Herkes büyüklüğün tohumlarını taşır. "Büyük" kişiler başka herhangi bir kişinin sahip olmadığı şeylere sahip değillerdir; onlar yalnızca yol üzerinde duran ve kendilerine engel olan şeylerin çoğunu kaldırmıştır. (Yaşam Dersleri)
Yaradan, insanları öyle hassas bir ölçüde yaratmıştır ki, O’nun sünneti, yani çizdiği yol takip edilirse herkes mutlu olur. Defalarca yazdım, yazıyorum; her insan özeldir, özene bezene yaratılmıştır. İş ki kişi kendi kendisinin ve potansiyelinin farkında olsun. Maalesef bu yaşıma geldim bu durumun farkında olana az rastladım. Çocukluğumdan beri herkes piyasadaki ün yapmış veya zengin olan kişilere bakıp onların yolundan gitmeye daha doğru bir ifade ile ayak izlerini takip etmeye çalışıyor.
Çocukluğumuzda doktorluk çok revaçta ve saygın bir meslekti; hala da öyle. Mardin’de yerli yani Mardinli bir iki doktor vardı. Herkesin övgü ve ilgilerine muhatap oluyorlardı. Onların bu durumunu gören büyüklerimiz çocuklarını bu saygın mesleğin mensubu yapmaya gayret ederlerdi. Bizim zamanımızda üniversite sınavına müracaat ederken aynı zamanda tercihlerimizi de yapıyorduk. O zamanlar çok fazla tıp fakültesi yoktu. Tercihlerimizi yaparken çoğumuz ilk sıralara ailemizin isteği üzerine bütün tıp fakültelerini yazıyorduk; yeteneğimiz olup olmadığını bilmeden. Bu devirde de maalesef aynı durum devam ediyor. Bu yıl kızım üniversite sınavına girdi. Sınav sonuçları açıklandı. Profesyonel bir destek alıp; hangi alanda yetenekli olduğunu dolayısıyla da mutlu olacağı alanı tespit ederek önüne seçenekleri sunup karar vermesine yardımcı olmayı planlıyorum.
Malum, üniversitelerin spor, resim öğretmenliği ve diğer bazı fakültelerine kayıt yaparken yetenek sınavı yapılıyor. Öyle ya, resme yatkınlığı olmayan kişiye resim öğretmenliği yaptıramazsınız. Ancak daha önemli olan tıp ve diş hekimliği fakültelerine yetenek sınavı uygulanmıyor. Özellikle diş doktorluğu el becerisi ister. Eli yatkın olmayan kişi dişçilik fakültesini bitirmiş olsa da pratikte başarılı olması çok zor.
“Herkes ne için yaratılmışsa, ona o şey kolay ve iyi gelir.” (Hadis)
Hemen herkeste mesleğine karşı bir sevgi, hiç değilse bir bağlılık ve alâka görülüyor. "Bu da Allah'ın azametine bir işaret, Meselâ bir lâğımcı, akşam olup da işini bitirdiği zaman: Bugün üç araba pislik attım. İş olsaydı daha şu kadar da atabilirdim! diye iftihar eder. (Kenan Rıfai)
Herkes kendi yeteneğin büyüklüğünün tohumlarını taşır. Tüm mesele, kişinin yapısal yeteneğini bulup onu o yönde kanalize etmek. Bunu gerçekleştirebilirsek Nobel Ödülü alma potansiyeli olan çocuklar yetiştirmemiz işten bile değil.