TÜRKİYE-İRAN VAN FORUMU ÜZERİNE NOTLAR (2)

Abone Ol

Van adına gerçekleştirilen önemli toplantılarda, Van adına yapılan önemli işbirliklerinde de birlikteliğe dâhil olanı da olmayanı da her fırsatta kamuoyuna duyurmakta fayda var.

Her platformda ‘Van’ı ağzına pelesenk eden ‘sözde’ Van sevdalıların da ilgisizliğini, samimiyetsizliğini ortaya koyanları da bu halkın tanıması gerekiyor.

Türkiye-İran Van Forumuna bu anlamıyla kente kattığı artılarından önce kimlerin eksi aldığı yönüyle konuşulması gerekiyor demiştim. Devam edelim…

-Toplantının yapılmasında önemli bir isim olan Van Valisi Aydın Nezih Doğan açılışta da vardı, oturumun birçok bölümünde de haliyle hem ikili görüşmeleri hem de süreçte aktifti.
-Diğer paydaşlardan DAKA Genel Sekreteri iki gün boyunca oturumların tamamında yer almaya çalıştı. İlgisi toplantı boyunca bariz bir şekilde görüldü.
-Büyükşehirden ve diğer belediyelerden açılışta hiç kimse yer almadı, konuşmadı. Sadece kapanış bölümünde Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe sonuç bildirgesini dinledi.
-Siyasilerden sadece Mustafa Bilici açılış merasimine katılıp konuşma yaptı. Fatih Çiftçi ise kapanış bölümüne katılıp bir oturum dinledi.

Bunun dışında birkaç işadamı, eski siyasetçiler ve YYÜ’den akademisyenler dışında oturumlarda konuşmacı olarak toplantıda yer almadı.

Özellikle ilk günü sektörel derinleşme aranmasına rağmen sektörlerden çok iki ülke arasındaki sünni-şii mezheplerinin ve bölgedeki kargaşaların konuşulduğu o toplantılarda Van adına da fazla bir çıkarım yapmak mümkün değildi. Ama İran’dan gelen konuşmacıların özellikle her platformda yapılan ‘Kapalı ülke İran’ benzetmesine dolu dolu cevaplar ve hazırlıklar ile gelmişlerdi. Ha keza Kapıköy gibi bir çok meselede de çantalarında cevapları ile gelmiş ve toplantıyı bizden daha çok önemsediklerini açık açık belli etmişlerdi.

Hatta toplantının bir bölümünde IPIS Genel Direktörü Dr. Mostafa Zahrani’nin verdiği mesajlar ve iki ülke arasındaki işbirliği konusundaki dik duruşu kentteki siyasilere de STK’lara da örnek olacak durumdaydı.

Hem Zahrani, hem İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bikdeli, hem de Hoy Valisi Dr. Hosein Seivani bu yönde ciddi mesajlar verdiler.

İşte tüm bu İranlı katılımcıların iyi niyet, işbirliği ve birliktelik mesajlarından sonra aklıma Van’ın dinamiklerinin bazen şikâyet ettiği “İranlıların çok konuşup az iş yaptığı” yönündeki şikâyetleri gelse de İran tarafının istekliliği diğer görüşme ve anlaşmalardan fazlasıyla farklı duruyordu.

Vali Doğan’ın açılış konuşmasında yaptığı “Türkiye-İran bu coğrafyanın iki büyük dağıdır. O halde bu iki güçlü ülkenin işbirliğini her anlamda geliştirmeli.” Cümlesi Van ve Türkiye tarafının, Büyükelçi Bikdeli’nin ise; “Van’daki bu eksikliklerin giderilmesi için hemen çalışmaları başlatıp en kısa zamanda özellikle ticari işbirliğini başlatacağız.” Şeklindeki sözleri gelinen noktada iki ülkenin yaklaşımını yeterince ortaya koyuyordu.

Peki, bu kadar önemli toplantıda Vanlı işadamlarının, esnaf ve tüccarın yaşadığı diğer sorunların sadece birkaç kişi tarafından değil de geniş katılımlar ve önemli tespitler ile dile getirilmesi daha anlamlı olmaz mıydı?

Elbette olurdu…

Gelin görün ki işte bu noktada yeterli katılımın olmaması daha önce de telafuz ettiğim gibi iki ülke arasındaki sıcak yakınlaşma kadar toplantının kayıp olarak görme sebebimdi işte.

İlgisizliğe rağmen ortaya çıkan mesajlar Van’ın katılım konusundaki duyarsızlığını ve ilgisizliğini görmeye yetecek kadardı bence.

İşte o yüzden gelelim iyi yönleriyle bahsetmeye:

-Öyle tahmin ediyorum ki iki ülke idareci ve kamu görevlileri ilk kez bu kadar çok bir araya gelme ve iki ülke ve sınır illerindeki sıkıntıları görme fırsatı buldu.
-Büyükelçinin Bikdeli’nin gelmesi büyük avantajdı. Vanlılardan daha hassas davranıp her oturumu arka sıralarda oturup dinledi, tek tek not etti. Her oturum sonunda Van odaklı yorumlar yaparak çözüme dair mesajlar verdi. Her oturumu fotoğraflayıp notlarıyla ayrıldı.
-Özellikle Van kenti ile ticari anlamdaki en önemli kent olan Hoy yöneticilerinin sert tutumu sürekli bahse konu olmasına rağmen Vali Seivani’nin çözüme dair verdiği sözler ve özellikle ikili görüşmelerden sonraki tutumu diğer ziyaret ve değerlendirmelere göre daha olumluydu. Umut verdi.
-Kapıköy’da yaşanan sorunlar, yüksek akaryakıt vergileri, cezalar ve diğer konular defalarca iletildi, özel görüşmelerde Vali ve kentin diğer önemli isimleri tarafından yeniden anlatıldı, son oturumda yeniden gündeme getirilince hem Büyükelçi hem Hoy Valisi ‘çözüm sözü’nü bir kez daha vurguladı. Onların da bu kez Van’dan heyecanla ayrıldığı çok açık belliydi…
-İran’ın Türkiye’yi, Türkiye’nin İran’ı dışa kapalı olarak gördüğü bir dönemde iki ülke de yeni yönetimlerinin biraz daha geniş perspektifte baktığı ikili ilişkilere layık söylemler kullandı. Van’ın da Türkiye’nin de kaynakları ve işalanları özellikle akademisyenler tarafından doğru anlatıldı. Etkileyiciydi…
-Konuşulanların söylemde kalmaması adına ikinci toplantının İran’da yapılacak olması yönündeki söz olayın ciddiyetini bir kez daha göz önüne serdi. Buna ek olarak büyükelçinin gerekirse Cumhurbaşkanları arasında bir haberleşme sağlayabileceği girişiminde bulunma isteği çözümdeki isteği yineledi.
-Hoy Valisi ve İran Valisinin aynı odakta buluşması ve birbirleri hakkındaki iyi niyet ve temennileri olayın bürokratik engellerin oluşmaması adına yol açıcı oldu. Tarafınların bürokratik engelleri de ilerde Van’ın karşılaşmayacağı önemli kazanımlardan oldu.

Yazımın girişine konu olan eksiklikler toplantının sonuç bölümündeki ana gündemlerden birisi oldu.

Görüşmeler, değerlendirmeler ve iki ülke meselesinin yerelde değerlendirmesi konunun sadece devletler düzeyinde kalmaması gerektiği sonucunu getirdi.

Birçok görüşmede Van, Hoy ve diğer İran kentleri arasında en az ayda 1 kez karşılıklı sektörel toplantılar ve işbirliği buluşmaları yapılması zorunluluğunu ortaya çıkardı. Bu eksiklik hem Vali Doğan hem de Büyükelçi tarafından da dile getirilirken Van’ın biraz dahi inisiyatif alması bir kez daha vurgulandı.

Dedim ya hep olumsuzluğu konuşmayacağız ya.

Toplantı süresince edinilen önemli kazanımlardan birisi de daha önce de tartışılan bir konsolosluğun Van’a da kurulması gerektiğiydi. Büyükelçiden bu yönde de bir söz alınırken, Van merkezli bir ticaret anlaşıyının İran heyetinin kafasında yer edindiği gözardı edilemez bir gerçek oldu.

O yüzden, kentin dinamiklerinin de, siyasetçilerinin de, meslek kuruluşlarının da daha çok inisiyatif almasının vakti geldi de geçiyor artık.

Hatırlatmak isterim ki bu toplantıya katılım sadece giriş ve sonuç bölümlerinde yer almak, sadece toplu fotoğrafta yer almak ile olmuyor!

Toplantıya katılmamak ile eşdeğer olan tek çekimlik katılımların biraz daha dışına çıkıp ‘yeni’ açılımların Van özelinde doğru bir ticari ilişkiye dönüştürülmesi gerekiyor…

Açık ve net!

Her şeye rağmen buluşma hayırlara vesile olur umarım.