“Kürtten olmaz evliya, olsada koyma avluya“‏

Abone Ol

Rahmetli Özal'ın besteleyip de söylemeye ömrünün vefa etmediği kardeşlik türküsünü, Recep Tayyip Erdoğan'ın yorumundan dinleyen ve canı gönülden paylaşanlardanım.

 

Gezi parkı olayları sahnelendiğinde,  perdesini bu oyuna açmayan 4 ilden biri olan Van'la övünenlerdenim.

 

Ülkesini seven, vatanına bağlı, Kürtçe ve Türkçeyi beraberce konuşmaktan, yazmaktan gocunmayan, bundan mutluluk ve umut devşirenlerdenim…

 

Feqiyê Teyran'ın her öğretisine hayran olanlardanım. Vahdet-i vücut düşüncesi etkisindeki bu zata, insan ve tabiat aşığı bu mutasavvufa, dere kenarında durup  "Ey av u av" diyerek su ile söyleşen, her biri  bir şaheser niteliğinde şiirler yazan bu büyük şaire saygı besleyenlerdenim...

 

Yöremin havasına, suyuna, toprağına nüfuz etmiş Feqiyê Teyran'dan rahatsızlık duyduğu söylenen yöneticilerden ve onların değerlerime dil uzatmasından Kürt olduğundan dolayı bu şair, mutasavvıf ve alim zattan rahatsızlık duyulmasından, adına her yıl yapılmakta olan festivali kaldırma girişiminde bulunduğu idda edilen yöneticilerin varlığından -şayet söylenenler gerçekse- esef duyanlardanım.

 

Vatanımda ”maç seyreder gibi siyaset seyretmemize” yol açan yöneticilerin üsluplarını tartışmaktan bile haya duyarken,  onların örnek alındığını bilmekten üzüntü duyanlardanım...

 

Yardımcılarına küfür edebilen, onları olmayacak şeylerle itham eden!..

 

Daha üç ayı bile dolmamışken; birikimleri ve başarılarıyla her kesin gönlünü kazanmış, çoluk çocuk sahibi beş değerli yöneticinin onurunu hiçe sayarak, onların terki diyar olmalarına neden olanın, yol açtığı hezeyanları 8.9 yaşayanlardanım.

 

Seçilmişleri, milletin vekilleri olan insanları küfürlerine dolayarak, ”milletvekillerine yalaklanmayın”  türünde ifadeler kullandığı söylenen kişilerin, yönetici konumunda oturmalarından hicab duyanlardanım.

 

“Ya benim prensiplerime uyarsınız, ya da çeker gidersiniz” sözünde kendini ortaya koyabilenlerin, narsistliklerinde ve statükocu tutumlarında, Diyarbakır cezaevinde yaşanmış feryatları ve işkenceleri hatırlayanlardanım…

 

Tüm ilgililerine, artık anılarda kalan önceki valiyi yad ederek derim ki:

 

Van'a gelişi üzerinden üç ay geçmeden,

 

Halkı ile arasındaki demir parmaklıkları kaldıran...

 

Makamına gelen insanlara VİP bekleme salonu yaptırarak onlara değerli konuk muamelesi yapmakla işe başlayan…

 

Tevazu ve iyiliğin kendinde ifade bulduğu...

 

Gönül alarak, onur kırmayarak iş gören Vali Münir Karaoğlu'nu özleyenlerdenim.

 

Ölümün herkes için var olduğu; “İnsanların yalnız yaptıkları ile anıldığı” bu dünyada, herkesin yaptığının tartılacağını öğrenenlerdenim...

 

Kardeşçe yaşanılacak güneşli günlerde,

 

Her rengin, her sesin, her doğrunun boy göstereceği,

 

İleriye koşmak isteyen adımların geriye çekilmediği,

 

İnsan onurunun üstün tutulduğu,

 

Edebiyatı, kültürü, seviyeyi bilen, anlayan, anlatan, liyakatli yöneticilerin çoğunluk olduğu bir memlekette çocuklarımı yetiştirmeyi ümid edenlerdenim...

Saygı ve liyakatin, her mekânda anlam bulması dileği ile...