Pamuk prenses gibi

Abone Ol

Kadın, "Çevreniz, her hareketinizi gözleyen casuslarla dolu," diye yazmıştı. Sorunla ilgilenmekten çok kendi meziyetlerine dikkat çeken Franklin sonradan meşhur olacak bir cevap gönderdi:

Bu tür işlerin olumsuz etkilerinden korunmak için uzun zamandır tek bir kurala dikkat ediyorum. O da kısaca şu: Ortaya çıkınca yüzümü kızartacak hiçbir şeye bulaşmamak ve casusların görebileceği yahut ilgi duyabileceği bir şey yapmamak. Bir insan ne kadar adil ve şerefli davranırsa o kadar iyi tanınır, ismi o kadar yayılır ve kökleşir. (Benjamin Franklin)

Şimdi hatırlayamadığım bir yerde okumuştum. Bir şirketin Afrika sorumlusu Afrika'nın bir ülkesine gidiyor. Orada bir taksiye biniyor. Taksiden inince fatura istiyor. Afrika’da fatura ne gezer. Dolayısıyla fatura alamıyor. Yemek yediği lokantadan fatura isterken taksi parası olan 100 dolar eklenip kesilmesini rica ediyor. Görevini bitirip şirketin merkezine dönünce yol harcamalarını yazıp onaylatmak için üst yöneticiye gidiyor. Üst yönetici yemek faturasındaki ekstra 100 doları görünce nedenini soruyor. O da olayın gerçek mahiyetini anlatıyor. Üst yöneticisi ona şöyle bir tavsiyede bulunuyor: Bana beyaz kağıt üzerine 100 dolar taksi harcaması yazıp sunman yeterliydi.  Her işin şeffaf olsun. Her zaman Pamuk Prenses gibi bembeyaz ol.

Odama astırdığım bir yazı var: İşini her zaman doğru yap ki ileride ne yaptığını hatırlamak zorunda kalma. Bununla ilgili bir anım var. Bir iki yıl önce ağır ceza mahkemesinden tanık davetiyesi aldım. Davetiyede olayın mahiyeti yazılmamıştı. Belirtilen gün ve saate mahkemeye gittim. Duruşmaya SEGBİS (uzaktan online görüntülü sistem) yöntemi ile katılacağımı öğrendim. Duruşma daha önce görev yaptığım bir ildeki olay ile ilgiliydi. Mahkeme başkanı komisyon olarak yaptığımız bir işlemi sordu. Aramızda şöyle bir diyalog geçti:

Başkan: … olayında neden uzaktan algılama yöntemini kullandınız.

Ben: Sayın başkanım bahsettiğiniz olay türünde uzaktan algılama yöntemini kullanmıyorduk.

Başkan: Ama bu dosyada kullanmışsınız.

Ben: Hayır, sayın başkanım, dediğiniz gibi bir işlem yapmıyorduk. 

Başkan: (Sinirli bir şekilde) Önümdeki dosyada kullanmışsınız diyorum, sen ise kullanmıyorduk diyorsun.

Ben: Sayın başkanım, olaydan 12 yıla yakın bir zaman geçmiş. Detayları hatırlayamadım.

Sonra diğer katılımcılara dönüp onlara soru sormaya başladı. O anda bahsettiği konu aklıma geldi. Söz isteyerek şunu söyledim: Sayın başkanım şimdi hatırladım. Bahsettiğiniz olay türünde uzaktan algılama yöntemini kullanmıyorduk. Ancak bir istisna vardı ki o olduğunda nadir olarak bu yöntemi kullanıyorduk. Bana istisnayı açıklamamı istedi. Şöyle cevap verdim. … olduğu zaman (hassas bir konu olduğu için… koydum) başka seçenek olmadığından şu amaç için bu yöntemi kullanıyorduk. Birden başkan dahil herkes rahatladı. Olay açıklığa kavuşup netleşmişti. 

Girişte verdiğimiz Benjamin Franklin’inin sözü çok değerli: Olumsuzlukla karşılaşmamak için uzun zamandır tek bir kurala dikkat ediyorum. O da kısaca şu:

  1. Ortaya çıkınca yüzümü kızartacak hiçbir şeye bulaşmamak,
  2. Casusların görebileceği yahut ilgi duyabileceği bir şey yapmamak. (Yani gizli kapaklı işler yapmamak)
  3. Adil ve şerefli davranmak.

Yaşamımızı bu ilkeler doğrultusunda sürdürebilirsek  hem dünyamızda hem de ahiretimizde rahat ederiz.

Sağlıcakla kalın…