Seçime artık sayılı günler kaldı.
Mevsimin soğuk olması siyaset arenasının hararetini düşüreceğe benzemiyor.
Bu hararet etkisini gittikçe artıracak; sandık gününe kadar adaylar halka kendini anlatmak için tüm güçleriyle çalışacak.
E tabi bunun halkta bir karşılığı olacak elbette. Yoksa durup dururken kimse bas bas bağırmaz.
Öncelikle her seçimi bir öncekinden farklı kılan yanları var.
Daha önceki seçim ya da seçimlerde farklı taleplerin bugünkü seçimlerde yer edinmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Yapılan anketlerin bu taleplerin yüzünü ortaya çıkarmak için olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Çünkü anketlerde çoğunlukla sorulan "Hangi partiye oy vereceksiniz " sorusunun cevabında hemen ikinci soru olarak "Niçin" sorusunu görmekteyiz.
Bu bakıma anketler kesin sonuç belirtmese de siyasetçilerin ilgisini çekmekte ve anket sonuçlarına göre politika dili geliştirmelerinde büyük etki yaratmaktadır.
Anketlerin dili önemlidir.
Anketlerin dili halkın dilidir. Sokağın dilidir. Hiç kimse durup dururken bir sebebi olmaksızın bir partiye oy vermez.
Kendince geçerli sebepleri vardır. Yukarıda da belirtim. " Niçin" sorusunda bu cevabı yakalamak çok kolaydır.
Gelelim bu seçimin "niçin" lerine.
Daha önceki seçimlere bunun cevabında çoğunlukla 'güvenlik', 'huzur' gibi ana nedenler buluyorduk. Öncelikli sorunlar buydu çünkü. Terörü olaylarının yarattığı iç huzursuzluk ve güvenlik endişeleri halkın öncelikli sorunuydu.
Ama bu seçimde halkın gündeminde bunların olmadığını görüyoruz.
Uzatılan mikrofonların karşısında tek bir sorun etrafında birleşiyor konuşmalar: Ekonomi.
Evet sokağın dili şu an ekonomiyi konuşuyor. Dolayısı ile taleplerin yüzünün değiştiği, halkın ekonomik olarak rahatlamak istediği açıktır.
Klasik deyişle vatandaş cebini düşünüyor şu an. Ve talepleri de bu doğrultuda.
Zam oranlarındaki büyük artışlar, özellikle gıda ürünlerindeki yüzde yüze varan hatta yüzde yüzü geçen artışlar halkın en büyük kaygısı.
Kimi siyasetçilere göre bunlar ekonomik spekülasyon ve birtakım stokçuların başını çektiği rant olayı. Hatta bunların vatan haini olduğu ve terörden farksız olduğu da dile getirildi.
Sonuç ne olursa olsun vatandaş için tek bir gerçek var: Ekonomi cep yakıyor.
Siyasetçiler bunun geçici olduğunu, seçimden sonra her şeyin daha güzel olacağını söyler.
Umarım öyledir. Ve yine umarım ki seçimlerden sonra yeni zamlar, yeni fiyat artışları ile karşılaşmayız.
Halkın çoğu bunları düşünerek sandık başına gidecek hiç kuşkusuz.
Ve seçimlerin belirleyicisi de halkın bu tutumu olacak.
Daha önce X partisine defalarca oy verdiği fakat bu ekonomik şartlar altında bundan sonra Y patisi diyenler de var, niye oy verdim elim kırılsın diyen de var.
Her şeye rağmen yine partisine bağlılık belirten de var. Kimi partileri kast ederek artık değişime gerek diyen de var.
Nerden baksak sokağın nabzı aşağı yukarı böyledir.
Bu nabza göre şerbet vermesini iyi bilen siyasetçiler bakalım bu sefer nasıl yaparlar.