Sait Yaz, Tarih yazdı

Abone Ol

Cami bir yanda ibadet yeri olduğu gibi, bir açıda da İslam 

toplumunun istişare evi, dertlerini paylaşma ve çare/çözüm arama yeridir. 

Ancak orada gelişi güzel ifadeler kullanılmaz, orada saygı muhabbet 

esastır, orada özellikle ve öncelikle Allah ve Resulü’nün ortaya koyduğu 

normlar ölçüsünde hareket edilir, yorum ve değerlendirmeler yapılır. 

Üstelik Hutbe okunurken konuşmak dahi caiz değildir. Hatta 

konuşana bile “konuşma” demek dahi günahtır. 

Bir fıkhi düşünceye göre Beşinci Haremi Şerif niteliğini taşıyan 

Diyarbekir Ulu Camiinde şehrin manevi/dini açıdan varsa sorunları Cuma 

hutbesinde ele alınır bu vesileyle insanlarımız arasında bir fikir birliğine yol 

gösterilir, rehberlik yapılır.

Üç Muharrem günü Cuma Hutbesi bir başka oldu, Muhterem 

Hocamız Sait Yaz, kısaca Hicret’in önemine değindikten sonra, Şehrimizde 

meydana gelen “Karikatür Krizine” değindi.

Fethinde 27 sahabenin şehit düştüğü, yaşayıp bu şehirde makberleri 

olan 500’ü yakın sahabenin medfun olduğu, bir kaç peygambere ev 

sahipliği yapıp iki peygamber kabrini barındıran bu mübarek şehirde Allah 

Resulü’ne hakaret izlenimini veren karikatürler bilbordlara asılmıştı. Buna 

karşı sessiz kalmak mümkün değildi, Diyarbakır’ın Hür gençliği önce o 

karikatürleri bilbordlardan indirmişti, sonrasında da Sait Yaz Hocamızın 

hutbesine konu oldu.

“Reysül Ülema” olmaya layık düzeyde ilim ve hitabete sahip olan 

Sait Yaz Hocamız, olması gereken tepkisini dile getirip, Müslümanların 

takdir ve duasını alırken; kime, niçin namaz kıldığını bilmeyen bir vatandaş 

bu lanetli hadiseyi savunurcasına, üstadımızın lanetlemesine tepki 

gösterek, yüksek sesle beş bin kişilik bu mübarek camide tepki sesini 

yükseltiyor, yanındaki Müminin dayanamayıp ona fiziki müdahalesi de 

başka bir sıkıntı oluşturdu, şükürler olsun ki daha büyük bir felakete neden 

Umarım bu saygısızlık, ilgili şahsa bir ders olur. Böyle mübarek 

yerlerde bir daha böyle saygısızlık yapmaz, ayrıca kendini tutamayıp ona 

saldıran kardeşimiz için de, eline sağlık diyebilirim ama sabırlı olmayı 

başka zaman böyle bir durumla karşılaşırsa daha sağ duyulu davranmasını 

tavsiye ederim.

Yaz. Hocam kısaca cemaate şöyle seslendi: Kürt kardeşlerim bizim 

dinimiz ve namusunuz kutsaldır, onların uğruna ölüme de gidebiliriz, ama 

unutmayalım bizim için yegane “Namusu Ekber” Resulüllah’tır. Ne yazık 

ki Peygamberden nemalananlar, ben İslami STK’yım, şuyum buyum 

diyenlerden bir ses çıkmıyor, maalesef bizler uyuşuk hale geldik, aslında 

birileri cenaze namazımızı kılması lazım, insan olup biten yanlışlara, bu 

saygısızlığa karşı sessiz kalabilir mi?  

Muhterem Sait Yaz hocam Cuma hutbesinde bu hakikate vurgu 

yaparak tarihe not düştü, tarih yazdı. Hocama müteşekkiriz. 

Bu işleri kimler yapıtı araştırıp bulmak gerek, her kim olursa olsun  

muhakkak tespit edilip cezalandırılması lazım. Evet yazılı bir basın 

açıklamasıyla halktan özür dillendi ama yeterli değildir. Bu zihniyetteki 

insanlar ne diye benim belediyemden maaş alıyor, insanımızın manevi 

dünyasına sıkıntı veriyorlar?

İşte cami, işte imam; Sahabe şehrinde sahabe sesi yankılandı, Yüce 

Allah’a şükürler olsun.