HÜDA PAR Van’daki seçim çalışmalarını sahada sürdürürken, HÜDA PAR Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Mehdi Oğuz, akademisyen ve gazeteci Ömer Aytaç Aykaç’ın sunduğu ‘Seçim 2024’ programına konuk oldu. Programda Aykaç’ın sorularını yanıtlayan Oğuz, Van’ın enlerin şehri olduğu halde geri kaldığını dile getirerek, kazandıkları taktirde Van’ı adalet, emanet, ehliyet ve liyakat, istişare ilkeleriyle yöneteceklerini söyledi. Van’da lobi eksikliğinin de olduğunu belirten Oğuz, “Van’ı seven herkesi elini taşın altına koymaya davet edeceğiz ve Van’ı birlikte yöneteceğiz” dedi.
Kentte Ak Parti ve Dem Parti’nin iki kutuplu siyaseti arasında yeni bir alan açma arayışında olan partilerin yoğun çalışması sürüyor. Kentte muhalefete yeni alan açmaya çalışan partilerden biri olan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) kent odaklı bir siyaset yürütmeye devam ederken Büyükşehir ve 13 ilçedeki öne çıkan adaylarla da yerel seçimde temsiliyet arıyor. Kentin geleceği için dikkat projeleri olan HÜDA-PAR’ın Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Mehmet Mehdi Oğuz, Şehrivan TV’de Seçim 2024’ün konuğu oldu. Genel ve yerel siyaset ile birlikte projelerini de konuşan Oğuz, HÜDA PAR olarak hem genelde hem kentte yeni bir yol açmaya çalıştıklarını ifade ederek, kazanmaları halinde ortaya koyacakları yeni yönetim modelinden de söz etti.
OĞUZ: GEÇEN SEÇİMDE ÜLKE HÜDA PAR’LA YATIP HÜDA PAR İLE KALKTI
HÜDA PAR’ın kısa bir zaman içerisinde ülke gündemine ciddi etki yaptığını dile getiren Oğuz, “Yeni partiler için zaman çok önemli. Şu an rakibimiz olan partilerin kimisi 100 yıllık, kimisi 70 yıllık. 50 yıllıktan aşağı neredeyse parti yok. Bir partinin halk tarafından kabul görmesi için zamana ihtiyaç var. HÜDA PAR 12 yıllık bir parti. Ben partinin kuruluş sürecinden bugünleri hayal edemezdim. HÜDA PAR çok kısa bir sürede ülke siyasetine çok ciddi etki yaptı. Geçen seçimde ülke adeta HÜDA PAR’la yatıp HÜDA PAR ile kalktı. Bu kısa zaman içerisinde HÜDA PAR’ın tanınırlığı da arttı. HÜDA PAR’ın misyonu, siyasete bakış açışı, siyasete getirdiği yeni tanım ciddi bir ilgi uyandırdı. Bunun temelinde de şu var; biz siyasete başlarken siyaset milletin faydasına olmalıdır dedik. Siyaset birilerinin şahsi menfaati için değildir. Siyasete talip olanlar millete hizmet etmelidir. Her partinin millete hizmet edebileceği alanlar vardır” diye aktardı.
OĞUZ: DOĞRU KİMDEN GELİRSE GELSİN BİZ BUNA DESTEK VERECEĞİZ, YANLIŞI DA KİM YAPARSA YAPSIN SÖYLEYECEĞİZ
Doğruya destek verip yanlışı da doğrusuyla söyleyeceklerini belirten Oğuz, “Muhalefet bir denetim mekanizmasıdır. Türkiye’de maalesef yerleşik siyaset, iktidarda olan parti ne kadar iyi, güzel bir şey yaparsa yapsın muhalefetin tek bildiği onu eleştirmek, kötülemektir. Halbuki bu son derece yanlış bir şeydir. Muhalefet iktidarın doğru yaptıklarına destek verip, yanlış yaptıklarını millete gösterirse millette muhalefetin yanlışı da doğruyu da gördüğü kanısı oluşur. Günümüzdeki iktidar anlayışı iktidar ne doğru yaparsa yapsın sürekli yanlış dediği için bu yalancı çoban meselesine dönmüş. Biz başlarken yeni bir muhalefet anlayışı geliştirdik. ‘Doğru kimden gelirse gelsin biz buna destek vereceğiz, yanlışı da kim yaparsa yapsın söyleyeceğiz’ dedik. ‘Yanlışın yanı sıra doğruyu da söyleyeceğiz’ dedik. Bizim doğru bulduğumuz şeyi iktidar yapacaksa biz yapmış gibi kabul ediyoruz. Biz doğruyu kim yaparsa yapsın ona destek vereceğiz, yanlışı yapan bizim kendi partimiz de olsa ona yanlışı söyleyeceğiz ve doğru olanın ne olduğunu da belirteceğiz” ifadelerini kullandı.
“HÜDA PAR SİYASETE YENİ BİR DİL GETİRDİ”
Oğuz, partilerinin siyasete yeni bir dil getirdiğini aktararak şunları söyledi: “Halkın menfaatini kendi menfaatimizin üstünde tutuyoruz. Ülkeyi ilgilendiren sorunlar olduğu zaman doğru neyse ona tavır alıyoruz. Bizim bu duruşumuz toplumda özlenen, beklenen bir duruştu. Böyle olunca da insanlar bizi taktir etti. Çözüm sürecinde sürekli vurguladığımız hususlar ortaya çıktı, FETÖ için zamanında çok önemli uyarılar yapmıştık. HÜDA PAR’ın siyasette ağırlığı, itibarı var. Bunu yaparken de kimseye hakaret etmedi, iftira atmadı. Siyasete yeni bir dil getirdi. HÜDA PAR’a ciddi bir teveccüh oluştu. Halkımızla bir araya geliyoruz. Bir iş insanını ziyaret ettik. Bana 4 milletvekilimi de takip ettiğini, milletvekillerimizin çok güzel hizmet yaptığını ve 40 tane olduklarında ne yapacaklarını merak ettiğini söyledi. Milletvekillerimizin sahaya inmesi bizim işimizi kolaylaştırdı. Çok ciddi bir taktir topladılar.”
“VAN’DA YEREL BELEDİYECİLİK KONUSUNDA HALKTA CİDDİ BİR KIRGINLIK VAR”
Van’da yerel belediyecilik konusunda halkta kırgınlık olduğunu vurgulayan Oğuz, “Yerel siyaset noktasında, belediyecilik hizmeti noktasında toplumda artık bir şikâyet ve memnuniyetsizlik var. Özellikle Van’ın hak ettiği konumda olmadığı, sahipsizliği ile ilgili ciddi bir şikâyet var. Van’ın iyi yönetilmediği, Van’a gereken hizmetin sunulmadığı noktasında, yerel belediyecilik noktasında halkta ciddi bir kırgınlık var. Yeni bir arayış söz konusu. Biz de istiyoruz ki yeni bir yol açılsın, yeni bir seçenek oluşsun. Rekabet ortamı oluşursa diğer partiler için de iyi olur. Bu da topluma iyi şekilde yansır” dedi.
“MİLLETİMİZİN HUZURUNU 3-5 OYA DEĞİŞTİRMEYİZ”
Milletin huzurunu 3-5 oya değişmeyeceklerini belirten Oğuz, “Biz yıllardır sistemin baskıcılığından, farklılıkları tanımamasından dert yanıyoruz ama bir taraftan da çok baskıcı, tek tipçi bir dayatma içerisine giriyoruz. Bu da büyük bir samimiyetsizliği ortaya koyuyor. Bu da acaba toplumumuz HÜDA PAR’ı tanıdıkça farklı alternatiflere yönelir mi diye birilerine bir kaygı mı oluşturuyor? Mukadderat neyse gerçekleşecek. Korkunun da ecele faydası yok. Her parti selamet, huzur içerisinde, birbirini ötekileştirmeden, düşmanlaştırmadan siyaset sahnesinde eteğindeki taşları ortaya atsın. Biz milletimizin huzurunu 3-5 oya değiştirmeyiz. Milletimizin huzurunu her şeyin üstünde tutuyoruz. İnanıyoruz ki halkımız bizi tanıdıkça onların da bize bakış açısı değişecek. Biz kendi davamıza, parti programımıza, halkımıza güveniyoruz. O yüzden hiçbir şeyden de endişe etmiyoruz” diye konuştu.
OĞUZ: VAN ENLERİN ŞEHRİDİR
Oğuz, Van’ın enlerin şehri olduğunu vurgulayarak, “Van çok kıymetli bir şehir. Şehrimizin potansiyelini bilirsek neyi kaçırdığımızı, neyi ihmal ettiğimizi daha iyi biliriz. Van enlerin şehridir. Van’daki enleri ortaya koysanız, İstanbul’u bir tarafa bırakın başka bir şehirde bu kadar enin olduğunu bilmiyorum. Van’da Türkiye’nin en büyük gölü var. Van Gölü Havzası Türkiye’nin en büyük havzası. Van Kedisi dünyanın en güzel kedisi. İskele Caddesi dünyanın en uzun 2’nci, Türkiye’nin en uzun caddesi. Türkiye’de en fazla güneş gören şehrimizdir. En çok küçükbaş hayvancılığın yapıldığı şehir Van’dır”
“TÜRKİYE’DE BU KADAR ENLERE SAHİP BİR ŞEHRİN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
“İran’a en çok sınırı olan şehir Van’dır. En güzel kahvaltıya sahip olan şehir Van’dır. İnci Kefali dünyada bir tek Van’da var. Somon balığından sonra göç yapan tek balık. Van en genç nüfusa sahip il. Çok önemli değerlerimiz var. 100 milyon nüfusluk bir ülke var yanımızda ama maalesef yıllardır söylemlerde kalıyor. İskele caddesi dünyanın en uzun caddesi. Başka bir şehirde olsaydı şu an marka şehir olurdu. Van Gölü, NASA tarafından yapılan fotoğraf yarışmasında 1’inci oldu. İstanbul’dan sonra Türkiye’de bu kadar enlere sahip bir şehrin olduğunu düşünmüyorum” dedi.
“VAN’IN BU HALDE OLMASININ TEMEL NEDENLERİNDEN BİRİSİ VAN’IN İYİ YÖNETİLMEMİŞ OLMASI VE SAHİPSİZLİĞİDİR”
Van’ın onlarca sorununun olduğunu ve bunun temel nedenlerinden birisinin iyi yönetilmemesi olduğunu aktaran Oğuz, “Van’ın bu kadar güzelliği, tarihi, potansiyeli olmasına rağmen onlarca sorunu var. Bunun birden fazla nedeni var. Herkes Van’ın bu halinden şikâyetçi. Van hak ettiği konumda değil. Bunun faturasını da önce merkezi yönetime keseceğiz, sonra da belediyelerin eksikliğine yoracağız. Van daha iyi olmalıydı. Van’ın bu halde olmasının temel nedenlerinden birisi Van’ın iyi yönetilmemiş olması ve sahipsizliğidir. Van’a değer verecek bir mekanizma yok. Bir kere de bir proje Doğu’da başlasın. Merkezi yönetim şu çılgın projelerinden birini de Doğu’ya yapsın. Hemşehrilerimiz Batı’ya da göç etmez. Doğu illeri ihmal edilmiş. Doğu’ya pozitif bir ayrımcılığın yapılması lazım. Merkezi yönetimin ihmalleri var. Belediye başkanlarının değişmesi Van’ın sorunlarını bitirmiyor” diye konuştu.
HÜDA PAR BELEDİYECİLİK İÇİN YENİ BİR MODEL ÖNERİYOR
En önemli projenin kazanın dibindeki deliği kapatmak olduğunu belirten Oğuz, “Burada belediye başkanlarının sadece bu özelliklere sahip olması da yetmiyor. Adil, emin olsa da mensubu olduğu il teşkilatı, belediye meclis üyeleri, ilçe teşkilatları ve genel merkez aynı vasıfta değilse asla bir arada yürümüyor. İkisinin de bu vasıfta olması lazım. Parti ve aday bu kalitede olacak. Bu sistemin değişmesi lazım. Her seçim döneminde belediye başkan adayları projelerden bahsediyor. Vaat edilen projelerin kaçta kaçı hayata geçti diye vatandaşa sorduğumuzda hepsinin billboardlarda, kağıt üzerinde kaldığını gördük. En önemlisi emin bir belediye başkanı seçmek. Proje en kolayı. En önemli proje kazanın dibindeki deliği kapatmak. Her gelen o deliği kapatmak yerine yeni bir delik açarsa asla kazan dolmayacak. Ehliyet ve liyakat da son derece önemli. İşi ehline vermek önemli. İş bilenin elinde olmadığı sürece işler hak ettiği noktaya ulaşamıyor. Bizim kadrolarımız yakasında sadece HÜDA PAR rozeti olanlar değil. Bizim kadrolarımızda bu memlekete hizmet etme aşkı olan, dürüst olan, işi bilen, kalbinde Allah korkusu olan herkes bizim kadrolarımızda yer alacak” diye aktardı.
“VAN’I SEVEN HERKESİ ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA DAVET EDECEĞİZ VE VAN’I BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ”
Van’da birlik olmadığını vurgulayan Oğuz, “Van sahipsizdir, Van’ın bir lobiye ihtiyacı var. Hiçbir belediye başkanı Van’ı tek başına kendi aklın becerisi ile yönetecek güçte değil. Bu bir ekip ve kadro işidir. Bizim temel sorunumuz, Van’ın temel sorunları aşamamasının nedeni Van’da bir birlik ve beraberliğin olmamasından kaynaklıdır. Her yerde 18. Madde ve Çevre Yolundan söz ediliyor. Van’da Çevre Yolu yıllardır yapılmadı. Bunun dışında ardında on binlerce mağdur bıraktı. Biz HÜDA PAR olarak bunun için çok çabaladık ama bu tek bir parti ile olacak iş değil. Biz Vanlılar olarak bu konuda bir araya gelemedik. Van’da birlikte hareket etme kabiliyeti yok. Van üvey evlat mı? Van yetim mi? Urfa’da da yapılmak istendi ama Urfalılar izin vermediler. Bir millet birlik olursa karşısında reisicumhur ile geri adım atmak zorunda kalır. Biz bir araya gelip şehrimize sahip çıkamadık. 8 milletvekilimiz var ama kendinden beklenileni yapamadılar. Van’ı seven herkesi elini taşın altına koymaya davet edeceğiz ve Van’ı birlikte yöneteceğiz. Van’ın lobisi açısından Van’a sahip çıkacağız” dedi.
OĞUZ, VAN İÇİN ÖNEMLİ PROJELERİNİ DE AÇIKLADI
Önemli projelerinden de söz eden Oğuz, Bizim hafif raylı sistem dediğimiz trambüs projemiz var. Çalışanlar bazı arkadaşlarla da konuştuk. Onlar da bu projenin rahatlıkla hayata geçirileceğini, fizibilite konusunda üniversitede bazı çalışmaların yapıldığını söylediler. Van’ın en önemli sorunu trafik ve ulaşımdır. Van’da zamanında imar projeleri yapılsaydı biz bu kadar sıkıntıyı yaşamamış olurduk. Van’da 5 temel cadde var. Bu caddeler çok dar caddeler. Bu da ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Van bir yere sıkıştı. İstanbul trafiğini aratmayan bir görüntü ile karşılaşıyoruz. Edremit’ten üniversiteye ulaşacak bir bağlantı oluşturup konforlu, daha rahat bir ulaşım imkânı sağlamak. Beşyol’a Taksim meydanı projesi. Beşyol’da trafik sorunu var. Trafiğin en çok sıkıştığı nokta. Van’a bir meydan da lazım. Hem trafik sorunu rahatlar hem de Van’a simgesel bir meydan kazandırmış oluruz. Çok katlı otopark projemiz var” diye konuştu.
“VAN’IN YENİ BİR YOLA İHTİYACI VAR”
Programın sonunda bir kez daha kentin yönetimi ile ilgili konuşan Oğuz, Van’da bir zihniyet değişimine ve yeni yol oluşturulması gerektiğine değindi. İşi ehline vermek, liyakatli isimlerle çalışma odaklı yöneticilere ihtiyaç olduğunu söyleyen Oğuz, “Van sahipsizdir. Bu kente sahip çıkmak lazım. Aynı zamanda kentin bir lobiye ihtiyacı var. Diğer kentler bu lobi ile bir şeyler edinebiliyor ama biz edinemiyoruz. Mesela 18. Madde uygulaması hususunda bir tek Van Çevre yolu kamulaştırma ile yapılmadı. Bizde uygulamaya çalıştıkları modeli Şanlıurfa’da yapacaklardı kent ayaklandı, vazgeçildi. Van bu kadar mı sahipsiz? Her yerde kamulaştırma, kolaylık varken Van üvey evlat mı? Van’da neden bu sahiplenme yok? İşte bunların olması için bizim en başta bu kentte ortaklaşmayı başarabilen ve birlikte yönetimi önceleyen bir model oluşturmamız gerekiyor. İşte bu yüzden biz diyoruz ki Van’ın yeni bir yola ve yeni bir modele ihtiyacı var.”