Malum gelen Peygamberlerin tamamı, hak hukuka riayet etmek, mazlumun yanında durmak ve hayatı yaşanır duruma getirmeyi birincil görev olarak yapmışlar. İbadet faslı sonradan
Allah’ı tanımak ve Ahret inancını insanlığa hatırlatarak için tebliğ görevini yapan Peygamberler, merhamet, cesaret ve mertliği insani bir değer olarak insanlık tarihine birer değer olarak kazandırmışlar.
Ahir Zaman Peygamberi Hz.Muhammed (aleyhisselamı) hatırlayalım, emin, cesaretli, mert ve merhamet sahibi olduğunu seveni sevmeyeni kimse itiraz etmiyor/edemiyor.
Mekke’de sabır ve metanetle mücadelesini veren Peygamberimiz, Medine’de “Medine vesikasıyla” farklı dinlere mensup kimseleri bir arada huzur içinde yaşamalarını sağlamıştır.
O’nun aracılığıyla insanlık alemine gönderilen Kur’anı Kerim huzurlu bir yaşam için emsalsiz bir kaynak. Bir kitap düşününki müellifi Yüce Allah’tır, ondan daha özel bir kitap düşünülebilir mi? Öyle bir kitap ki kendisini reddedenlerin dahi hukukunu koruyor, huzur içinde yaşamalara imkân veriyor.
Yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyorsa bunun kahır ekseriyeti bir Peygambere inanıyor. En azında Müslümanlar da Hıristiyanlar da Yahudiler de Hz.İbrahim’in Peygamberliğine inanırlar. Herhalde bu üç dinin mensupları 5 milyara denk geliyor.
Asıl mesele inançtan öte pratiktir, hayata yansıyan davranışlarımızdır. Rahat yaşamak istiyorsanız Hz.Muhammed’i takip edeceksiniz O’nu rol model alacaksınız.
İslam dini bütün Peygamberleri selat ve selam ile yad edilmesini tavsiye ederken, Hıristiyanlar ve Yahudiler Peygamberleri aralarında yarıştırıyor, birbirine düşürüyorlar. Burada da İslami yaşam ve yaklaşımın üstünlüğü ortaya çıkıyor.
Bu münasebetle diyorum ki peygambersiz kalma!
Peki arkasında saklanma nedir? derseniz işte asıl dert, sorun burada, Adam İslam adına siyaset yapıyor, doğru yanlışını Peygamberin arkasına saklanarak yapıyor. Tıpkı bir zamanlar Atatürkçülerin yaptığı gibi.
Bu gün İktidar partisinin içinde bu perdenin arkasında olmaması gereken nice olaylar oluyor. Ben yüz kızartıcı suçlardan bahsetmiyorum. Haksız zenginlikten, Bürokratik görevlendirmeden, teşvik paylaşımlarından ve proje kabullerinden bahsediyorum. Uzun süre bunların bir kısmı Paralel Kuvvetlere teslim edilmişti, kıymetini bilmeyince, başka bir ifadeyle haddini aşınca iktidarla araları açıldı. Şu anda kontrolsüz hale geldi. Şimdi de eski yeni bakanlar, hatırı sayılır kimseler aracı olmaya başladılar, bunları yaparken bari Peygamberin arkasına saklanmayın!
Ya israfa ne demeli İslam’a göre kendi öz paranızı dahi kontrolsüz kullanamazsınız. “İsraf edenleri Allah sevmez, düzensiz harcama yapan şeytanın kardeşleridir” iki farklı ayetin mealidir. 700 bin TL değerindeki saati “kendi paramla aldım” diyerek doğru bir şey yaptığını sanmasın halk aç ve açıktadır kardaş! sana ne oluyor ki hava cıva için para sarf ediyorsun Peygamberin arkasına saklanma!
Kimi sendika yöneticileri İktidara yağ çekiyor, memurun hakkını savunması gerekirken orada burada İslami değerleri kullanıyor, alanıyla ilgili bir çalışma yapıp hayata kalite kazandırması gerekirken bir torpil mekanizması haline gelmiş;ne rantlar elde ettiğini ancak kendileri bilir ve Yüce Allah her şeyden haberdardır. Benim gördüğüm şu, onlar da Peygamberin arkasına saklanıyorlar. Sakın peygamberin arkasına saklanma!
Hangi birini anlatayım gerisini bu vakur halk zaten bilir, fazla uzatmama gerek yok galiba.
Peygamberin dünyaya gelişi olan mevlit kandilinizi kutlarken müminin diyen kimselerin daha dikkatli yaşamalarını diliyorum. Bu gün dünya yarın ahret kendimizi rahatlamak için gereksiz fetvalara yapışmayalım ne dersiniz
Selam ve sevgiyle