GÜNCEL

Türkiye'de yılın ilk yarısında yaklaşık 53 bin kez deprem yaşandı

6 Şubat'ta asrın felaketinin yaşandığı Türkiye'de yılın ilk yarısında 52 bin 993 kez, 4 ve üzeri büyüklükte sarsıntı yaşandığı bildirildi.

Abone Ol

6 Şubat günü Kahramanmaraş'ta art arda iki deprem yaşandı.

7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, Türkiye'nin bir bölümünde büyük yıkıma neden oldu.

Deprem bölgelerine tır dolusu yardımlar yağarken, evlerinden olan vatandaşlar da çadır kentlerde yaşamaya başladı.

Dikkat çeken detay

Yaşanan süreçle ilgili dikkat çeken detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, yaptığı açıklamada, dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan "Alp-Himalaya Deprem Kuşağı" üzerinde yer alan Türkiye'de çok sayıda deprem üretme potansiyeli olan fayın bulunduğunu, bu açıdan Türkiye'nin deprem tehlikesi ve deprem aktivitesi yüksek ülkeler arasında yer aldığını söyledi.

"Türkiye tarihinin en büyük depremleri yaşandı"

Türkiye ve yakın civarında meydana gelen depremlerin, Avrupa'nın ikinci en büyük deprem gözlem istasyonuna sahip Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından işletilen 1143 deprem kayıt istasyonu ile gece-gündüz, 24 saat takip edilip kayıt altına alındığını aktaran Özmen, Türkiye tarihinin en büyük depremlerinin 6 Şubat'ta 04.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde ve 13.24'de Kahramanmaraş Elbistan'da 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde görüldüğünü anımsattı.

"52 bin 993 deprem yaşandı"

Bu iki büyük depremin de içinde yer aldığı Türkiye'nin Ocak-Haziran arasındaki deprem aktivitelerini değerlendiren Özmen, şöyle konuştu:

Türkiye ve yakın civarında 1 Ocak-30 Haziran arasında yani 2023'ün ilk altı ayında meydana gelen deprem verileri incelendiğinde, 669'u 4,0-4,9 büyüklüğü arasında, 58'i 5,0-5,9 büyüklüğü arasında, 2'si 6,0-6,9 büyüklüğü arasında ve 2'si 7,0-7,9 büyüklüğü arasında olmak üzere toplam 52 bin 993 deprem yaşandı.

"Depremlerin 14 bin 231'i şubat ayında yaşandı"

Geçmiş yıllardaki deprem verilerine bakıldığında, Türkiye ve yakın civarında ortalama yıllık 25 bin 978 deprem görülürken, bu yılın 6 ayında neredeyse yıllık ortalamanın iki katı kadar deprem meydana geldi. Bunun ana nedeni, 6 Şubat'taki iki büyük depremin 9 saat arayla meydana gelmesidir. Bu büyük depremler beraberinde yerkürede birçok artçının yaşanmasına neden oldu.

Deprem verilerini aylık olarak değerlendiğimizde, bu depremlerin 3 bin 123'ünün ocakta, 14 bin 231'inin şubatta, 13 bin 958'inin martta, 9 bin 172'sinin nisanda, 7 bin 138'inin mayısta, 5 bin 371'inin haziran ayında meydana geldiği görüldü.

Türkiye, günde 4 kez, 4 ve daha büyük depremle sallandı

Doç. Dr. Bülent Özmen, 6 Şubat'ta yaşanan ve 11 ili etkileyen depremler dolayısıyla yerkürenin en fazla harekete şubat ve mart ayında maruz kaldığına işaret ederek, "AFAD verilerine göre, 2023'ün başından günümüze kadar geçen 6 aylık süreçte ülkemiz, günde dört kez 4 ve daha büyük bir depremle, üç günde bir kez de 5 ve daha büyük bir depremle sarsıldı." diye konuştu.

Yılın altı ayında meydana gelen depremleri il bazında değerlendiren Özmen şöyle devam etti:

En fazla deprem 15 bin 866 deprem ile Kahramanmaraş'ta meydana geldi. Kahramanmaraş'ı 11 bin 199 deprem ile Malatya, 4 bin 543 deprem ile Adıyaman, 3 bin 508 deprem ile Adana ve 2 bin 721 deprem ile Hatay izledi. Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük depremden etkilenen 11 il dışındaki diğer illerde ise en fazla deprem, 1378 sarsıntıyla Çanakkale'de, 1281 ile Muğla'da ve 954 ile de İzmir'de yaşandı.

Afet Yönetimi ve İklim Değişikliği Bakanlığı önerisi

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özmen, 6 Şubat'ta art arda meydana gelen bu büyüklükteki depremlerin dünyada örneğinin görülmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

Bu iki büyük depremden edinilen derslerin, dünyada ve ülkemizde bilimsel ve kurumsal gelişmelerin enine boyuna tartışılacağı bir deprem şurasında ele alınması çok yararlı olacaktır. Böylece, depreme dirençli bir Türkiye yaratmanın yol haritası, son gelişmeler dikkate alınarak belirlenmiş olacaktır. Ayrıca Afet Yönetimi ve İklim Değişikliği Bakanlığının kurulması da çalışmaların çok daha etkin ve verimli bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.