Başbakanımız makamında oturduğundan bu yanı her geçen gün yararlı açıklamalar yapıyor, iyi işlere imza atıyor.
En son toplantıda epey umut verici bir perspektif ortaya koydu ve dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmeyi hedeflediğini ve bunu nasıl yapacağına da işaret etti.
BEŞ ana prensip çerçevesinde çalışılacağını beyan ettiler.
BİRİNCİSİ siyasi istikrar ile ekonomi arasındaki dengedir. Seçimlere giderken ve daha sonraki dönemleri planlarken siyasi istikrar önemlidir.
İKİNCİSİ insan odaklı kalkınma önemlidir. Çünkü Türkiye'nin kaynakları itibariyle 2 önemli kaynağın altını sürekli çizdik. İnsanımız ve bulunduğumuz coğrafya. Ekonomide niteliksel dönüşümün doğal kaynağı insanımızdır.
ÜÇÜNCÜSÜ insan odaklı teknolojinin gelişmesi. Sanayide kaybettiğimiz yüz yılı yeni dönemde ARGE'ye ağır vererek yeni kayıplar oluşturmayacağız.
DÖRDÜNCÜSÜ ekonomide bütüncül bir anlayış geliştirmek. Ekonomi entegre bir bütündür. Reel sektörden kopuk bir finans sektörü devam edemez. Dolayısıyla siyasi istikrarla ekonomi arasında bir bağ varsa finans ile reel sektör arasında da bir bağ vardır. Bankacılık sektörü çöktüğünde fabrikalarda kapanmaya başladı. Bu dönemde en temel konu ekonominin bir bütün olarak yönetilmesidir.
BEŞİNCİ ilke ise ekonominin dünya ile bütünleşmesidir. Kapalı ekonomi sistemler varlığını devam ettiremez. Dünyadan kopuk ekonomiler krizleri yönetme kabiliyetlerini kaybeder. Küresel ekonomik gelişmeleri anlayabilen ve yönetebilen bir ülke olmalıyız.
…………
Bunların hepsi hoş güzel de ancak bana göre bir eksik kaldı. Eğitim öğretimin asıl paydaşı olan öğretmenlerle ilgili bir iyileştirme dikkatimi çekmedi.
Böyle kalıcı çalışmalar yapıp nitelikli insan yetiştiremezsek diğer çalışmalar yetersiz kalır. Netice yeni nesli eğiten, yetiştiren öğretmenlerdir.
Öyleyse toplumun geleceğini oluşturan öğretmene ve öğretmenlik mesleğine bir İNOVASYON getirmek lazım.
Nasıl mı?
1-Eğitim çalışanları adı altında öğretmenlik mesleğini özerk bir meslek haline getirip öğretmeni devlet memuru statüsünden kurtarmak lazım.
2-Öğretmenlik mesleğini hem ekonomik açıdan hem kendisine tanınan imtiyazlar ve itibar açısından cazip bir meslek haline getirmek lazım,
3-Öğretmen yetiştirme usulünü değiştirip kaliteli öğretmenler yetiştirerek “öğretmenler gerçekten hürmete layık kimselerdir” ifadesi öğretmenler için söyletebilmek lazım.
4-Hizmet içi eğitimlerle öğretmenlerin eksiğini daima tamamlama çalışmalar yapmak lazım.
5-Mesleği açıdan başarılı olmayan öğretmenlerin başka mesleklere yönlendirmek lazım.
İşte sahadan bir tutarlı tavsiye, eğer bu tür çalışmalar yapıp iyi insan yetiştirmeye yatırım yapmazsak inanın ne kadar iyileştirmeler yaparsak yapalım hedefimize ulaşmakta zorlanmış oluruz.
Şu anda 100 binlerce öğretmenlerimiz okula git gel yapıyor. Öğretmen odasında eğitim öğretim konuşacağına siyasi meseleler konuşuluyor. Gereksiz yere politik tarafgirlik yapılıyor. Böyle bir öğretmen kitlesinin yetiştireceği gençlikten insani bir değer çıkar mı? Maalesef sümme maalesef!
Benim kahrolduğum mesele bu hakikatleri görmeyip popüler çalışmalar yapmaya kalkışmak.
Malumunuz yapılan bir araştırmaya göre insan niteliği bakımından 94. sırada bir ülkeyiz. Yani biz insanımıza; kanaati, mutluluğun yollarını ve onurlu bir yaşamın asıl hedef olduğunu anlatamadığımız içindir ki toplumsal sıkıntılar yaşıyor, mutluluğu yakalayamıyoruz.
Şimdi Başbakanımıza sesleniyorum, gelin eğitim öğretimin asıl paydaşı olan öğretmen ve öğretmenlik mesleğine zaman verelim, katkı verelim, huzur ve zenginlik mutluluk kendiliğinden ardımıza verecek ne dersiniz?
Sevgili okurlarım hanginizin imkanı varsa bu yazıyı Başbakanımıza ulaştırsın. İnanın öğretmen ve öğretmenlik mesleği üzerinde durmazsak diğer çalışmalar pansuman tedbir düzeyinde kalır.
Benden söylemesi.Baksanıza 6-7 ekim olaylarında sokaklarda sorun çıkaran kimselerin %80’i çoluk çocuk değil miydi? Bunlar devletin okullarına gitmemişler miydi? Bunlara okullarda nasıl bir eğitim verildi ki başkasının işaretiyle bu kaosu oluşturdular?
Bu soruların cevabını akl-ı selimle düşünürsek öğretmen ve öğretmen mesleğinin ne kadar önemli olduğunu herhalde anlamış oluruz
Vesselam…