SEÇİM

HÜDA-PAR: Kadınlar ve Kürtler bu ülkenin mağdurlarıdır!

Seçim sonrası Şehrivan’ın Van ve ülke genelindeki seçimler ile ilgili sorularını yanıtlayan HÜDA Par Van İl Başkanı Rasim Sayğın, son günlerin en çok tartışılan konusu olan kadın meselesi ile ilgili de konuştu. Günlerdir tartışılan HÜDA PAR’ın kadına bakışını değerlendiren Sayğın, “Kadınlar ve Kürtler bu toplumun mağdur kesimleridir” dedi.

Abone Ol

ŞEHRİVAN ÖZEL: YUNUS YILMAZ-ÖMER AYKAÇ

Kadın meselesinin çokça tartışıldığı süreçte konuşan Sayğın, HÜDA PAR’ın kadına bakışını detayları ile açıkladı ‘Kadınlar ve Kürtler bizim hassas olan temel noktalarımızdır’ diyen Sayğın konuyla ilgili olarak; “Üzerinde çok duruyoruz. Kadınlar ve Kürtler bu toplumun mağdur kesimleridir. Haklarının tastamam kendilerine verilmesi lazım. Biz HÜDA PAR olarak kadına yönelik pozitif birtakım haklardan bahsediyoruz. Bizim söylediklerimizi tersinden okuyup farklıymış gibi göstermeye çalışıyorlar. Örneğin biz diyoruz ki, kadın kendisine uygun olan işlerde çalıştırılmalıdır. Bu pozitif bir ayrımcılıktır. Aynı kamu kurumunda çalışan bir kadın ve bir erkeğe karşı kadına daha rahat işlerin verilmesini savunuyoruz. Bu tutum kadını daha da öne çıkarır. Kadına yönelik anayasal olarak pozitif bir ayrımcılık yapılmalı, kadın istiyorsa kendisine uygun daha rahat işlerde çalışabilmeli” ifadelerini kullandı.

“KADINA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”

Kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini dile getiren Sayğın şunları aktardı: “Kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması lazım, önündeki engellerin kaldırılması lazım. Aile hukukunda kadın çok önemli bir yer tutuyor, bu toplumun yarısı kadındır, diğer yarısını da kadınlar yetiştiriyor. Bakış açımız budur, dolayısıyla biz kadına çok önem veriyoruz. Bizim temel değerlerimizin, aile yapımızın korunmasında kadın birinci sıradadır. Erkekten çok daha öndedir, dolayısıyla burada kadının üzerine toplumda hem aile hem de çalışma hayatı içerisinde çok ciddi sorumluluklar yüklenmiştir. Bizler kadının üzerindeki bu yükü biraz daha hafifletmek istiyoruz. Kadını aileyle rakipmiş gibi bir pozisyona sokmak istemiyoruz. Kadın aynı zamanda annedir, anne çocuğuyla daha çok vakit geçirmek istiyorsa ki her anne bunu ister, biz de diyoruz ki bunun hukuksal yapısını oluşturalım. Çalışan kadın çocuğuyla, ailesiyle daha çok vakit geçirsin. Ağır işlerde çalıştırmayalım. Bunun neresi kadına yönelik bir karşı duruştur?”

SAYĞIN: TÜRKLERİN NE KADAR HAKKI VARSA KÜRTLER DE O KADAR HAKKA SAHİP OLSUN

Sayğın, ‘Türklerin ne kadar hakkı varsa Kürtler de o kadar hakka sahip olsun’ diyerek şunları söyledi: “Kürtlerle ilgili olarak Kürt haklarıyla alakalı olarak Türklerin ne kadar hakkı varsa Kürtler de o kadar hakka sahip olsun. Eğer bir Kürt kendisini bu devletten uzak olarak görüyorsa ‘Benim devletim değil’ diye bakıyorsa veya başka bir hususa yönelik olarak kendinde ayrı bir engel görüyorsa biz diyoruz ki bu engeli kaldıralım ve sahiplenme duygusu oluşsun. Türkçülük müdür? Irkçılık mıdır? Bunları aradan kaldıralım, Kürtlerin şu anki bakış açısından Kürtlerle Türkler arasında bir fark olduğunu kimse iddia etmiyor. Devlet yetkilileri dahi ‘Biz kardeşiz’ diyor. En milliyetçisi dahi Türk’ün Kürt’ten bir farkı olmadığını söylüyor. Biz de diyoruz ki madem böyle o zaman aradaki engelleri çıkaralım. Eğer insan kendini herhangi bir sebeple öteki hissediyorsa bu öteki hissetmesine sebep olan şey neyse ortadan kaldıralım, bütünleşelim.”

“BİZİM ÜMMETÇİ BİR BAKIŞ AÇIMIZ VAR”

Ümmetçi bir bakış açılarının olduğunu dile getiren Sayğın sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim ve diğer partilerin arasındaki çıkış noktamız bu, farkımız bu. Sadece Türk-Kürt değil, kendini öteki hisseden diğer tüm milletlerin arasındaki engelleri kaldıralım ve daha bütünsel bir yapı oluşturalım. Bizim ümmetçi bir bakış açımız vardır, biz daha çok devletten daha çok bölünmeden yana değiliz. Tüm İslam aleminin bir araya gelmesini ve tüm İslam alemini tek millet olarak görüyoruz. Dolayısıyla bizim bakış açımız buyken Türkiye’ye yönelik bölücülük anlamına gelen şeyler demek hakikaten çok düşmanca bir yaklaşım ve okumadır. Bizi dinleyenler, programımızı okuyanlar tam bir kardeşlik programıyla yola çıktığımızı, ülkeyi daha çok bütünleştirmeye yönelik taleplerimiz olduğunu göreceklerdir.”