İzin verilmemiş mutluluk

Ercüment Züngür yazdı: İzin verilmemiş mutluluk

Abone Ol

Yan odadan sesler geliyor, belli ki evin küçük bireyi bir şeyler yapmakla meşgul. Anne-baba başlarda bu duruma kayıtsız bir tavır sergilemekteler fakat aynı durumun başka günlerde de devam etmesi sebebiyle, sesin geldiği bir vakitte anne-baba çocuklarını kontrol etmeye giderler. Anne-babanın karşılaştıkları durum, onları kızdırmaktan ziyade hayretle olaya bakmalarına sebep olmuştur. Çocuk, dışarıdan topladığı tahta parçaları ve bahçıvanın odasından altığı çekiç ve çivilerle bir şey yapmaya çalışmaktadır.  Anne- babasını karşısında gören çocuk, başlarda alacağı tepkilerden korkup sinmektedir fakat anne-babasının tepki vermeden olaya baktığını görünce başlar yapmaya çalıştığı şeyi anlatmaya: ‘’ Ben, kendime bir araba yapacağım. Arkadaşlarımda hep parayla aldıkları arabaları var ama ben kendi arabamı tahtalardan yapmaya karar verdim. Yaparken de biraz gürültü yaptım, sizleri üzdüysem çok özür dilerim.’’ Şeklinde savunma yapar. Şaşkınlığını üzerinden atan baba çocuğun konuşmasına karşılık; ‘’ Bu kadar zahmete katlanmana değer mi oğlum? Senin zaten arabaların var hatta beğenmediysen ya da başka bir oyuncak araba istiyorsan söyle sana gidip onu alayım. Sen burada bu işe bu kadar vakit ayırırsan derslerine nasıl vakit ayıracaksın?’’ Şeklin de bir karşılık verir. Anne ise; ‘’ Dışarıdan topladığın bu kadar pis malzemeyi odana getirip odanı batırmışsın. Bu malzemelerin üzerinde bulunan pas ve kirler senin hastalanmana da sebep olabilir. Bunların yanında senin okuluna tonca para verdik ama sen derslerine yoğunlaşacağına saatlerce bu saçma işle uğraşıyorsun.’’ Anne- babasının bu çıkışına karşı çocuk iyice sinerek ve yapacağı her ricanın karşılık bulamayacağı anlayarak odada ki malzemeleri alıp çöp kutusuna atar.

Vakit geçtikçe anne-baba çocuklarını bu boş diye düşündükleri uğraştan kurtardıklarına sevineduruyorlar hatta baba çocuğa oyuncak arabalarından daha kaliteli bir oyuncak araba da alır. Fakat anne-baba bu şekilde düşünüp hareket ederken çocuk çöpe attığı malzemelerini çıkarıp arabasını yapmaya devam eder ve sonuçta ortaya gayet kaliteli bir, tahtadan araba çıkarır. Çocuk, yaptığı arabayı büyük bir mutlulukla anne-babasına götürüp gösterir fakat beklediği olumlu tepkinin aksine babasından sağlam bir fırça yer hatta baba sinirle kalkıp çocuğun yaptığı tahtadan arabayı parçalayıp uygun bir yerde yakar. Bununla yetinmeyen baba, çocuğunun yüzüne, yaptığı harcamaları, okulu için verdiği parayı ve sunduğu lüks hayatı kusar. Çocuk, kendisine karşı yapılan bu acımasızca hareketlerden sonra hayatının önemli bir kısmını anne-babasının kendisine harcadığı paraya layık olmaya çalışarak geçirir. Sosyal hayatta kaybolmaya yüz tutmuş, kendi beklentileri ve hayallerinden ziyade anne-babasının sunduğu şımarık hayatı kendine biçmeye çalışan bir çocuk haline gelir.

Peki, bunun devamında çocuğun hayatı nasıl olacak? Muhtemelen hepiniz yaşanılan durumlar ve yaşanılacak durumlar hakkında birçok fikir üretmişsinizdir. Burada çocuğun ileriki hayatında olabilecek birkaç senaryoyu rahatlıkla çizebiliriz. İyi ihtimal, ailesinden gelen zenginliğin yarattığı yapay dünyada,  hayattan tamamen izole edilmiş bu çocuk, içine kapanık ve kendi dünyasında bir hayat sürecektir. Bunun yanında sahip olduğu bu zenginlikle gününü gün edip hayatını sürecektir ve ya hayalinde olmasa da ailesinin kendisine biçtiği iyi bir meslek sahibi olup hayatını sürdürecektir. Ama saydığımız bu iyi ihtimaller kötü ihtimallerin yanında çok düşük bir orana sahip olduğunu yaşanmışlıklar bize göstermiştir.

Kötü ihtimal olarak bu çocuk, zenginliğin ve şımarıklığın verdiği doz ile kötü alışkanlıklara bulaşabilir. Kötü arkadaş, kötü ortam, kötüyü cazip görme ve kötü olana karşı hep davetkar olma durumlarında olabilir. Yokluğun ne olduğu bilmeyen, insani duygulardan mahrum kalan ve canlıya saygıyı bir oyundan ibaret gören bir hayat sürebilir. Bu şekilde yetişen çocuk bazen kendi dışındaki insanlara da zarar verebilir, örneğin; zenginliğin verdiği özgüvenle kızları her daim tuzağına çekebilir hatta yetmiyormuş gibi kızların canına kastedip parçalara bölüp bir çöp poşeti ile çöp tenekesine atabilir!?. Ya da ailesinin, hadi çocuğumuz belli bir yaşa gelmiş bu yaş on sekiz olmayabilir deyip çocuğuna arabayı verebilir ve çocuk araba ile yol kenarında bulunan kişilere çarpıp başka çocukları yetim-öksüz bırakabilir. Aile ise çocuklarının içersine düştüğü bu pislikten kurtarmak için yüzlerce yola başvurup hatta çocuğunu doğururken sağladıkları avantaj ile yurt dışına birkaç saat içerisinde kaçırabilir. Senaryoyu daha da uzatmama gerek yok hepiniz konuyu benden daha iyi bir şekilde anlamışsınızdır. Çocuklarının özgürce bir araba yapmasına izin vermeyen aile, şimdi parçalanmış bir şekilde duran hayatlarının pazıllarını birleştirmek için tüm varlıklarını seferber etmeye çalışmaktadırlar ama sonuçta o parçalanıp yakılan, tahtadan araba galip gelmiştir.