Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in eğitimde sadeleştirilmeye gidilecek sözleriyle tüm eğitim kademeleri yeni müfredata geçiyor. Öğretmen, öğrenci ve velilerin merakla beklediği yeni müfredat sistemi 2024-2025 eğitim yılında başlayarak, teknolojik ve bilimsel gelişmelere ayak uydurmayı hedefliyor. Okullarda yeni müfredat okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak. Alanında birçok uzman ismin çalıştığı yeni müfredat sisteminde ezbere dayalı, öğrencinin dinleyici olduğu ders ortamının tamamen değişerek aktif ve pratik temellere dayalı ders kazanımlarının olması hedefleniyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Erişen ve AK Parti Konya Milletvekili ve Eğitim Bir-Sen eski Genel Başkan Yardımcısı Latif Selvi yeni müfredat sistemine ilişkin hedeflerin neler olabileceğini Haber7 Muhabiri Dilan Can’a anlattı.

YENİ MÜFREDATIN İSMİ TÜRKİYE BÜTÜNCÜL MODELİ

Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Erişen, Bakan Tekin’in açıklamalarının tam anlaşılamadığını bu sebeple ‘sadeleştirilme’ konusunun dikkat çektiğini ifade etti. Yavuz Erişen, yeni müfredat sisteminde 21. Yüzyıl becerilerine sahip nitelikli insana ihtiyaç olduğunu ve yeni eğitim sisteminin ihtiyaçtan ortaya çıkarak bu yönde yoğunlaşan bireyler yetiştirilmesine yönelik çalışıldığını aktardı. Erişen bu sisteme, “Türkiye Bütüncül Modeli’ denilerek, “Eğitim sistemine daha bütüncül bir bakış açısıyla okul öncesi eğitimden yükseköğretim kademesine kadar 12 yıllık süreç içerisinde bu zemin hayata geçirilmeye çalışılacak.” dedi.

TÜRKİYE BÜTÜNCÜL MODELİ NEDİR?

Türkiye Bütüncül Modeli nedir sorusunu yanıtlayan Yavuz Erişen, öğrencilerin ilgileri ve bilgileri yönünde bütün olarak yetiştirilme anlayışıyla aynı zamanda sistem içerisinde de bir bütünü sağlama amacının da olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Erişen, “Programlarımızı bir yıl içerisinde uyguladığımız yatay eksen olarak düşünelim. Bir yıl boyunca uyguladığımız derslerin de o nitelikleri gerçekleştirmek için birbirini desteklemesi sistemi denebilir. 12 yıllık sürecin içerisinde alınan bütün dersleri o becerileri gerçekleştirir şekilde uygulamayla yoğrularak yapılması bekleniyor.” şeklinde konuştu.

UYGULAMALI SİSTEME GEÇİLİYOR!

Mevcut müfredatta yapılan eksikliğin ‘ezbere’ dayalı bir sistemle öğrenciye bilgi aktarmak olduğunu ifade eden Yavuz Erişen, derslerde sadeleştirme denilirken aslında öğrenciye aktarılan gereksiz bilgilerden arındırılması olduğunu ifade etti. 12 yıllık zorunlu eğitim sürecinde öğrencilere sosyal hayatta kullanılabilecek bilgi verilmediğini söyleyen Eğitimci Erişen, yeni müfredat sistemi ile bu eksikliğin öğrencinin yetenekleri, bilgileri, ilgisi gibi unsurları dikkate alarak yeni dünyaya yetiştirmeye yönelik çalışılabileceğini söyledi. Tüm dersler arasında bir bağlantı kurularak hareket edileceğini ve bu yöntemle öğrenciye problem çözme becerisinin kazandırılması hedefleniyor.

ÖĞRENCİ AKTİF OLACAK

Aynı zamanda 2018 yılında adımı atılan ancak uygulamaya geçilmeyen durumlardan biri olan ‘okuryazarlık’ dersleri de dijitalleşen dünyada öğrencilere okul öncesi dönemden yükseköğretim dönemine kadar kademeli şekilde birçok farklı medya okuryazarlığı derslerinin aktarılması hedefleniyor. Bu dersler ile yeni nesilden başlayarak farklı kuşaklara sorgulayan, eleştiren, daha çok yeni dünya düzeni ile bağlantı kurabilen niteliklerin kazandırılması bekleniyor.

Bütüncül Eğitim Modeli’nde her öğrencinin ‘biricikliği’ anlayışının söz konusu olduğunu ifade eden Yavuz Erişen,  “Öğretmenler aktif. Öğrenciler dinleyici, not alıcı durumunda. Biz bu aldığı bilgiyi sınavlarda kullanan öğrenci istemiyoruz. Kullandıktan sonra da unutan öğrenci istemiyoruz. Günlük yaşam problemlerinde, matematiği, fiziği, müziği nasıl kullanacağını bilen bireyler istiyoruz.” dedi.

SINAVLARDA DEĞİŞİKLİK OLACAK MI?

Öğrencilerin ve velilerin en çok merak ettiği konulardan biri olan sınav sisteminde değişiklik olacak mı sorusunu beklentileri yönünde anlatan Eğitimci Prof. Dr. Yavuz Erişen,  “Alışılmış bir test sistemi var ve biz yıllardır test çözüyoruz. İlkokulda sınavları kaldırdık. Burada önemli olan sınava verilen anlam. Eğer sınava verdiğimiz anlam, öğrencide geliştirdiğimiz davranışı ölçme ve değerlendirme bunun ne ölçüde gerçekleştiğini ortaya koymak ise bu açıdan baktığımızda sınavların kaldırılması şansı hiçbir zaman mümkün değildir. Çünkü bu değerlendirmedir. Ama mesele burada insan olunca, insanın sadece bilgisini, becerisini, tutumlarını, duygularını, testlerle ölçmek mümkün değil. Bu açıdan ölçme değerlendirmede de bir bütünlük gelmesi bekleniyor. Uzmanlarda hakikaten çok ciddi çalışıyor, gecesini gündüzünü veren uzmanlar var. En azından benim tanıdığım. Ben de onlardan biraz bilgi almaya çalışıyorum.” şeklinde konuştu. Yeni eğitim sisteminde toplumsal değerlerde, öğrencilere okul ortamlarında kazandırılmasını sağlayabilecek anlayışla ele alınıyor.

Sibel Can'ın acı günü! Sibel Can'ın acı günü!

“MÜFREDAT YENİLENMEYE İHTİYAÇ DUYAN BİR TEMELDİR”

Yeni müfredat sistemine ilişkin konuşan AK Parti Konya Milletvekili ve Eğitim Bir-Sen eski Genel Başkan Yardımcısı Latif Selvi’de bu gelişmenin olumlu olduğunu çağı yakalayan nesillere ihtiyaç olduğunu ifade etti. Latif Selvi, “ Eğitimde önemli konulardan bir tanesi de müfredatın belirlenmesidir. Müfredat devamlı yenilenmeye ihtiyaç duyan bir temeldir. Çünkü pratikte uygulandıkça bazı yenileşmelere ihtiyaç duyulur. Hepimizin amacı çocuklarımızın çağ nüfusuyla rekabet edecek en iyi eğitimi alabilmesini temin etmek. Bu anlamda da bu çalışmalar kıymetli.” dedi.

KAYNAK: HABER7

Kaynak: HABER 7.COM