Lütfen sevgiyi esirgemeyin

Abone Ol

Yıllar önce, University of Chicago Medical School'da, "en çok sevilen profesör" seçilme şansına sahip olmuştum. Bu, biz profesörlerin alabileceği en büyük onurlardan biriydi; hepimiz öğrencilerimizin bizi takdir etmesini isterdik. Kazandığımın ilan edildiği gün, herkes bana, genelde yaptıkları gibi, iyi davranıyordu. Ama hiç kimse bana ödül konusunda bir şey söylememişti. O günün sonuna doğru, ofisime bir çocuk psikiyatrı olan bir iş arkadaşımdan harika bir çiçek gelmişti. Kartta şöyle yazılıydı, "Deli gibi kıskanıyorum, her neyse kutlarım." O anda, bu adama güvenebileceğimi anlamıştım; çünkü o gerçek kendini göstermişti.

Pek çoğumuz koşulsuz sevgiyi isteriz. Maalesef yaşamımızda karşılaştığımız sevginin çoğu büyük oranda koşulludur. Başkaları için yaptıklarımızdan dolayı seviliriz. Ama esas olan sevgi; koşulsuz-karşılıksız sevgidir. Bazen bu sevgiyi yakaladığımızı zannederiz. Ama bu sevginin kaynağı kuruyunca yani karşı tarafın sizden beklentisi bitince bu sevginin buhar olup uçtuğunu görüp üzülürüz.

İnsanları sevmek nedense bize zor gelir, başkalarını sevmemek için özürler arar gibiyiz. Halbuki önyargısız ve çıkarsız bakabilmeyi becerebilirsek kusurlu olduğumuz gibi kusurları olan insanlara sevgi besleyebiliriz.   

Pek çoğumuz sevgiyi hiç yaşamamışızdır. Yaşadığımız şey karşılıklardır. Terbiyeli olursak, iyi notlar alırsak ya da sık sık yeterince ellerimizi yıkarsak çocuklar gibi "sevilmiş" olacağımızı öğreniriz. Çocuğumuzu sevdiğimizi zannederiz ama çocuk bilinç dışı bunun koşullu sevgi olduğunun farkındadır. Sevginizi sürdürebilmemiz için hep verici olması gerektiğini bilir ve çoğu zaman da farkında olmadan rol yapar. Ne olur kendimizi gözden geçirdikten sonra eğer çocuğumuzu koşullu sevdiğimizi görürsek bunu düzeltmeye çalışalım.

“Daha çok sevgi verdikçe, hissettiğim sevgi de o kadar çok oldu. Hissettiğim sevgi çoğaldıkça da kendimi sevmem bir o kadar kolaylaştı. Arkadaşlarıma hiç olmadığım kadar yakınlaşmıştım, yeni, harika insanlarla tanıştım. Daha mutlu bir insan olmuştum, tanışmak isteyebileceğiniz biri. Artık o umutsuz, sürekli arayan kişi değildim. Sevgiyi her gün tattım."

Karşı tarafa verdiğiniz-gösterdiğiniz sevgi aslında kendinize gösterdiğiniz sevgidir. Şöyle bir düşünün; gülümseyen veya gülen bir kişi gördüğünüzde ne hissedersiniz? Çoğumuz böyle bir manzara karşısında gülmesek bile en azından yüzümüzdeki gergin kaslar gevşer. Yaşadığım süre zarfında şu soruya çok muhatap olmuşumdur: “Sizi bir yerden tanıyorum ama nereden, hatırlamıyorum?” Aslında hiç tanımıyor ve hiç karşılaşmamışızdır. Bu soruyu sorduran neden sizin ona gösterdiğiniz ilgi ve sevgidir. Siz bu kişiye gülümseyerek karşıladığınızda, kendisini değerli hissetmesini sağladığınızda şöyle düşünür; bu arkadaş beni bir yerden tanıyor ki bana samimi davranıyor. Ancak ben çıkaramadım, acaba nereden tanıyorum? Siz de böyle bir soruya muhatap olmak istemez misiniz? Şu halde ne duruyorsunuz?

Sevgi gören kişi mutlu olur; mutlu olan kişi etrafına neşe ve mutluluk saçar. Tam aksi hor görülen kişi mutsuz olur; etrafa mutsuzluk dağıtır. Daha da önemlisi bu kişi evine gittiği zaman aynı durumu eş ve çocuklarına da yansıtır. Çünkü kişi kötü bir gün geçirmişse, itibarsızlaştırılmışsa, değersizleştirilmişse gülümsemesi ve etrafa sevgi dağıtması mümkün değildir. Buna özellikle yetki sahibi kişilerin çok dikkat etmesi lazım. İnsanların olumsuz davranışlarınızda size tepki göstermemesine aldanıp onun vurdum duymaz olduğunu veya makine gibi ruhsuz olduğunu zannetmeyin, o an güç sizde olduğu için Arapça tabir ile “Jileti enine yutar ama tepki göstermez.” daha doğrusu belki ekmeğinden çekindiği için ses çıkarmaz. Ama olayı içine atarak tıpkı jileti enine yutar gibi bir durum oluşur. Unutmayın ki bu kişiye gösterdiğiniz yıkıcı olumsuz tepkiden dolayı kişinin etrafına verdiği zararları, masum eş ve çocuklarının üzüntüsü size yüce Yaratan tarafından mutlaka iade edilecektir. 

Bir gez gönül yıktın ise, kıldığın namaz değil,

Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil.

(Kırdığımız bir gönlün vebalini, bedelini birçok insan bir araya gelse de ödeyemeyeceği, kıldığımız namazların bize fayda vermeyeceği anlamında)

Rabbim bizleri bu davranışlardan gafil olup bir masumun gözyaşına sebep olup vebal almaktan korusun, Amin…