OKUL VE İMAM GAZALİ

Abone Ol

2021 Ağustos ayında ÖSYM tarafından yapılan Din Öğretimi Öğretmenlik Alan Sınavında İmam Gazali İle ilgili soruların çok olması dikkatimden kaçmadı. Daha önceden kitaplarını okuduğumuz ve okuduklarımızla yetindiğimiz İmam Gazali ile ilgili araştırma yapma ihtiyacı bende doğdu. İmam Gazali kimdir? Mezhebi nedir? Neyi savunmuştur? Felsefesinin konusu nedir? Hangi eserleri kaleme almıştır? Yolculuğu nerden nereyedir? ... Bu yazımızda bu soruların cevaplarını bulamayacaksınız, bu soruların cevaplarını yüzyıllardır olduğu gibi muhataplarına, muhaliflerine ve taraftarlarına bırakıyorum. Benim daha çok değineceğim konular eğitim ile ilgili görüşleri ve yapmaya çalıştıklarıdır.

Eğitimin konusu her çağda öncelikle insan olmuştur, ilk insandan bu güne; tek başına, toplu olarak veya bir eğitici tarafından eğitim, insanın hayatının her anında var olmuştur. İmam Gazali daha çok eğitimi kişi ve nefsi arasındaki muhakemede anlatmaya çalışmıştır. Kendisi bir İslam âlimi olduğu için ve İslami hayatın her zerresinde gördüğü için eğitimi bu çerçevenin içerisinde anlatmayı uygun bulmuştur. Bizde burada Gazalinin eğitim ile ilgili geliştirdiği ilkelere, ardından eğitim ve öğretimde hedef ve amaçlarına değinmeye ve yalın bir dille anlatmaya çalışacağız.

Eğitim ve öğretimin ilkeleri, burada Gazali’nin herhangi bir kaynakta ya da kendisinin yazdığı bir eserinde bu ilkeler doğrudan karşımıza çıkmamaktadır. Neredeyse dokuz yüz yıl önce yaşamış bir âlimin yazmaya çalıştıklarını ya da anlatmaya çalıştıklarını doğrudan anlamamızda biraz zor olabilir. Sığınacağımız kaynaklar Gazali’den sonra günümüze kadar değerli hocalarımızın çıkarımlarıdır. Bizde bu çıkarımları göz önüne alarak en anlaşılır haliyle bu ilkeleri sizlerle paylaşmaya çalışacağız 1-Kritik Dönem: Gazali’den sonraki birçok âlimin de kaleme aldığı bir ilkedir kritik dönem ilkesi. Burada insanın gelişiminde temellerin atıldığı ve bu temel çerçevesinde insanın kişiliğinin geliştiği dönem olarak görülmektedir. Gazali bu döneme çok dikkat çekmiştir. Bu dönemin ihmal edilmesi ilerleyen süreçlerde kişinin gelişiminde onarılması çok zor olacak olan tahribatlara sebebiyet vereceğini söylemektedir ve bu dönemi net olarak hangi yaşlar arasında sınırlandırdığını bilinmemektedir. 2-Hürriyet İlkesi: Gazali öncelikle kişinin yaptıklarının kendi iradesi ile yapıp sorumluluk alması gerektiğini ve kişilerin bunu yapması için de özgür iradeye sahip olması gerektiğini anlatmaya çalışmaktadır. Aslında bu ilke bize çok yabancı değildir günümüz eğitim anlayışının en önemli basamaklarından birini oluşturduğunu biliyoruz. Proje temelli eğitim, yapılandırmacı eğitim, gezi yoluyla eğitim, problem çözme, beyin fırtınası… Gibi kullandığımız eğitim anlayışları bu ilkeye çok büyük önem vermektedir. Günümüzde de karşıdan birinin doğrudan vermeye çalıştığı eğitimden ziyade, kişinin tek başına sorumluluk alarak ve kendi hur iradesi ile öğrendikleri ve yapmaya çalıştıkları bizim için çok daha büyük bir öneme sahiptir.

3-Rehberlik İlkesi: Uzun olan hiçbir yol yoktur ki sorunsuz sıkıntısız sıfır bilgiyle aşılabilinsin. Herkesin kendine özgü yetenekleri vardır ve bu yeteneklerin şekillenip ortaya çıkması için doğru olanlara ve doğru olanların da en önemlisi olan doğru rehbere ihtiyaç vardır. Doğru arkadaş, doğru aile, doğru okul ve doğru öğretmen… Burada aklımıza şu gelebilir; illa doğru rehber insandan olan mıdır? Hayır, aklını doğru kullanmak, doğru çıkarımlar yapmak ve o doğru olan kitapla karşılaşmak… Bunlar da kişi için rehber olabilecek olanlardır. 4-Tedricilik İlkesi: birçok eğitim bilimcisi gibi Gazali’de eğitimde süreç ve aşamalara çok büyük önem vermiştir. Çok özel çocuklar dışında eğimde aşamalı öğretim önemlidir. Basamaklar arasında atlamalar yapmak, bilginin doğru öğrenilmesinde ve doğru yapılandırılmasında sorunlar oluşturulabileceğini göz önüne alınması gerektiğini anlatmaya çalışmaktadır. 5-Ferdi Farklılıklar İlkesi: Gazali kişinin ilmi alması, kabul etmesi, severek öğrenmesi… Biriciktir. Herkese aynı şekilde bilgileri verip aynı sonuçları beklemek bizi çok büyük bir yanılgıya sürükleyecektir. Öğretim şeklimiz, sınıfımızın yapısı, okulumuzun iklimi gibi etkilerde çocuğun biricikliği üzerinde önemli bir etkiye sahip olacağını unutmamalıyız. 6-Aktivite İlkesi: hedefe ulaşmak için kullanılan bilgilerin doğru sonuçlar vermesi için doğru eylemlerle pekiştirmekle mümkün olabileceğini anlatır Gazali. Doğrudan verilen bilgilerin unutulacağını, ezber yapmanın akılda kalıcılığı çok doğru bir şekilde tetiklemeyeceğini, bunu aşmanın doğru yolunun aktivite olduğunu anlatır. 7-Denge İlkesi: Nefse karşı yenik düşen her konudaki aşırılılık, insanı ruhen de yıpratacaktır. Aşırılıklardan uzaklaşmayı ve insanın güdülerinin belli bir seviyede tutulmasını ifade eder. Gazzâlî, insandaki güdü ve tutkuların her birinin amacı olduğunu ve bir denge içerisinde doyurulmasını gerektiğini söylemektedir. Dengeli doyumun gerçekleşmemesi eğitimi olumsuz yönde etkileyen bir husustur. 8-Hidayet İlkesi: Gazzâlî düşüncesinde kişinin eğitiminde doğru bir şeyi hedeflemesi ve sürekli ilâhî yardımı talep etmesini ifade eder. Allah'tan (c.c.) Tevfik istenilmeyen bir eğitim eylemi kişiyi hedefe ulaştırmayacaktır.

Yukarıda sıraladığım ilkeler muhtemel çoğunuza yabancı gelmeyecektir çünkü günümüzde de devletlerin eğitim politikalarının olmazsa olmaz ilkelerdir. Gazali nin eğitimde hedefleri ve amaçlarına da kısaca değinmem gerekirse; Gazali İslami felsefeden beslenen ve bu doğrultuda kendisi geliştiren bir filozoftur. Gazali Eğitimin amacını “Allah'a yönelip ona yaklaşan kullar yetiştirme” olarak açıklamaktadır. Gazzâlî'ye göre bu amacın gerçekleşmesinde bilişsel ve duyuşsal hedeflere ulaşmak oldukça etkilidir. Gazzâlî'nin dile getirdiği bilişsel hedefler kişiye ilmin, özellikle de insanı ahiret mutluluğuna taşıyacak olan dinî ilimlerin kazandırılmasıdır. Dinî ilimlerin kazanılmasında tam bir akıl ve keskin bir zekâyı gerekli gören Gazzâlî'nin bu yaklaşımı, onun eğitime dair duyuşsal hedeflerinin de içeriğini belirlemiştir. Duyuşsal hedeflerin doğrudan ahlâkla ve nefis terbiyesi ile ilgili olduğunu kabul eden Gazzâlî, aklın yetkin derecede kullanılabilmesini aklı gölgeleyen nefsin terbiye edilmesine bağlamaktadır. Nefsin terbiyesinde iki ana usûlü kabul eden Gazzâlî'ye göre bunlar “iyi huyların ve alışkanlıkların kazanılması” ve “kötü alışkanlıkların terk edilmesidir.” Eğitimde giriş ve gelişmeye önem veren Gazali, bu iki unsurla ilgi ucu açık tavsiyeleri olduğunu görmekteyiz ki yukarıda da değindiğimiz gibi yöntemlerini de açıklamaya ve maddelendirmeye çalışmıştır ama asıl olan bizi Allaha yakınlaştıran sonuçtur.

Hocalarımızın çıkardığı sonuçlara bakacak olursak Gazali, uç farklı öğrenme anlayışını benimsemiştir; ‘’anlatma ve gösterme’’, ‘’yaparak yaşayarak öğrenme’’ ve ‘’problem çözerek öğrenme’’ olarak görmekteyiz. Eğitimci öncelikle neyi anlatacaksa çok iyi bir şekilde öğrenip o şekilde açıklayıcı biçimde anlatması lazım. Anlattıkları ile uyguladıkları arasında çelişkiye asla yer vermemesi lazım. Öğrenilenleri alışkanlık haline getirilmesi için yaparak yaşayarak öğrenmenin olmazsa olmaz olduğunun üstünde durmaktadır. Yaparak yaşayarak öğrenmenin zihinde eksik bıraktığı boşlukları ise problem çözme yöntemleri ile giderilebileceğine değinmiştir.

Gazali’ye göre eğitimi engelleyen faktörlere değinecek olursak, iki temel faktör karşımıza çıkmaktadır; kişini kendisinden kaynaklanan ‘’kalıtımsal engeller’’, çevreden dolayı etkili olan ‘’çevresel engeller’’ olarak iki nedende toplayabiliriz. Gazzâlî kişinin nefsinden gelen gurur, kibir, dik başlılık, ukalalık ve benzeri olumsuz huyları kalıtsal özelliklerden kabul eder. Bu huylar eğitimi alan açısından öğrenmeyi olumsuz yönde etkilerler. Gazzâlî'ye göre bu huyların tedavisi Hz. Peygamber'in taklit edilmesiyledir. Buna göre eğitim verecek kişinin eğitimi alan kişiye bir rol model olarak Hz. Peygamber'i sıklıkla anlatması gerektiği sonucuna çıkmak mümkündür. Hayatının her aşamasına Hz Peygamberi işlemesi gerekmektedir. Eğitimde çevresel faktörler Gazzalî'ye göre kişinin içinde bulunduğu çevrede akıl olarak bir çatışmaya girmesidir. Eğitimle aldıklarının çevresinde bir karşılığının olmamsını kişiyi kendi içinde bir çıkmaza sokar. Burada eğitimi dizayn eden, eğitimi alan ve çevre üçgeninde sıkı bir bağlılık olmalıdır, bunlardan birinde oluşabilecek çatlaklar diğer ikisinin de olumsuz etkileyecektir. Bunun önüne geçmek içinde yapılması gerekenleri çok iyi bir şekilde analizini yapıp verdiğimiz uç öğenin birbirinin tamamlayıcısı olmasına dikkat edilmesidir.