Van’a 30 kilometre mesafede, Gürpınar sınırları içinde yer alan Kuh, Kozan ve Erek Dağı arasındaki vadide yer alan 4 kilometrekarelik Keşiş Gölü ve çevresi, dağ ve yayla turizmi için vazgeçilmez mekanların başından geliyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından tarım arazilerinin sulanması amacıyla yaptırılan 2 bin 800 yıllık Keşiş Gölü, aynı zamanda çok gelişmiş bir mühendislik ürünü olarak biliniyor.

Van’a yakışır ‘modern bir otogar’ için çağrı Van’a yakışır ‘modern bir otogar’ için çağrı

Rengarenk çiçeklerin açıldığı ve temiz havasıyla ziyaretçilerini adeta büyüleyen Keşiş Gölü ve çevresi, özellikle göçerlerin vazgeçilmez mekanları arasında yer alıyor. Denizden yüksekliği 2 bin 550 metre olan gölün alanı yağışlara bağlı olarak 4-7 kilometrekare. 20 milyon metreküp su depolanabilen gölün, su toplama havzası 100 kilometrekare. Her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turistlerin gittiği ve birçok yabani kuşa ev sahipliği yapan Keşiş Gölü'nün, son yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle aşırı buharlaşmadan dolayı büyük bölümü kurudu.

"Köylülerin ihtiyaç duyduğu sular için bentler yapılmış şu an su seviyesi o bentlerin de altına düşmüş”

Havzada irili ufaklı birçok gölün olduğunu ifade eden Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Bunlardan bir tanesi Turna (Keşiş) Gölü. Turna Gölü çok özel bir göl, hem sayfiye (yazlık) amaçlı kullanılıyor hem de aslında bölgede yaşayan insanların tarımsal faaliyetlerini gerçekleştirmek için de kullandığımız bir göl. Yani sulama suyu ihtiyacını da karşılandığı bir göl. Ancak yaklaşık birkaç gün önceki alan çalışmasında göldeki o seviye düşüşüne tanıdık etmek doğrusu biraz üzücü oldu. Çünkü hiç beklemediğimiz yani havzanın tamamında görülen yağışların oraya da yansıyacağını düşünürken göldeki o seviye değişmesi üzücü oldu. Çünkü özellikle bölgedeki insanların yani o köylülerin ihtiyaç duyduğu sular için bentler yapılmış şu an su seviyesi o bentlerin de altına düşmüş. Köylüler ihtiyacını maalesef şu an gölden karşılayamıyor. Son dönemde kullanılan su tüketimi ve büyük ölçüde de o bölgeye yani Van Gölü'nün doğusuna İran sınırına doğru olan o alanın tamamında yağışın nispeten yeterli yağış yeterli yağış almaması ile ilgili ki o bölge büyük ölçüde kar yağışından da yoksun bir alan. Çünkü yüksek dağlık alanlar yok. Kar yağışı gerçekleşmiyor. Dolayısıyla yağmur büyük ölçüde yağmadı. Beklenen yağış o bölgede gerçekleşmedi. Dolayısıyla bu da o gölü besleyen kaynakların o havzanın tamamını olumlu yönde etkilemediği için göl seviyesi büyük ölçüde düşmüş, su kaybı gerçekleşmiş" dedi.

Burada yeni çalışmaların yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Özellikle o bölgede yaşayan o kırsalda yaşayan insanların özellikle Temmuz ayının kalan ve Ağustos ayında ihtiyaç duydukları o suyu karşılamaları gerekiyor. Çünkü gerçekten hayati bir konu. Dolayısıyla havzayı bir bütün olarak düşündüğümüzde havza 2023 özellikle bahar aylarında beklenen yağışı aldı. Kışın almadı ama bahar aylarında aldı. Dahası bahar ayları yaza sarktı. Yani bu tabii ki havza açısından pozitif durum. Çünkü bizim buradaki en temel sorunumuz buharlaşma. Yani yağışta çok ciddi bir düşüş yoktu aslında. Havzada yüzde 10-15-20 oranda biraz alma var ama temel sorunuz buharlaşma ile ilgiliydi. Dolayısıyla bahar aylarında o buharlaşmanın gecikmesi yaza doğru sarkması havzadaki su kaybını minimum düzeye düşürdü. Aslında Van Gölü havzasında o iyileşmeyi yada Van Gölü’ndeki yaşadığımız o iyileşmeyi orada da bekliyorduk ama tanıklık edemedik. Göldeki o seviye düşükleri doğrusu bizleri üzdü. Ama özellikle Tabii bizlerden Daha önemlisi o bölgede yaşayan kırsalda yaşayan insanların kullanma suyu ihtiyaçlarına yönelik bentlerdeki su seviyesinin aşağıya düşmesi Tabii bu şöyle ifade etmekte de fayda var bu düşüş devam edecek. Çünkü orayı besleyen yeni su kaynakları yok, su kaynakları Bu saatten sonra zaten giderek düşecek. Buharlaşma da su kaybını arttıracak. Dolayısıyla seviye olumsuza doğru bir seyir devam ettirecek Tabii yetkililerin bir an önce o saha ile ilgili adımlar atması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Editör: Şaban Beyazsaç