13 yıl önce meydana gelen iki büyük depremle sarsılan ve depremlerin yüzünü sık sık gösterdiği Van’da bu anlamda çeşitli program ve etkinlikler düzenleniyor. Bu kapsamda, Van Büyükşehir Belediyesi ile İnşaat Mühendisleri Odası Van Şubesi işbirliğinde “Van'da Depremsellik Gerçeği ve Mevcut Yapıların Değerlendirmesi” konulu bir seminer düzenlendi. Van Barosu’nda düzenlenen seminerde konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer coğrafyanın kader olduğunu ama depremde ölmenin kader olmadığını belirtti.

ESKİ BAŞKAN SOYER VAN’DA KONUŞTU: COĞRAFYA KADER AMA DEPREMDE ÖLMEK KADER DEĞİL

Seminerde konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, depremde ölmenin kader olmadığını belirterek, “İzmir de Van gibi fay hatları üzerinde olan bir kent ve bu fay hatları üzerinde olmak hiç beklenmedik bir anda büyük yıkımların yaşanmasına sebep olabiliyor. Biz de 2019'da göreve gelir gelmez bu bilinçle öncelikle iki yeni daire başkanlığı kurmuştuk. Bir tanesi toplum sağlığı daire başkanlığı, bir tanesi de iklim değişikliği ve deprem daire başkanlığı. Çünkü biliyorduk ki bir gün bununla karşılaşacağız ve karşılaştığımız zaman belediyenin kurumsal kimliğini buna hazırlamak görevimiz olacak. O nedenle bu iki daire başkanlığını iyi ki kurduk dedik. Bu iki daire başkanlığı ile çok hızlı müdahalede bulunabildik. Biliyoruz ki coğrafya bir kaderdir ama depremde ölmek kader değildir. Bunun mutlaka çözümüne dair yapılacaklar vardır” diye konuştu.

“TÜRKİYE'DE ÖRNEK BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM MODELİNİ YARATMAYA GAYRET ETTİK”

Soyer, başkan olduğu dönemde depremle ilgili yaptıkları çalışmalardan söz ederek şunları söyledi: “Bunlarla ilgili bizim 3 başlıkta yürüttüğümüz çalışma vardı. Bir tanesi deprem öncesi depreme hazırlık çalışması, bir tanesi ilk bir haftalık içinde olması gerekenler, bir de şehrin geleceğe hazırlanması ile ilgili yapılması gerekenler. Öncelikle kentsel dönüşüm modelinden söz etmek istiyorum. Kentsel dönüşüm depreme hazırlık çalışmamızın en önemli başlıklarından biriydi. Kentsel dönüşümü mekânsal adalet olarak tanımladık ve Türkiye'de örnek bir kentsel dönüşüm modelini yaratmaya gayret ettik. Mevzuattaki pek çok eksikliğe rağmen İzmir'in 6 bölgesinde çalışmalarımızı sürdürdük. 10 üniversiteden 84 akademisyenle başlattığımız çalışma 36 aylık bir çalışmaydı. İzmir'in yeraltı fotoğrafını çektik. Aktif ve pasif yer hatlarının güncel bilgisine ulaştık. Zemin hareketliliği çalışması yaptık. Tsunamide su nerde ne kadar yükselir, yükseldiğinde ne tür tedbirler alınabilir bunun bütün çalışmalarını tamamladık.”

“İZMİR’DE BİNALARIN KİMLİK BELGELERİNİ ÇIKARTTIK”

VASKİ'den yeni içme suyu hattı çekildi! VASKİ'den yeni içme suyu hattı çekildi!

Binaların kimlik belgelerini çıkardıkları belirten Soyer, “Bunlarla uyumlu olarak yeni yerleşim alanlarının tasarlanması ve bunlara uygun olarak yeni bir kent planlanması yapılması zorunluluğu var. Bütün bu çalışmaların dışında İnşaat Mühendisleri Odası ile beraber bir bina kimlik belgesi çıkartma çalışmasını başlattık. Bu çalışma öncelikle depremin en yoğun yaşandığı Bayraklı bölgesinde 33 binanın taranmasıyla başlatıldı. İkinci etap Bornova'da 60 bin binanın kimlik belgesinin çıkarılması ile devam etti. Bizim dönemimiz bittikten sonra yeni dönemde de Konak'ta, Karşıyaka'da bu çalışmalar devam edecek. Nedir bina kimlik belgesi? Yaptığımız çalışma bir yandan genç ve işsiz inşaat mühendislerine istihdam olanağı sağladı, bir yandan da bu şehirde bulunan binaların ne zaman yapıldığı, mimarının kim olduğu, tadilat görüp görmediği, depreme dayanıklı olup olmadığı bilgisine erişebilir hale gelmiş oldular” şeklinde konuştu.

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-VEYSEL İZGİ