Ramazan’da ne yapalım?

Abone Ol

Bu köşeden Ramazan’ın şaşalı sofralarını, israfın gırla yapıldığı kurum ve kuruluş davetlerini, rahmet ayında arşa çıkan savurganlığı çokça eleştirdik geçmiş yıllarda.

Çok eleştirip, çok sitem ettik.

Ramazan gibi paylaşım ayında paylaşımı hep üst perdeden yapıp varlıklı insanlar arasında verilen davetlerin gereksizliğine dem vurduk.

Olması da gerekiyordu.

Çünkü…

Ramazan ayının hemen hemen 15-20 günü istisnasız kurumların, kuruluşların, partilerin 5 yıldızlı otellerde verdiği davetlerle geçiyordu.

Davetler hep aynı çerçevede, aynı insanlarla yapılıyordu.

Yine kurulan iftar çadırları, iftar buluşmalarında belli kesimler o sofraya oturuyor, açık havada iftar keyfi yapmanın çok da ötesine gidilmiyordu.

Bu şahsen beni rahatsız ediyor, Ramazan’ın yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ruhuna hep aykırı geliyordu.

Çünkü gördüğümüz manzaralar, şahitlik ettiğimiz dramlar öyle bakıp geçilecek gibi değil.

Kentte öyle büyük mağduriyetler, öyle büyük sefaletler var ki…

Yokluk içinde yaşayan, hiçbir şeyi olmayan insanların durumu böyle iken şaşalı sofralarda oturmak, toplantı buluşmalarında lüks sofralarda iftar açmak hep içimi acıtmıştır.

Tabi bu durum geçtiğimiz yıldan beri devam etmiyor artık.

Malum pandemi var…

Geçtiğimiz yıl Ramazan’da da hayatımızda olan pandemi nedeniyle sokakta kurulan lüks iftar çadırlarının, 5 yıldızlı otel buluşmalarının, şaşalı sofraların olmadığı bir süreç yaşadık.

O sofralar yerine daha mütevazi ve herkesin evinde geçirdiği bir Ramazan vardı.

Peki bu şaşalı sofraların, lüks buluşmaların eksikliği hiç hissedildi mi?

Bence edilmedi…

Gerek yoktu.

Pandemi nedeniyle molaya girdi.

Gönlümden geçen pandeminin hayra evireceği işlerden birisi de bu olur.

Bu programlar, buluşmalar yerini mütevazı süreçlere bırakır.

Halihazırdaki pandemi süreci üstelik ihtiyaçları da zirveye çıkarmış durumda.

Yoksullar artık daha yoksul.

Ekmeğe muhtaç olan aileler daha perişan.

Madem öyle o lüks sofralara harcanan paralar ihtiyaç sahiplerinin doğru bir şekilde belirlenmesi ile onlara ulaşsın ya.

Hepiniz biliyorsunuz sofralar kurulmuyor ama yardım, gıda kolileri de çokça dağıtılıyor.

Sadece devlet eliyle de özel kuruluşlar eliyle müthiş bir dağıtım yapılıyor.

Ama gördüğüm, bildiğim kadarıyla burada da ihtiyaçlar yine ihtiyaç sahibine gitmiyor çok.

Onca yardımlaşmaya rağmen çok büyük mağduriyetler görüyor, çok büyük yoksulluklara şahitlik ediyoruz.

Ve yoksulluktan, bu yoksulluğun vermiş olduğu muhtaçlıktan dolayı bu insanlar kıyıda, köşede, uzakta kalıyor.

Kimselere el açmayan, dilenmeyen, istemeyen büyük bir kesim var.

Sesini yetkililere ulaştıramayan çok isim var.

Olması gereken bu insanlara yardım etmek.

Olması gereken bu hemşerilerimizin yardımına koşmak.

Çünkü bizim insanımız mahzundur, mazlumdur.

İsteyemez, yüzü tutmaz.

Caddelerde, sokaklarda gece gündüz organize bir şekilde dilenen, duyguları sömüren dilencilere bakın.

Hangisi Vanlı?

Kaç tane Vanlı dilenci sayabileceksiniz?

Çok çok az.

Bir çoğu Güneydoğu illerinden insanlar, kendisini Suriyeli gibi gösteren sınır kentinde yaşayan Arapça bilen dilenciler.

Tüm sömürü onlar üzerinden yapılıyor.

İnsanımızın şefkatini sömürüyor ve adeta kimseye göz açtırmıyorlar.

Bizim kentimizin muhtaçları ise evlerinde, çoluk çocuk ile aç biilaç sadece bekiyor.

Muhtaçlığını anlatmıyor, söyleyemiyor.

İşte Ramazan bu insanlara ulaştığımız ay olsun.

O sofralara harcanan tüm paraları bu Ramazan’da ihtiyaçların sofrasına ulaşacak yiyecek, içeceğe dönüştürelim.

Ulaşılmayan yoksul kalmayacak şekilde yardımlaşalım.

Ramazan demek yardımlaşma demek, ihtiyacı olana ulaşmak demek, bir tas sıcak çorba ile yüzleri güldürmek, çocuklara tebessüm ettirmek demek.

Gayemiz kendimizi göstermek, lüks sofralar kurmak, kameralar önünde iftar açmak olmasın.

Fakir sofralarında oturup bu pandemide tehlike de yaratmayalım.

Kim olduğumuz, ne olduğumuzu belli etmeden, kim olduğunu bilmediğimiz adını sanını öğrenmeye de ihtiyaç duymadan kapısına ihtiyacını bırakıp gideceğimiz bir ay yaşayalım.

Biliyorum yoksulluğu bu şekilde bitirmeyeceğiz.

Ama yoksulların yüzünü güldürecek, gerçek yoksullara ulaşacak bir süreç yaşayacağız.

Naçizane önerim budur.
Gün yardımlaşma, paylaşma günüdür.

Ramazan-ı Şerifleriniz şimdiden mübarek olsun efendim.