Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
AK Parti'mizi 31 Mart'ta büyükşehirlerimizde, illerimizde, ilçelerimizde temsil edecek adayları peyder pey milletimize takdim ediyoruz. 7 Ocak'ta İstanbul Büyükşehir Belediye adayımız Murat Kurum'un da aralarında bulunduğu 26 büyükşehir ve il adayımızın tanıtımını yapmıştık. Bu hafta da Ankara'da 48 büyükşehir ve il adayımızın ismini açıkladık. Böylece Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'ni destekleyeceğimiz 7 büyükşehir ve il ile birlikte 81 ilimizin tamamındaki adaylarımızı ilan etmiş olduk. Dün Yalova ile ilçe adaylarımızın takdimine başladık. Bugün de 31 Mart seçimlerinde İstanbulumuzun ilçelerinde AK Parti'mizi ve Cumhur İttifakı'nı temsil edecek adaylarımızı burada açıklıyoruz.
"Amacımız ilçe adaylarımızın tanıtımını en kısa sürede tamamlamak"
Amacımız kimi yerlere bizzat giderek, kimi yerlere de genel başkan yardımcılarımı görevlendirmek suretiyle ilçe adaylarımızın tanıtımını en kısa sürede tamamlamaktır. Biliyorsunuz seçimlere 70 gün kaldı. Gerçi biz seçmeni yani milleti sandıktan sandığa hatırlayan bir parti hiçbir zaman olmadık. Biz yılın 365 günü, günün 24 saati milletimiz ile yüz yüze, gönül gönüle irtibat halinde olan bir kadroyuz. Seçim dönemlerini bu tempoyu daha da artırmanın, her zaman yaptığımız işleri kısa sürede tekrarlamanın, muhabbet saflarını sıklaştırmanın, gönül köprülerimizi daha da güçlendirmenin vesilesi olarak görüyoruz. Hele söz konusu İstanbul olduğunda hem bizim için hem sizler için yaptığımız çalışmalar bir başka anlam taşıyor. Şairlerin bile sevgilerini, hayranlıklarını, güzelliklerini anlatmaya kelimeler bulamadığı böyle bir şehri başka türlü kucaklamak mümkün değil. Yahya Kemal'in hissiyatı ile ifade edecek olursak, Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul. Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul. Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Evet, sadece bir semtini sevmenin ömre değer olduğu İstanbul'u 16 milyonu aşkın insanı, yedi tepesi, 39 ilçesi, yüzlerce mahallesi ve semti ile sevmenin değerini veren bir yapı düşünün. İşte biz böyle sevdik, böyle seviyoruz. Binlerce yıldır her medeniyetin, her toplumun, her devletin, her cihangirin hayalini süsleyen bu şehri İstanbul'a hizmet etmenin şerefi dünya malının tamamına değişilmez. Şair Nedim, İstanbul'un tek bir taşını acem mülkünün tümüne feda ederken aslında oldukça mütevazi bir benzetme yapıyordu. İşte bu İstanbul'a hizmet etmek için 30 yıl önce bugünlerde 1994 yılında milletimizin huzurunda karşımızda altyapısı çökmüş, özellikle üstyapısı perişan, insanı hiçe sayılan bir şehir vardı. Çöp, çukur, çamur İstanbul buydu. Haliç'in yanına kokudan yaklaşılamayan hemen şu Haliç Kongre Merkezi'nin arkası biliyorsunuz Haliç. Ve buraya yaklaşılamıyordu. Ben Kasımpaşalıyım Haliç'in kenarında doğdum büyüdüm. Haliç ile beraber yaşadım. Bu Haliç ne yazık ki ne zaman biz temizlemeye başladık işte o zaman bugünkü Haliç oldu. Haliç'ten o zamanlar itibarıyla 9,5 milyon metreküp çamur çıkardık, pislik çıkardık. Bu çamuru bizler 9,5 kilometre uzaklıkta Alibeyköy'de bir taş ocağına naklettik. Bunu şu andakiler yapabilir miydi? Ama bunu Murat Kurum yapar. İşte burada hemen Kağıthane'de bunlar temel atmama merasimi yapıyorlar. Böyle bir şey olur mu temel atmama merasimi. Ama bunlar yapar. Biz ise temel üstüne temel koyma mücadelesi verdik. dedi