Mevlana Hazretlerine sormuşlar; “O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?” Mevlana şu cevabı vermiş; “Haddimi bilirim.”
Bir insanın neler yapması gerektiğini bilerek onun sınırlarını geçmemek. “Hadd” kelimesi, Arapça “sınır, derece, gerçek değer” gibi anlamlara gelir.
“Ya bilgili olun ya da bilgili olanlarla birlikte olun.”
İnsanın her şeyi bilmesi ancak şu şekilde mümkün olabilir; kendi alanında uzmanlaşmak diğer alanlar da ise uzmanları bilmek ve onların bilgisinden faydalanmak. Böylece insan kendi alanında doğrudan bir otorite, diğer alanlarda ise bu alanların otoritesini tanıyıp dolaylı bir otorite sahibi olur.
İnsan bilgisini bir denize benzetirim. Denizin kıyısına gelen bir kişi kendini büyük görür. Denize girip kıyıdan açıldıkça gittikçe küçülür. Öyle ki gücü yetip kıyıdan ne kadar uzaklaşırsa o kadar küçülür; ta ki görünmez olur. Buradaki deniz ilimdir. Ne kadar ilim/bilgi sahibi olursak o kadar kendimizi yetersiz hissederiz. İmam-ı Azam Ebu Hanife'ye atfedilen bir söz vardır: “Bilmediklerimi ayağımın altına alacak olursam başım arşa değerdi.” Bu nedenle bilginler, âlimler temkinli konuşurlar. Her şeyi bildiğini iddia eden kişiden kaçınmak lazım.
Abdurrahman b. Ebî Leyla diyor ki: "Bu mescitte Resûlullâh'ın ashabından yüz yirmi tanesini gördüm. Onlardan birisine bir hadisin manası veya bir fetva sorulsa, hepsi de kendisinin yerine arkadaşının cevap vermesini temenni ederdi. Arkadaşı da başkasına havale ederdi. Öyle ki dolaşa dolaşa soru tekrar ilk sorulana gelirdi." Bu bilgisizliklerinden değildi. Belki arkadaşı daha iyi bilir, düşüncesiydi. Gençliğimde, edindiğim bilgiyi kesin doğru kabul edip her platformda savunurdum. Ancak yaş alıp çeşitli kaynaklardan bilgilendikçe edindiğim bilgilerimin hatalı olabileceğini fark ettim. Ondan sonra kendime göre doğru olan bilgiyi paylaşınca yanlış olma ihtimalini de göz önünde bulunduruyorum. Aynı şekilde bana göre aykırı bir düşünce işittiğimde de doğru olabileceğini varsayıp itirazı insaflı yapıyorum.
Bilgili adam aynı zamanda haddini bilen adamdır. Kendi alanının derinliklerine nüfuz eden kişi, kendi alanında derin bilgiler olduğunu görecek; böylece diğer alanlarda derin bilgileri olabileceğini keşfedecek ve haddini, hududunu bilecektir.
Her şeyden evvel haddimizi bilmeye var mıyız?