Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini sabit tutsa da kredilere zorunlu karşılık uygulanması, risk ağırlıklarının artırılması, kredilere döviz bozdurma şartı getirilmesi, ihtiyaç kredilerinde taksit sayısının azaltılması, enflasyona endeksli tahvillerde ıskonto oranının yüzde 5O’ye kadar çıkarılması gibi kararlarla krediler yavaşlatılmak isteniyor. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son düzenlemelerinin ardından banka kredilerinde frene basıldı. Kamu bankaları, ikinci el konut ve tüketici kredisi büyümesini sınırlayan bir politika izliyor. Hem ucuz TL kredilere artan talep hem de başta olmak üzere alınan önlemlerin maliyet artırıcı etkisi ile kredi ve mevduat faizleri de sert yükselişe geçti.
İHTİYAÇ KREDİSİ FAİZİ 44 AYIN ZİRVESİNDE
TCMB verilerine göre ortalama ihtiyaç kredisi faizleri geçen hafta yüzde 35,41'e yükselerek 44 ayın zirvesine yükseldi. Son üç ayda ihtiyaç kredisi faizlerinde 800 baz puana yakın yükseliş oldu. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021 öncesinde ihtiyaç kredisi faizleri yüzde 23 seviyelerinde bulunuyordu. Öte yandan. 44 ayın zirvesine ulaşmasına rağmen İhtiyaç kredisi faizleri enflasyonun çok altında olmaya devam ediyor.
TİCARİ KREDİ FAİZLERİ GERİLİYOR
Mayıs haziran döneminde yaklaşık 900 baz puanlık yükseliş kaydeden ticari kredi faizleri ise son iki haftada düşüş kaydederek ortalamada yüzde 27,38'e geriledi. Birçok şirket ise bu oranın çok üzerinde faiz oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Uzmanla. TCMB'nin politika faiziyle kredi faizlerinin ayrışmasının vade farkından ve enflasyon riskinin fiyatlanmasından kaynaklandığına işaret ediyor. Tüketici kredileri faizleri daha çok uzun vadeli olduğu için bankalar vade riskini daha çok hesaba katıyor.