Festival kelimesi dilimize Fransızca’ dan gelmiştir. Kökeni Latince festum/festus kelimelerine dayanmakta ve “yortu, bayram” anlamlarına gelmektedir. Zaten gittiğiniz, gördüğünüz veya bir şekilde haberdar olduğunuz herhangi bir “gerçek” festivalin, bayram havasında geçtiğine siz de şahitlik etmişsinizdir. Dahası şahitlik ettiğiniz festivallerin genellikle “çok olan şey” üzerine gerçekleştiğini söylesem, yanlış olmaz sanırım. Yani herhangi bir yerde çok sayıda olan ne varsa, onu ana ürün kabul edip festival yapabiliyorlar.
Festival kelimesini aldığımız Fransa, 28 bin nüfuslu Menton kasabasında çok fazla yani yılda 200 ton elde ettiği limonları festival malzemesi yapmıştır. 1933’de başlayan festivalin seksen sekizincisi, 2022’ de 12- 27 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek. Bu etkinliğin son ziyaretçi sayısının 250 bine yaklaştığı bilgisini de paylaşmış olayım.
ABD’nin 250 nüfuslu (evet iki yüz elli) bir köyünde 1984 yılından bugüne, zamanında çok şikâyet edilen sivrisinekler festival kaynağı olmuş ve bir güzel fikirlinin fikriyle sivrisineklerle mücadele etmede kaynak oluşturmak için düzenlenmeye başlamıştır. Her yıl eğlenceli bir festival olarak gerçekleştirilen sivrisinek festivali birçok şehir ve ülke tarafından da taklit edilmiştir.
Portakal diyarı Adana’dan bir festival, Adana Portakal Çiçeği Karnavalı. Portakalın diyarının Adana değil de Mersin olduğuyla ilgili bir kanaate sahip olabilirsiniz. Evet, gerçek o zaten. Mersin bu konuda Adana’nın önünde ama değerlendirebilene bakmak lazım. Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt’un girişimleriyle başlayan ve zamanla tüm Adana’nın sahiplendiği etkinlik hem Adana’nın hem de civarındaki tüm illerin (Kapadokya Bölgesi de dâhil) ziyaretçi sayısının ve doğal olarak gelirlerinin artmasına sebep olmuştur. Ali Haydar Beyin, Dr. Emine Cihangir hocamın bir zoom etkinliğinde bir araya geldiğimizde, karnavalın Adana ve civarı adına birçok olumlu çıktılarından bahsettiğini hatırlıyorum. 2013 yılında başlayan festivale pandemi 2020’de engel olmuş, ancak bu yıl 23-27 Mart tarihleri arasında dokuzuncu kez düzenlenecek.
Örnekleri çoğaltabiliriz ancak festivallerin geneli “çok olan şey” üzerine yapılıyor dedik. Ya da onlar biraz daha fazla ilgi çekebiliyor. Yani ürünün kendisi güçlü. Bu festivallerin aksine tamamen temalı etkinlikler de mevcut. İstanbul Uluslararası Dans Festivali, Akbank Caz Festivali, Uluslararası Antalya Film Festivali ve daha birçok etkinlik. Bu etkinliklerin en büyük özelliği ise özel ilgilisinin olması. Öncesinde bahsettiğimiz, ürünü kendinden güçlü olan ve teması ürünü olan etkinlikler değiller.
Ürünü kendinden güçlü olan dedik. Bence burasından yakalayabiliriz konuyu. 2014 yılında Van Ticaret ve Sanayi Odası, o güne kadar ilimize geliş motivasyonları sadece alışveriş olan İranlıların geliş dönemi olan Nevruz Bayramı tatili süreçlerini planlamaya, gelişlerine yönelik programlamalar yapmaya ve tüm kentin bu konuda “en azından” dikkatini çekmeye odaklandı. Motivasyonlarının alışveriş olduğunu söyledik ya, Van TSO da işi orasından tuttu. Adına ‘Shopping Fest’ dedikleri alışveriş festivali anlamına gelen bir etkinlik süreciyle, kenti gelen misafirleri ağırlamaya ve alışverişlerini daha keyifli ve tabi Van için verimli bir hâle dönüştürmeye hazırlamaya çalıştı. Bence çok da başarılı oldu, tıpkı Guiness Rekorlar Kitabı’na Van Kahvaltısı’nın adını yazdırırken başarılı olduğu gibi. Başarıyı 5 yılda sadece kredi kartı harcamalarında yaklaşık iki kat artan (nakit harcama tutarlarına ait verilere ulaşılamamıştır ve İranlıların kredi kartından daha çok nakit alışveriş yaptıkları düşünülmektedir) harcama tutarlarıyla ve 400’lerden başlayan katılımcı firma sayısının bini aşmasıyla ölçebiliriz. Kelimenin tam anlamıyla bir hikâye yazıldı. Bu hikâyenin kahramanları öncüsüyle, yancısıyla ve tabi bütün sancısıyla Van halkı.
Peki daha önce festival olmuş muydu Van’da? Hafızamı yokladığımda birkaç yıl önce sanırım yalnızca bir veya iki defa yapılan Su Sporları Festivali ve Flamingo Festivali, üzerine çalışılsa çok daha fazla katkısı olabilecek Erciş İnci Kefali Göçü Festivali ve çok fazla tartışma odağında kalmış Gezgin Fest-Gençlik Festivali aklıma geliyor. Kısa bir internet taraması etkinliklerin maalesef bu kadarla sınırlı olduğunu anlatıyor. Bildiğim kadarıyla pandeminin engel olmasını saymazsak içlerinden devam eden tek etkinlik Erciş’teki balık göçü festivali. Tamam, Van Balığı Göçü de diyebiliriz.
Bu festivallerin dışında, lokal olmayan dışa açık ve geliştirilebilir, zenginleştirilebilir bir festivaldir Van Shopping Fest. Bundan önceki hâliyle de kapsamlı ve gelir getirici etkiye sahip olmuştu ama sizin de takdir edeceğiniz gibi her işin biraz gelişmeye ihtiyacı vardır. İsterseniz adına “inovasyon kazandırır” deyin, isterseniz Efendimizden (a.s) alıntıyla “İki günü bir olan ziyandadır.” Yani her türlü üzerine bir şeyler koymak; farklılaştırmak, zenginleştirmek gerekiyor.
Geçenlerde Van Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından öğrendiğimiz 2022 tarihli Shopping Fest hazırlıkları haberi, bu işin kurumsallaşması yolunda iddialı olunduğunu anlatıyor. Büyükşehir, henüz festival kapsamında gerçekleştirilecek etkinlikleri açıklamadı. Bu yılki etkinliğin mahiyetine dair pek bir şey bilmiyoruz yani. Bence bunun için en az bir ayları var ve belli ki sıkı hazırlanacaklar. Bu hazırlıklar yapılırken ben de acizâne birkaç öneriyi yazının ekine iliştireyim:
-İran’da sevilen İranlı sanatçıların, Van’da sevenleriyle buluşması sağlanmalı ve söyleşiler organize edilmelidir.
-İran’da beğenilen, sevilen sanatçılarımızın konserleri düzenlenmeli ve söyleşileri organize edilmelidir (Murat Boz, Edis, Özcan Deniz, Zeynep Bastik, Ebru Gündeş, Sibel Can, İbrahim Tatlıses en çok sevilen şarkıcılarımızmış).
-İranlıların yerli dizi ve filmlerimize olan ilgileri göz önünde bulundurularak, en çok beğendikleri oyuncularla bir araya getirilmeleri sağlanmalıdır.
-İranlı gençler arasında artan bir ilgiye sahip olan fotoğraf çekme aktiviteleri değerlendirilmeli, çok kısa süreli eğitim- gözlem çalışmaları planlanmalıdır.
-Tüketicilerin karar verme süreçlerinde çok önemli bir yere sahip olan çocukların, en büyük motivasyonu alışveriş olan İranlıların alışveriş süreçlerindeki rolü hesaplanmalı ve çocuklara yönelik stratejiler mutlaka harekete geçirilmelidir.
-Alışveriş için gelip kenti gez(e)meden geri dönen ziyaretçileri göz önünde bulundurarak, kentin tüm tarihi ve turistik çekim unsurları anlatılmalı gerekirse ücretsiz olarak gezdirilmelidir.
Ama bunlardan önce;
-Oluşturulacak organizasyon komitesi, yerelin tamamının (lise öğrencileri dâhil) paydaşların içerisinde yer aldıkları ve ortak bir vizyonu ortaya koyabilecek kişilerden oluşturulmalıdır. Alt komisyonları olmalı ve memuriyet ötesi bir bakış açısıyla hareket edilmelidir. Organizasyon komitesine tam anlamıyla bir destinasyon yönetim örgütü gibi hareket etme alanı tanınmalıdır.
-Kapıköy sınır kapısının açık kalma süresinin eşgüdümlü olarak daha uzun açık kalması sağlanmalıdır.
-Daha temiz, altyapısı daha güçlü (sürekli suyu-elektriği kesilmeyen) ve toplu taşıması daha disiplinli bir şehir oluşturma gayreti arttırılmalıdır.
-Fiyatlarda dişe dokunur indirimler planlanmalı, gerekirse buradan oluşacak yükün telafi süreçleri kamu marifetiyle karşılanmalıdır.
-Yerel halkın etkinlik öncesinde ve esnasında kendini mutfakta gördüğü ve alışveriş ve diğer etkinliklerde özel indirim vs. süreçlerden faydalanabildiği bir sistem oluşturulmalıdır.
-Yerel halkın gerçek bir misafir ağırlama sürecine girmesi sağlanmalı ve esnafın, ani fiyat artışları ve farklı fiyat uygulamalarından kaçınmaları sağlanmalıdır.
Bütün bunları yaparken, sonraki seneleri de daha doğru planlayabilmek için yapılan harcamalar, gelen ziyaretçi sayısı, uğrak yerleri, gerçekleştirdikleri aktiviteler, memnuniyet durumları, sonraki süreçler ile ilgili beklentileri vs. konularla ilgili doğru bir ölçümün yapılması gerekir. Zira ünlü yönetim bilimci Peter Drucker’e atfedilen “Ölçemezseniz, Yönetemezsiniz” sözü hayata geçmek durumunda kalacaktır.
Önceki senelere yönelik, yalnızca kredi kartı harcaması verilerine ulaşıyor olmamız, bizi bütün harcamaları ölçmeye ilişkin bir duruma yönlendirmektedir. Alışveriş kartları durumu çok kolay çözebilecektir.
O zaman yazıyı şöyle bitirelim,
Nerede kalmıştık, tutturmuşlar bir Shopping Fest.
Allah aşkına, siz de tutturun. El birliğiyle çok daha güzel bir hikâye yazalım.
Tutturmak: Vanlıların “ısrarcı olmak” anlamında kullandıkları söz.
Not: Yabancı örnekler Muhterem İlgüner’in Dünya Gazetesi’ndeki köşe yazılarından alınmıştır.