TERÖR SARMALI

Abone Ol

Terör kelimesi; karışıklık çıkarmak  insanlara ve topluma korku salmak, yıldırmak ve bıktırmak  manalarında kullanılmaktadır.

 

Esasen haksız yere huzuru kaçırmak, asayişi bozmak şiddet içermese bile kaos ve krize sebebiyet vermek de terördür. 

 

Söz konusu faaliyetlerde bulunanlar terörist, yaptıkları iş ise terörizmdir.

 

Bunlar ister şahıs olsun ister Dernek ister Örgüt ister Devlet olsun fark etmez.

 

Peki, günümüzde terörün ve terörizmin kaynağı kim yâda kimlerdir?

 

Bilindiği gibi Dünyada bir terör yapanlar vardır, bir de terör yaptıranlar vardır.

 

Asıl işimiz yaptıranlarla olmalı. Çünkü onlar bataklıktır. Yapanlar ise sivrisinek olarak görülmelidir.

 

Mücadele vermek için bataklığı kurutamasak da bataklık olarak adlandırabileceğimiz bu şer güçleri tanımamız şarttır.

 

Şer kaynağı güçlerin başında İngiltere, ABD ve İsrail'in geldiği herkesin malumudur.

 

Bunlar bir yeri hedef aldıklarında öncelikle orayı istikrarsızlaştırırlar.

 

Bunun içinde bahsettiğimiz terör ve terörizmi kullanırlar.

 

Ancak bu şeytani güçler bir kaç terör örgütünü birden kullanarak, hamle üstüne  hamle yapmaya başladılar mı, hedef ülke terör  sarmalına girmiş demektir.

 

Şu anda tam olarak bize yapmak istedikleri de  budur. 

 

Yani bizi terör sarmalına sokmaya çalışıyorlar.

 

Bu yazı çerçevesinde karanlık güçlerin hepsinden bahsetmek mümkün değildir.

 

Ancak bunlardan biri olan ABD'ye kısaca değinelim.

 

ABD terörü destekleyen ülke olarak, Ortadoğu’da ve ülkemizde neyi hedeflemiş ise  onu elde etmek için bıkmadan usanmadan çalışmaktadır.

 

ABD'nin çocukları olan terör örgütleri adeta sırayla ve dört koldan saldırıyorlar.

 

Çocukları diyorum çünkü bu örgütleri kuran kollayan silahlandıran ABD'dir.

 

ABD'nin  eski bir ajanı Ortadoğu da   başarılı olmak için tek umutlarının Şii ve Sünni çatışması olduğunu söylüyor. 

 

Bir başkası DAEŞ'in ABD tarafından kurulduğunu itiraf etti. 

 

DAEŞ'i kullanarak bazı Ortadoğu ülkelerinin yönetimini değiştirmeyi hedeflediklerini açık açık dile getirdi. 

 

Ve Nihayetinde  halen ABD Dışişleri bakanı olan Jonh Kerry'nin ses kaydı basına sızdı. Kerry kayıtta DAEŞ'in büyümesine seyirci kaldıklarını itiraf ediyor.

 

Türkiye El Bab operasyonunda ABD'den yardım istediğinde, ABD DAEŞ  yerine ÖSO güçlerini  bombaladı. 

 

Sonra utanmadan sıkılmadan yanlışlık olduğunu söyledi. 

 

Daha onlarca örnek verilebilir.

 

Ancak bu kadarı bile ABD'nin kara yüzünü görmemiz için, gerçek niyetini  öğrenmemiz için yeterlidir.

 

ABD bize bu kalleşliği yaparken  onlara sadece İNCİRLİK' te sağladığımız imkânlara bakın.

 

*İki adet askeri nakliye uçaklarının dahi  inebileceği büyüklükte 3 bin metre boyunda pist.

*5 bin askerin barınacağı yaşam alanları. (Askerlerin aileleri de İncirlik'te kalabiliyor)

*Onlarca askeri uçağın korunacağı sert zeminden yapılan uçak hangarları, Askeri hastane, Amerikan conilerinin rahatı için kafeler barlar ve yüzme havuzları…

*Bölgeyi dinleyebilmek için  askeri radarlar, U-2 Casus uçakları, Nakliye uçakları, İstihbarat uçakları, Hava ikmal uçakları, 50'ye yakın son model savaş uçağı  bulundurma imkânı.( Bu bilgiler basın da yer aldı.)

 

1946'den beri bizim içimize bir şeytan gibi girmiş olan ABD’nin, Dünyanın en büyük kapitalist ülkesi olarak menfaati  dışında hiçbir bir dostu yoktur.

 

ABD Dünya üzerindeki en büyük Tağuttur. En sinsi şeytani güçtür.

 

Böyle bir şeytanla yol almak ne kadar doğru olabilir?  

 

İblislerle ortaklık kurmak akıl işi midir?

 

İçişleri bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun belirttiği gibi, Türkiye son 300 yılın en güçlü dönemini  yaşıyorsa, bir an evvel  bu paragöz ve habis ruhlu şeytana hava üslerini ve kapılarını  kapatmalı değil mi?

 

Onları en büyük sorun olarak bilmemiz ve anlatmamız gerekmiyor mu?

 

El hak gerekiyor. O zaman;

 

Gün cesur olma günüdür.

 

Gün gerçekleri haykırma günüdür.

 

Gün ABD ve bütün karanlık güçlerden uzak durma günüdür.

 

Gün terör sarmalına aldırmadan, hayatı olabildiğince normal yaşama günüdür.

 

İşte o zaman, inanın karanlık güçler umutsuzluk sarmalında boğulacaklardır.

 

Ters yüz olup birbirine gireceklerdir.

 

"İman edenler ALLAH yolunda savaşırlar, inkar edenler ise TAĞUT yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli düzeni pek zayıftır. "           (Nisa 76)