprem, ulaşım, turizm ve buna benzer birçok sorunu mevcut. Biz yerel yönetimler olarak yıllarca üniversiteden kopuk bir çalışma sürdürdük. Fakat üniversitedeki bilim insanları bu kenti herkesten iyi biliyor. Bu hocalarımız sahada bilimsel araştırmalar yapıyor. Bununla ilgili modeller oluşturuluyor. Bu kenti çok iyi tanıdıkları için ben de kazandığımda su, deprem, turizm, tarım ve hayvancılık ve diğer konularda üniversite ile birlikte bilim insanlarıyla birlikte bu sorunlara hızlıca çözüm bulmak amacıyla onları ziyaret ettim. Ziyarette gördüm ki hocalarımızın kentle ilgili çok önemli çalışmaları var. Hocalarımız bu konuda kente hizmet etmeye hazır. Önemli olan YYÜ’deki hocalarımızı bu sürece dahil etmek. Hocalarımızla birlikte sorunları çözüp bu kenti kalkındıracağız” dedi. 

GÖRÜNÜŞ İDDİALI ÇIKIŞINI SÜRDÜRÜYOR!

VAN’DA BİR İLK: ADAY ADAYI BİLİM İNSANLARINDAN KENTİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN BİLGİ ALDI!

Görünüş, Van’ın depremselliği ile ilgili Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Azad Sağlam Selçuk’u ziyaret etti. Selçuk, Görünüş’ün ziyaretinde Van’ın deprem gerçeğinin olduğunu dile getirdi. Konuşmasına geçmişte yaşanan depremleri anlatarak başlayan Selçuk, “Geçmiş geleceğin anahtarıdır. Biz bu cümleyi basite alıyoruz. 1900’lü yıllardan geçmişe gittiğimizde bölgede tarihsel dönem dediğimiz eski kayıtlarda Urartularda bu bölgenin depremlerle birlikte yıkıldığını görüyoruz. Seyahatnamelerin hepsinde yazıyor. Üzüm bağları, ceviz ağaçları yok oluyor. Çok büyük depremler meydana geliyor. Özellikle Memedik dedikleri bölge yani şu anki Kurubaş bölgesi. Hoşab tarafı da. Erciş bölgesinde üzüm bağları çok fazla oluyor. O bölgelerde yıkımların olduğunu görüyorsunuz. Tarihsel dönemlerde de yıkımlar oluyor” ifadelerini kullandı. 

Meteorolojiden Van dahil 10 il için kar uyarısı! İşte kar yağışı uyarısı yapılan iller Meteorolojiden Van dahil 10 il için kar uyarısı! İşte kar yağışı uyarısı yapılan iller

ZİYARETTE VAN’IN DEPREMSELLİĞİ KONUŞULDU

Selçuk, deprem gerçeğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bizim bir deprem gerçeğimiz var. Bu deprem gerçeğinin ne zaman artık farkına varacağımızı birey olarak kendimize sormamız lazım. Bu bölge içerisinde kuzeyden güneye doğru bir kesit çizdiğiniz zaman her 30 yılda bir deprem yaşıyoruz ve bu depremler de yıkıcı depremler, küçük depremler değil. Bölgeyi, ilçeleri etkileyen depremler yaşıyoruz. Bir bilim insanı çıkıp deprem olacak diyor ve hemen panik oluyoruz. Peki deprem için ne yapıyoruz? Hiçbir şey. Toplum olarak bilinçlenmemiz lazım. Biz Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi olarak diri fayları çalışıyoruz. Yeni bir tane daha projemiz çıktı. 1007 KAMAK projesi. Bu proje kapsamında Van Gölü’nün etrafında risk oluşturan diri fayların hepsini çalıştık.”

GÖRÜNÜŞ, VAN’IN EN ÖNEMLİ SORUNLARINA BİLİMSEL ÇÖZÜMLER BULMA NOKTASINDA ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYOR

“Şimdiyse yeni KAMAK projemiz çıktı. Bu projenin içerisinde TÜBİTAK, KAMAK, AFAD ve MTA işbirliğiyle çalışacağız. Yüksekova-Şemdinli Fayı, Başkale, Erciş ve Tutan Fayını çalışacağız. Bu fayların deprem üretme potansiyellerini ortaya koymuş olacağız. Bu projenin en önemli şeyi bilimsel olarak çıktıları olacak ama aynı zamanda özellikle yereldeki belediyelerle, kurumlarla bunların çıktılarını onların işlenebileceği şekilde çıkacak. En güzeli de bu. Böyle Türkiye çapında bir proje başlatıldı. Van YYÜ de işin içerisinde. Diri fayları ortaya koyacağız ama önemli olan buna ne kadar önlem alacağız? Bunları ne kadar hayatımıza geçirebileceğiz?” 

“VAN’DA DİRİ BİR FAY VAR VE ŞEHİR MERKEZİNDEN GEÇİYOR”

Van’da diri bir fay hattının olduğunu aktaran Selçuk, “Üniversitemizde çok iyi şehir bölge planlaması var. Yerel kuruluşlarda çok iyi çalışan şehir bölge planlamacılarımız var. Bizim multidisipliner çalışıp öyle kararlar vermemiz lazım. Bunların içinde en önemli payda şehir bölge planlamacılar oluyor. Bir şehrin nereye doğru en iyi gelişeceğini en iyi bilenler onlardır. Ona göre jeoloji mühendisleri devreye girecek. Zemin koşullarını araştıracaklar. İnşaat mühendisleri devreye girecek. En düşük maliyetle en iyi yapı stokunun nasıl elde edileceğini tartışılacak. Bunların hepsi adım adım olacak ve herkesin beraber çalışacağı bir çalışma olacak. Sosyal ve kültürel altyapı da önemli. Yani sadece şehri uzaklaştırmak çözüm değil. Fay hatlarının merkezden geçtiği bölgeler var. İkinci faylanmanın olduğu bölgeler var. Detaylı bir jeofizik yapılması lazım. Düşünün siz bina yapıyorsunuz ve fay hattı altından geçiyor. Bu binalar yıkılacak mı? Bunların çözüme kavuşması lazım. Çözümsel çalışılması lazım. 1945 yılında şehir merkezinde bir deprem oluyor. Almanya’da bir ekip geliyor. Beyzun diye bir fay hattımız var. Bu fay çöplük alanından göle kadar uzanıyor. Bu fay tarihsel dönemde deprem üretmiş olan bir fay. Şu an diri olan bir fay. Kısmi olsa da şehir merkezinden geçiyor. Gürpınar fayı var. O da şehri etkileyecek bir fay” diye aktardı. 

“HER AN DEPREM OLABİLİR”

Selçuk, “Bu fayların ne zaman deprem üreteceğini bilmiyoruz. Deprem her an olabilir. 5 saniye sonra da olabilir, 5 saat sonra da olabilir, 5 yıl sonra da olabilir, 50 yıl sonra da olabilir. Bunu kimse bilemez. Bir enerji birikimi var. Yüksekova çok büyük bir risk altında. Neden bunu söylüyoruz? Orada bir enerji birikimi var. Bizim karmaşık bir tektonik yapımız var. Bindirme faylarımız var. Bindirme faylarının ne zaman kırılacağını bilmiyoruz. Bindirme faylarının yüzeyde izi yok. O yüzden tespit edilmesi çok zor. Bunlar detaylı jeofizik çalışmalarla ortaya çıkabilir. Biz hala ülke olarak 5, 5.2 büyüklüğündeki depremleri konuşuyoruz. Bunları konuşmamamız lazım. Van Gölü’nü korumamız lazım. Şimdiye kadar değeri bilinmemiş en önemli faktörümüz. Van Gölü’nü turizme açmamız gerek” diye konuştu. 

“VAN’DA YER SEÇİMLERİ YANLIŞ”

Van’da yanlış yer seçimin yapıldığına dikkat çeken Selçuk, “Büyük bir depremi her an bekleyebiliriz. Bu bir gerçek. Depremleri oluşturan fayların farklı mekanizmaları vardır. 6 Şubat depreminde sadece fay üzerindeki değil fay dışındaki binalar da yıkıldı. Planlamanızı 50 yıl için yapmak istiyorsanız fayların konumlarına göre ve bunların mekanizmalarına göre yapmak zorundasınız. Van’da sadece deprem gerçeği yok. Sel gerçeği var. Yanlış yer seçimi yapıyoruz. Yer seçimi doğru yaparsak hiçbir zaman bir şey olmaz. Yer seçimi yaparken de tek bir faktör alınmayacak” dedi. 

ZİYARETTE KURAKLIK DA KONUŞULDU

Görünüş, kentin kuraklığı ile ilgili YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu’nu ziyaret ederek bilgi aldı. Alaeddinoğlu, ziyarette kuraklığın Van için önemli bir sorun olduğunu dile getirerek, “Küresel iklim değişikliği dünya açısından önemli bir sorun. Dünyanın sürekli ısındığına tanıklık ediyoruz. Dünyanın tamamında yaşanan bu sıcaklık Türkiye ve Van Gölü havzasını da etkiliyor. İklim değişikliği bir gerçek. Bunu kabul etmemiz lazım. Türkiye’deki sorun ciddi ancak biz Van’da yaşayan insanlar olarak sorunumuz biraz daha ciddi. Bunun iyi anlaşılması lazım çünkü burası kapalı bir havza. Burası dışardan suyun alınabileceği bir havza değil. Buraya düşen yağış neyse onunla yetinmek zorundasınız. Eğer buraya düşen yağış sizin suyunuzu karşılıyorsa sorun yok, karşılamıyorsa ciddi bir sorunla karşı karşıyasınız demektir. Son yıllara baktığımızda havzada sürekli bir su açığı var. Yani düşen yağıştan daha fazla bir buharlaşma gerçekleşiyor. Van en az yağış alan kesim. En şiddetli buharlaşmanın da yaşandığı kesim” şeklinde konuştu. 

VAN KURAKLIK TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA

Alaeddinoğlu, “Havzanın doğusunda yani Van merkez ilçe ve onun gerisinde kalan Özalp, Saray, Başkale’ye kadar ki kesimi aldığınızda oranın önemli bir kısmı su almıyor. Yeterli sulama altyapısı da olmadığı için o bölgede yaşayan bütün çiftçiler doğanın insafına kalmış durumda. Yağmur düşerse tarımsal faaliyet yapabilirler, düşmezse kaderlerine terk edilmiş olurlar. Zaman zaman sondajlar vurarak yer altı su kaynaklarını kullanmak suretiyle insanların ihtiyaçlarını geçici olarak gidermek noktasında adımlar atılır ancak bunların hiçbiri o bölgedeki sorunu ortadan kaldırmıyor” dedi.

Editör: Necmettin Dursun