Öğretmenlik mesleği böyle bir şey işte yaşım 52 ama öğretmenlerimi her gördüğümde düğmemi ilikliyorum. Bir o kadar da heyecanlanıyorum desem inanın.
Hangi birisini anlatayım, Efraim Erdem, Ali Alpsoy, İbrahim Evirgen, Abdurrahman Naci Dönmez, Abdurrahman Çelebi, hepsi de şu anda emekli.
Diyarbakır Lisesinde okuduğumda ayrıcalıklı bir öğrenciydim. Orta okulu dışarıdan bitirmiş, 20 yaşında liseye kayıt olmuş, evli iki çocuk babasıydım. Bekli de okulun en yaşlı, en olgun talebesiydim. Onu için öğretmenlerim bana farklı bir gözle bakıyorlardı.
Bu dönemde yaşadığım bazı anekdotları paylaşmak istiyorum. Bir gün Ali Hocam teneffüs arası geç kalan öğrencilerin enselerini birer tokat yapıştırıyordu, ben de geç kalmışım ama bir o kadar da mahcubum. Ali Hocam elini omzuma koydu ve diğer eliyle eline tokat çaktı:)))
Başka bir gün Cuma saatinde izin almak için merhum Müdürümüz Abdulvahhap KOÇ’a çıktım, saat değişikliği Cumaya yetişmemize engel oluyor dedim, beni dinledi ve dedi ki, “Tamam evladım, çaresine bakarız,” ikinci gün Ali Hocam beni çağırdı ve dedi ki, “Eyüphan şimdi ben desem ki Cumaya giden gitsin, okulun yarısı boşalacak, sen kimin namaz kıldığını az çok biliyorsun isim listesini getir sizi o saatte izinli sayarız”
Efraim Erdem Hocam, bir gün sınıfın kopyacılarından şüphelenmişti sınavda bir çok kişinin yerini değiştirdi, beni de öğretmen masasına oturttu, yanlış yapan bir öğrenciye de sert bir tokat çekti, sınıfta çıt yok, o sınavda Lise birincisi Mehmet Tahir Tayınmak, 5, Türkan Önver adında bir kız arkadaş 6, ben de an yüksek not olarak 7 almıştım, diğerleri 1,2,3 hepsi zayıf aldılar.
Lise birinci sınıfta bir blok derste sınıfı 80 dakikayı bana teslim etti ve o dersi ben anlattım. Bu, bir açıdan bana güven kazandırdığı gibi diğer açıdan Kimya öğretmeni olamama vesile oldu.
Ben lise öğrenimim süresince sadece bir defa teşekkür aldım, bir sefer daha ortalamam tutuyordu ama Coğrafya dersim 4 olunca teşekkür alamadım. Ben de coğrafya öğretmenimi Başyardımcımız olan Efraim Hocamıza şikayet ettim. Yerinden kalktı, alnımdan öptü ve dedi ki alsana bir teşekkür benden olmaz mı?
Abdurrahman Naci Dönmez, hayattaysa Allah selamet versin, vefat etmişse ruhu şad olsun. Üçüncü sınıftayız, organik kimya dersimize o geliyordu. Bir gün bir soru sordu sadece ben cevapladım. Tahtaya bir grafik çizdi birini 3’ten başlattı 30 derece ile yükseliyor, diğerini sıfırdan başlattı ama 60 derece ile şahlanıyor. Grafiğin dersle bir ilgisi olmayınca biz de hayretle bakıyoruz. Sınıfa döndü dedi ki bu grafikten ne anladınız? Cevap yok, dedi ki 30 derece ile çizdiğim grafik sınıfındır, 60 derece ile çizdiğim grafik Eyüphan’ındır arkadaşınızı tebrik ediyorum.
Bir gün saç kontrolü için sınıfa geldiler, onun bunun saçını makasla ayıplı hale getirdiler, benim de bakımlı bir saçım var, ama bir az uzamıştı haylaz bir sınıf arkadaşım “Eyüphan’ın da saçı uzamış” demez mi Abdurrahman Çelebi adında bir Hocam “Eyüphan ne zaman saçını keseceğini bilir” dedi.Dünyalar benim olmuştu.
Birinci sınıfta yıl sonuna doğru sadece İngilizcem 4 diğerleri yüksek notlarla vermişim. (değerlendirme 10 üzerinde yapılıyordu.) İngilizce öğretmenim İbrahim Evirgendi. Ben, sayın Hocam, orta okulu dışarıdan bitirmişim, evli, iki çocuk babasıyım yani şu 4 yerine 5 veremez miydiniz? hiç mi nezdinde kanaatimiz oluşmadı. Hocam merdivenlerde donup kalmıştı, neyse olan oldu artık Eylüle kaldı. Ama bu azminizi bilseydim bir dersle seni Eylül’e bırakmazdım.
Şunu da söyleyeyim bu gün bazı konularda siz saygıdeğer okuyucularımla bir şeyler paylaşabiliyorsam, İbrahim Hocamın katkısı paha biçilmez düzeydedir. Çünkü 2007’de bana gazetenin köşesini ilk tahsis eden O dur.
Hangi birini anlatayım. Bir yazılık iş değil. Bütün hocalarımıza minnettarım Yüce Rabbim onlara sıhhat afiyet versin, ibadetle nakışlanmış bir ömür diliyorum.
Saygılarımla…