Haraca dayalı eğitim!

Abone Ol

Şehrivan Gazetesi’nde cumartesi günü okuduğumuz bir haber, eski alışkanlıkların hâlâ devam ettiğini gösterdi bize.

 

Önce kısaca o haberi hatırlayalım: ‘Telia Sonera Anadolu Lisesi’nde (Eski Kazım Karabekir Lisesi) bir öğretmen, ‘spor parası’ adı altında toplan 5 TL’lik meblağı vermedikleri gerekçesiyle bazı öğrencileri dersten atmış.

 

Haber bu.

 

Söz konusu spor parasının, okuldaki spor salonunun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla toplandığını da belirtelim.

 

Haberin devamında okuldaki diğer öğretmenlerin de öğrencileri tehdit ettiği belirtiliyor.

 

Öğrencilerin ne ile tehdit edildiklerini haberden öğrenemiyoruz ama, ben dersten atılan öğrencilerden birinden sordum; diğer öğretmenler “Sizi dersten bırakırız” demişler.

 

Şehrivan’ın görüştüğü Milli Eğitim yetkilileri ise, “Böyle bir şey olamaz” demişler.

 

Her zaman ki gibi…

 

Olaya geniş açıdan bakmaya dikkat edelim.

 

Burada resmin diğer taraflarına bakalım, karşımıza eski alışkanlıkların çıktığını göreceğiz.

 

Suç öğretmenin değil bana göre.

 

Bir öğretmen, öyle kafasına estiği gibi öğrencilerden para toplama işine girmez.

 

Dolayısıyla okul idaresinin muhakkak haberi vardır.

 

Okul idaresi, muhtemelen, ihtiyaçlarının karşılanması için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurmuş, onlardan da sonuç alamayınca böyle bir işe kalkışmışlar.

 

Okul ihtiyaçlarının karşılanması için zaman zaman okul aile birlikleri ile böyle işlere girişildiği herkesin malumu.

 

Benim bildiğim okul aile birlikleri bu benzerdeki para toplama işini ‘verebilen versin’ şeklinde yapıyor, yapmalı daha doğrusu.

 

Telia Sonera Anadolu Lisesi’ndeki bu olayda okul aile birliği işin neresinde, tam olarak bilemiyoruz.

 

Bir okul aile birliğinin olup olmadığını da bilmiyoruz açıkçası.

 

İşin kötüsü ise bir öğretmenlerin bu olayda kendilerine fazla pay çıkarması, parayı vermeyen öğrencileri dışarı atması.

 

Öğretmenin işi, elindeki imkânları kullanarak eğitim vermesidir.

 

Eksikliklerinin tamamlanması için okul idaresine baskı yapmasıdır.

 

Okul idaresinin işi ise; Milli Eğitim’le ya da mevcutsa okul aile birliği ile bu işi çözmesidir.

 

Bütün bunlar yapılmıyorsa, olay, haberdeki gibi bir ‘haraç’ toplama işine dönüşür ki; böyle gazete manşetlerine konu olur.

 

Burada suçun büyük kısmı Milli Eğitim Müdürlüğü’ne aittir.

 

Okulun adından da anlaşılacağı üzere, hayırsever bir kuruluş okulunu yapmış, sana teslim etmiş.

 

Sen de bu okulun eksiklerini tamamlayıver bir zahmet.

 

Okulun spor salonuna iki top alamayan ve öğrencilerden ‘haraç’ toplama misali zorla para toplayan bir eğitim yöneticisi zihniyetinden bahsediyoruz.

 

Öğretmenlerini ‘mültezim’ konumuna getiren bir eğitim anlayışı…

 

Milli Eğitim Müdürlüğü, bu ‘tribüter’ anlayışla gittiği müddetçe Van’ın sınavlardaki sıralaması son beşteki yerini korumaya devam edecektir.

 

Bu vesileyle görevine yeni başlayan Milli Eğitim Müdürü’ne buradan selam gönderelim.

 

Öğretmenlerin çok büyük sıkıntıları var, önce onları halletmeye çalışsın.

 

Okul idarelerine çeki düzen versin.

 

Öğretmenlerini ‘mültezimlikten’ kurtarsın…

 

Yok, eski düzenin devamı için çaba gösterecekse, şimdiden açık olsun yolu.

 

Devam edilebilecek bir konu eğitim.

 

Yeri geldikçe konuşmaya devam edeceğiz.